Yazar "Oktay, Ayla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 36
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Çeşitli ülkelerde ilköğretim uygulamaları(Hacettepe Üniversitesi, 1992) Oktay, Ayla; Ramazan, OyaYüzyıllar boyunca yalnız belirli sınıflar için bir hak olarak düşünülen eğitim ve öğretim, yüzyılımızda artık toplumun her bireyine sağlanan bir imkan olma yolundadır. Hümanizma ile başlayan bu konudaki düşünce değişiminin, Fransız İhtilali ile birlikte ortaya çıkan eşitlik, kardeşlik, özgürlük fikirleriyle çeşitli Avrupa ülkelerinde kabul görmeye başladığı ve o günden bugüne giderek arttığı gözlenmektedir. Ancak ilköğretimin yaygınlaşması, daha çok 20. yy. da gerçekleşen bir olaydır. Hala dünyanın birçok yerinde ilköğretimden yararlanamayanlar vardır. Geçen yüzyılın ilk üç çeyreğinde; Avrupa ülkelerinin pek çoğunda çocukların ekseriyeti ilköğretimden yararlanamamaktaydı. Bu konudaki ilk teşebbüsü geçekleştirenler Danimarka, Hollanda, Norveç ve Rusya gibi ülkelerdir. Bu ülkeler; ilköğretim düzeyinde okullaşmayı birer amaç olarak benimsemişlerdir. Benzer bir durum Amerika'da da görülmekteydi.Yayın Çocuğun dil gelişiminde fonolojik duyarlılığın (ses bilişsel duyarlılığın) karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Marmara Üniversitesi, 1997) Aktan, Ebru; Oktay, AylaAraştırmada, farklı Alfabe sel Yazı Sistemlerine sahip olan Türkçe ve İngilizcenin dil ve yazı sistemlerinin özelliklerinin, çocukların fonolojik duyarlılık ve gelecekteki okuma becerileri üzerindeki etkileri saptanarak, Türkçe okuma-yazma öğretiminin kolaylaştırılabilmesi için en uygun öğretim yöntemlerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Farklı yaş gruplarındaki 63 kız, 75 erkek denek üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, öğrencilerin Harf Tanıma, Harf Kullanma, Kelime Çözümleme ve çeşitli Fonolojik Duyarlılık Testlerinde aldıkları puanlar karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonucunda, Türk anaokulu öğrencilerinin Kelime Çözümleme Testi'nde Amerikalı anaokulu öğrencilerine göre daha başarısız oldukları gözlenirken; ilkokul düzeyindeki Türk öğrencilerin, Amerikalı akranları ile karşılaştırıldıklarında çok daha başarılı oldukları saptanmıştır. Türk ve Amerikalı öğrencilerin Fonolojik Duyarlılık Testlerinde aldıkları puanlar karşılaştırıldığında ise, Türk öğrencilerin her iki sınıf düzeyinde de Amerikalı öğrencilerden daha yüksek puanlar elde ettikleri tespit edilmiştir.Yayın Çocuğun yaşamında ilkokulun yeri ve önemi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 1988) Oktay, Aylailkokula başlamak, çocuğun hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir, ilkokul, evden ilk kez ayrılan çocuğun, günün büyük bir bölümünü yeni arkadaş ve yeni yetişkinlerle geçirdiği, evden farklı bir ortamdır. Çocuk ilk kez programlı öğretimin gerektirdiği etkinliklere katılmak, belirli bir disiplin planı dahilinde kurallara uymak, öğretmenin talimatını yerine getirmek ve daha da önemlisi okuma yazma, aritmetik vb konuları öğrenmek gibi görevlerle karşı karşıyadır.Yayın Çocuk haklarına yönelik Ebeveyn Tutum Ölçeğinin geliştirilmesi ve standardizasyonu(Dokuz Eylül Üniversitesi, 2011) Yurtsever Kılıçgün, Müge; Oktay, AylaBu araştırmada 6-14 yaş grubu çocuğu olan anne-babaların çocuklarının haklarına yönelik tutumlarını ölçen geçerli ve güvenilir bir ölçme aracının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örnekleminde 6-14 yaş arası çocuğu olan 743 anne ve 743 baba olmak üzere toplam 1486 ebeveyn yer almıştır. Geliştirilen “Çocuk Haklarına Yönelik Ebeveyn Tutum Ölçeği”, 63 maddeden oluşan 5 dereceli Likert tipi bir ölçektir. Ölçek, anne ve babaların çocuklarının haklarına ilişkin tutumlarını “Bakım ve Korunma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” olmak üzere iki temel tutum olarak değerlendirmektedir. “Bakım ve Korunma” tutumu; “Devlet Güvencesi ve Desteği” ve “Bakım ve Koruma” olmak üzere iki alt boyutlu bir yapıya; “Kendi Kendine Karar Verme” tutumu ise tek alt boyutlu bir yapıya sahiptir. “Devlet Güvencesi ve Desteği” alt boyutunda 23 madde, “Bakım ve Koruma” alt boyutunda 15 madde “Kendi Kendine Karar Verme” alt boyutunda 25 madde yer almaktadır. Ölçeğin “Devlet Güvencesi ve Desteği” alt boyutunun faktör açıklayıcılığı %26.11; “Bakım ve Koruma” alt boyutunun faktör açıklayıcılığı %17.36 ve “Kendi Kendine Karar Verme” alt boyutunun faktör açıklayıcılığı %24.50’dir. “Çocuk Haklarına Yönelik Ebeveyn Tutum Ölçeği”nin genel toplamında anne-babaların çocuklarının haklarına yönelik tutumlarını açıklayıcılık düzeyi yüzde 67.98’dir.Yayın Çocuk ve ergenler için sosyal destek ölçeğinin Türkçe'ye uyarlanması(NWSA, 2009) Cırık, İlker; Oktay, Ayla; Fer, SevalBu çalışmanın amacı, Malecki, Demaray ve Elliot tarafından geliştirilmiş olan “Çocuk ve Ergenler İçin Sosyal Destek Ölçeği”nin Türkçeye uyarlanmasıdır [1]. Çalışma, İstanbul’da bulunan 11 ilköğretim okulunda yürütülmüştür. Çalışmaya ilköğretim 5.,6., 7. ve 8. sınıflardan 754 kız, 763 erkek, toplam 1517 öğrenci katılmıştır. Dilsel eşdeğerlik için yapılan İngilizce ve Türkçe uygulamalarda anlamlı (p=.00, p<.01)korelasyon değerleri bulunmuştur. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bulgular, ölçek maddelerinin her faktörde 12 madde olmak üzere, toplam 5 faktörde toplandığını göstermiştir. Toplam ölçeğin iç tutarlık katsayısının ve madde bırakmalı alfa katsayısının 5. ve 6., 7., 8. sınıflarda .96 olduğu görülmüştür. Toplam ölçeğin düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları 5. sınıflarda .36 ile .67 arasında değişirken, 6., 7., 8. sınıflarda .35 ile .63 arasında değişmiştir. Test-tekrar test uygulamaları sonucunda, madde, faktör ve toplam ölçek bazında anlamlı (p=.00, p<.01)korelasyon değerlerine ulaşılmıştır.Yayın Çocuk ve ergenler için sosyal destek ölçeğinin Türkçeye uyarlanması(NWSA Akademik Dergiler, 2011) Cırık, İlker; Oktay, Ayla; Fer, SevalBu çalışmanın amacı, Malecki, Demaray ve Elliot tarafından geliştirilmiş olan “Çocuk ve Ergenler İçin Sosyal Destek Ölçeği”nin Türkçeye uyarlanmasıdır [1]. Çalışma, İstanbul’da bulunan 11 ilköğretim okulunda yürütülmüştür. Çalışmaya ilköğretim 5.,6., 7. ve 8. sınıflardan 754 kız, 763 erkek, toplam 1517 öğrenci katılmıştır. Dilsel eşdeğerlik için yapılan İngilizce ve Türkçe uygulamalarda anlamlı (p=.00, p<.01)korelasyon değerleri bulunmuştur. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bulgular, ölçek maddelerinin her faktörde 12 madde olmak üzere, toplam 5 faktörde toplandığını göstermiştir. Toplam ölçeğin iç tutarlık katsayısının ve madde bırakmalı alfa katsayısının 5. ve 6., 7., 8. sınıflarda .96 olduğu görülmüştür. Toplam ölçeğin düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları 5. sınıflarda .36 ile .67 arasında değişirken, 6., 7., 8. sınıflarda .35 ile .63 arasında değişmiştir. Test-tekrar test uygulamaları sonucunda, madde, faktör ve toplam ölçek bazında anlamlı (p=.00, p<.01)korelasyon değerlerine ulaşılmıştır.Yayın A cross-linguistic comparison of phonological awareness and word recognition in Turkish and English(Taylor & Francis Online, 2002) Oktay, Ayla; Aktan, EbruPhonological awareness has been demonstrated by numerous researchers to be one of the most powerful predictors of subsequent reading success. By considering these predictors as a starting point, the relations between children’s phonological awareness developed at the pre-reading stage and their reading skills were examined and the influences of the features of various language systems and orthographies upon children’s phonological awareness and subsequent reading abilities were studied. The results are important for developing new methods for teaching reading. In this research, besides studying the relationship between the development of children’s phonological awareness and their subsequent reading skills, how the children’s linguistic and orthographic characteristics of English and Turkish effect phonological awareness and subsequent reading success were also analysed. The aim was to recommend the most appropriate method for teaching reading and writing to children acquiring literacy in Turkish. The research was designed as a survey model. The participants of the study were 94 Turkish students (46 girls and 48 boys) attending two public primary schools and two public kindergartens in Istanbul during the 1994–95 educational year and 44 American students (17 girls and 27 boys) at different ages attending a public primary school and its kindergarten in Duluth, Minnesota. In this study, their scores in letter identification tasks (upper-case and lower-case letter identification), letter usage tasks, decoding tasks and various phonological awareness tasks were compared. Turkish and American students’ scores in all tasks, as to grade, language and language unit variables were also analysed, and two-way ANOVA and correlations were also obtained. Whether grade, language and language unit independent variables and their interactions cause significant distinctions between the groups’ scores was examined. The results of this study indicate that while Turkish kindergarten students are less successful than American students in the decoding tasks, Turkish primary school students score higher compared with American children at the same grade level. When the scores of Turkish and American students in phonological awareness tasks were compared, it was found that Turkish students scored higher in both grade levels than American students and it was ascertained that, particularly as the children became literate, the phonological awareness ability of Turkish students increased considerably. These results point to how the spoken language affects the development of phonological awareness and the contribution of this ability to learning to read in alphabetic writing systems.Yayın Cumhuriyet döneminde okul öncesi eğitimin gelişimi: Tarihsel gelişim ve günümüzdeki durum(Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 2005) Oktay, AylaÇocuğun doğumundan ilköğretime başlayıncaya kadar olan yıllar, genelde okul öncesi dönem olarak tanımlanabilir. Son yıllarda bu dönem, ilköğretimin I. ve II. yıllarını da kapsayacak şekilde genişletilerek “erken çocukluk dönemi” olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde “Erken Çocukluk” kavramı alandaki uzmanlar tarafından son yıllarda kullanılıyor olsa da, yasalar ve okul sisteminin yapısında bu dönemdeki eğitimle ilgili olarak “okul öncesi eğitim” kavramı varlığını sürdürmektedir. Adı ne olursa olsun, bu dönem insanın hayatının temelini oluşturur. Yaşamın geri kalan dönemleri de bu dönem üzerine oturtulur. Bu dönemde çocuğa sağlanan olanaklar ve yaşantıların zenginliği onun hayata daha avantajlı başlamasına yardımcı olur. İnsanoğlunun dünyadaki binlerce yıllık serüveninde, doğumdan 6-7 yaşına kadar olan dönemi anneler ve diğer aile üyeleri ile birlikte geçirilen bir dönem olarak değerlendirilmiştir. On sekizinci yüzyıldan itibaren, bu anlayış değişmiş ve toplumların değişen yapısına da bağlı olarak küçük çocukların eğitiminin evin dışında açılan kurumlarda yapılması fikri giderek yaygınlaşmıştır. Bu fikrin gelişmesinde özellikle Avrupa’da kadınların iş yaşamına katılmasının da önemli bir rolü bulunmaktadır.Yayın Development of pre-school education and training of teachers and administrators in Turkey(University of Malaga, 1994) Oktay, Ayla; Zembat, RenginAs happens to be the case in a lot of countries in the world, formal pre-school education in Turkey started in the second half of the 19th century and at the beginning of the 20th century At first, these attempts consisted mainly of providing accommodation for orphans and establishing charity foundations, which would provide them with food and sometimes medical care. Later on, this system became much more organised when it was included under the umbrella of the public services of the Ministry of Education. When the regulations prepared by this Ministry came into effect in 1914 1915, pre-school education attained a considerably organised status.Yayın Ebeveyn Otorite Ölçeği'ni (EOÖ) Türkçeye Uyarlama Çalışması(2012) Oktay, Ayla; Yurtsever Kılıçgün, MügeBu araştırmada, "Ebeveyn Otorite Ölçeği"ni (EOÖ) Türkçeye uyarlamaçalışması yapılmıştır. Araştırmanın örnekleminde 6-14 yaş arası çocuğu olan 330anne ve 330 baba olmak üzere toplam 660 ebeveyn yer almıştır. İlk olarak EOÖ'ninaraştırma kapsamında kullanılabilmesine ilişkin izin alınmış ve alan uzmanlarınıngörüş ve önerileri çerçevesinde ölçeğin Türkçe formu oluşturulmuştur. Daha sonrageçerlik ve güvenirlik analizleri yapılmıştır. En son aşamada ise EOÖ'nin anne vebabalar için tanımlayıcı istatistik değerleri hesaplanmış ve ham puanlara ilişkinyüzde, z ve T puan dönüşümleri yapılmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık katsayıları "serbestotorite" boyutunda .85, "yetkeci otorite" boyutunda .87, "yetkili otorite" boyutundaise .85 olarak bulunmuştur. Ölçeğin farklı zamanlardaki uygulama güvenirliği ise;"serbest otorite" boyutunda .96, "yetkeci otorite" boyutunda .97 ve "yetkili otorite"boyutunda .93 olarak belirlenmiştir.Yayın Ebeveyn Otorite Ölçeği’ni (EOÖ) Türkçeye uyarlama çalışması(Erzincan Üniversitesi, 2012) Yurtsever Kılıçgün, Müge; Oktay, AylaBu araştırmada, “Ebeveyn Otorite Ölçeği”ni (EOÖ) Türkçeye uyarlama çalışması yapılmıştır. Araştırmanın örnekleminde 6-14 yaş arası çocuğu olan 330 anne ve 330 baba olmak üzere toplam 660 ebeveyn yer almıştır. İlk olarak EOÖ’nin araştırma kapsamında kullanılabilmesine ilişkin izin alınmış ve alan uzmanlarının görüş ve önerileri çerçevesinde ölçeğin Türkçe formu oluşturulmuştur. Daha sonra geçerlik ve güvenirlik analizleri yapılmıştır. En son aşamada ise EOÖ’nin anne ve babalar için tanımlayıcı istatistik değerleri hesaplanmış ve ham puanlara ilişkin yüzde, z ve T puan dönüşümleri yapılmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık katsayıları “serbest otorite” boyutunda .85, “yetkeci otorite” boyutunda .87, “yetkili otorite” boyutunda ise .85 olarak bulunmuştur. Ölçeğin farklı zamanlardaki uygulama güvenirliği ise; “serbest otorite” boyutunda .96, “yetkeci otorite” boyutunda .97 ve “yetkili otorite” boyutunda .93 olarak belirlenmiştir.Yayın Effect of socio-economic situation on attitudes of parents for children's rights(Erciyes Üniversitesi, 2013) Yurtsever Kılıçgün, Müge; Oktay, AylaIn this study, effects of socio-economic status on parents’ attitudes for children's rights were investigated. Socio-economic status of the family in this study was limited with gender, age, education level of parents, family income and the place where born and raised of parents. The study was organized in accordance with the relational screening model. 642 mothers and 642 fathers, totaly 1284 parents took place in the research sample. "Family Information Questionnaire" and "Parental Attitude Scale for Children's Rights" were used as the data collection equipments in this study. Parents' attitudes for children's rights were defined in two dimensions in scale which were "Nurturance” and “Self-Determination”. According to the research findings, it was seen that mothers had attitudes in favor of "Nurturance” while fathers had attitudes in favor of “Self-Determination”. On the other hand, it was determined that both mothers and fathers with a high education level and family income status had attitudes in favor of "Nurturance”. Mothers and fathers born and raised in the town, county and city center, had attitudes in favor of "Nurturance” while parents born and raised in the village, had attitudes in favor of “Self-Determination”. Although maternal age was not effective on attitudes for “Self-Determination”, with increasing of mothers’ age significant difference was determined for "Nurturance”. Fathers aged 31 to 50 had attitudes in favor of "Nurturance”, while fathers under the age of 30 and over the age of 50 had attitudes in favor of “Self-Determination”.Yayın Erken matematik yeteneği testi - 2'nin (test of early mathematics ability - 2) Türkiye uyarlaması: Geçerlik, güvenirlik ve norm çalışması(Marmara Üniversitesi, 1999) Güven, Yıldız; Oktay, AylaMatematik tüm toplumların ve kültürlerin ortak dili olup, aynı zamanda günlük hayatın vazgeçilmez bir gerekliliğidir. Bilim adamları matematiği dünyanın düzen ve organizasyonu için öğrenilmesi gereken en güçlü araç olarak görmektedirler. Matematiğin alanına giren kavramlar çok çeşitlidir. Çokluk, sayma, numaralar, kümeler, toplama-çıkarma-bölme-çarpma gibi sayı ile ilgili temel kavramların yanı sıra; şekiller, ağırlık, hacim, uzunluk gibi kavramlar çocuğun gelişimine bağlı olarak doğumdan itibaren zaman içerisinde çeşitli aşamalardan geçerek öğrenilmeye başlarlar. Araştırmamızda geçerlik, güvenirlik ve norm çalışması yapılan Erken Matematik Yeteneği Testi-2 (EMYT-2) 3-8 yaş çocukların sayı ve sayı ile ilgili kavramlara dayalı matematik yeteneklerini ölçen bir test olduğu için aşağıda bu konudaki literatüre kısaca yer verilmiştir.Yayın İlköğretim öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek düzeyleri(Türk Eğitim Derneği, 2014) Cırık, İlker; Oktay, Ayla; Fer, SevalBu araştırmada, ilköğretim beş, altı, yedi ve sekizinci sınıf öğrencilerinin algıladıkları sosyal destek türlerinin sıklık ve önem düzeyi puanlarının, sosyal destek kaynaklarına göre anlamlı bir fark gösterip göstermediği incelenmiştir. Tarama modelinde yürütülen bu araştırmaya, İstanbul ilindeki 19 ilköğretim okulunun beş, altı, yedi ve sekizinci sınıflarına devam eden 2148 (1068 kız, 1080 erkek) öğrenci katılmıştır. “Çocuk ve Ergenler İçin Sosyal Destek Ölçeği (ÇESDÖ)” ile toplanan veriler, Tekrarlı Ölçümler İçin Anova ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin algıladıkları sosyal destek türlerinin sıklık ve önem düzeyi puanlarının, sosyal destek kaynaklarına (aile, öğretmenler, sınıf arkadaşları, yakın arkadaş, okuldaki diğer insanlar) göre anlamlı bir fark gösterdiği bulunmuştur (p<.05). Bu bulgu, destek kaynağının özelliğine (duygusal yakınlık, tutum, rol, statü) göre öğrencilerin tercih ettikleri destek türlerinin farklılaştığını göstermiştir.Yayın İlköğretim'de öğretmen sorunları(Türk Eğitim Derneği, 1982) Oktay, AylaBir toplumsal olay olan ve insanın insanla etkileşiminden kaynaklanan eğitimi çeşitli şekillerde tanımlamak olasıdır.1 (Ertürk, 1979 — Tezcan 1981) Eğitimin en yaygın tanımlarından biri; «geçmiş kuşakların kültür verilerinin, genç kuşaklara aktarılmasıdır.» Bir başka tanımında eğitim, «çocuk ve gencin, ilerdeki yaşamına uyum sağlayabilmesi için, kendisine gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılmasıdır. Öğretim ise, «çocuk ya da genci bu yarına hazırlama, yetenekleri doğrultusunda yetiştirme süreci içinde, ona gerekli bilgileri ve becerileri kazandırma işlevi» olarak tanımlanabilir.Yayın İlköğretim’de öğretmen sorunları(Türk Eğitim Derneği, 1982) Oktay, AylaEğitimin en yaygın tanımlarından biri; «geçmiş kuşakların kültür verilerinin, genç kuşaklara aktarılmasıdır.» Bir başka tanımında eğitim, «çocuk ve gencin, ilerdeki yaşamına uyum sağlayabilmesi için, kendisine gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılmasıdır. Öğretim ise, «çocuk ya da genci bu yarına hazırlama, yetenekleri doğrultusunda yetiştirme süreci içinde, cnc gerekli bilgileri ve becerileri kazandırma işlevi» olarak tanımlanabilir. Genellikle dilimizde eğitim ve öğretim sözcükleri bazen eşdeğerli, bazen de beraber kullanılır. Ama hangi şekilde kullanılırsa kullanılsın .eğitim ve öğretim birbirine sıkı sık.va bağlı ve birbirleri ile yakından ilişkilidirYayın İlkokul öğrencilerinde el yapması modeller ve dramatizasyonla biyolojik kavramlar ve aralarındaki ilişkilerin öğretilmesi(Marmara Üniversitesi, 1998) Şahin, Fatma; Oktay, AylaÖğrenmede üç aşama vardır. Birincisi keşif, ikincisi öğretmen açıklamaları, üçüncüsü tatbikattır. Tatbikat aşamasında zengin aktivitelerle tekrar ve uygulamalar yapılır. Yeni öğrenilen bir bilginin kalıcı hafızaya yerleşebilmesi için tekrarı gereklidir. Tekrar sadece anlatma ve okuma şeklinde olursa öğrenciyi sıkar. Ancak oyun, model yapma, günlük olaylarla ilişki kurma, gezi gözlem gibi değişik aktivitelerle tekrarlanırsa hem zevkli hem de kalıcı öğrenme sağlanır, öğrenme için çocuğun kendi yapması, araştırması ve bulmasına imkân verilmelidir ( Anderson,1992., Damond, & Pheps, 1989).Yayın İlkokul ve ortaokul ders kitaplarının fiziksel özelliklerinin incelenmesi(Marmara Üniversitesi, 1996) Ayçiçeği, Ayşe; Oktay, AylaTu?rk eg?itim sisteminde ilkokuldan başlayıp u?niversiteye kadar bazı derslerin her yıl okutulmasına rag?men o?g?rencilerin bu derslerle ilgili yeterli bilgiye sahip olamaması, o?g?rencinin derslere ilgisizlig?i, c?og?unun okulu sıkıcı yerler olarak sistemimizdeki ne tu?r eksiklikler bizi bu noktaya getirmiş olabilir?Yayın İlkokulda öğrencilerin birbirlerini şikâyet etmeleri ve bu konuda öğretmene düşen görevler(Türk Eğitim Derneği, 1981) Oktay, Ayla«Öğretmenim. Ayşe kalemimi aldı.» «Öğretmenim, Ali bana vurdu.» veya «Ayşe konuştu.» ve buna benzer şikâyetler, özellikle ilkokul öğretmenlerinin birgün boyu öğrencilerinden sıkça işittikleri şikâyetler arasındadır. Zaman zaman öğretmenler, bunun bir disiplin sorunu olarak mı, yoksa öğrencilerinin kişisel durumu yönünden mi ele alınması gerektiği konusunda kararsızlığa düşerler. Bazen şikâyet eden öğrenciye, şikâyet ettiği için kızarlar, bazen de şikâyet edilenleri cezalandırma yoluna giderler. Bazı öğretmenler sorunu daha soğukkanlılıkla karşılayıp, ya hiç tepki göstermezler, yahut da arkadaşı şikâyet etmenin yerinde bir davranış olmadığı konusunda öğrenciyi uyarırlar. Bütün bunlar, arkadaşlarını şikâyet etmeyi alışkanlık haline getirmiş olan öğrencilerine karşı öğretmenlerin takınabildikleri tavırordan bazıları olarak akla gelmektedir. Burada, kanımızca, sorunun ele alınması gerekli olan en önemli yanı; öğrencinin belirli bir arkadaşını veya arkadaşlarını «neden» şikâyet ettiği konusudur. Ancak «neden» ertaya çıkarılırsa, soruna çözüm getirilebilir ve nedene göre de. getirilecek çözümün farklı olacağı bir gerçektir.Yayın İlkokulda öğrencilerin birbirlerini şikâyet etmeleri ve bu konuda öğretmene düşen görevler(Türk Eğitim Derneği, 1981) Oktay, Ayla«Öğretmenim. Ayşe kalemimi aldı.» «Öğretmenim, Ali bana vurdu.» veya «Ayşe konuştu.» ve buna benzer şikâyetler, özellikle ilkokul öğretmenlerinin birgün boyu öğrencilerinden sıkça işittikleri şikâyetler arasındadır. Zaman zaman öğretmenler, bunun bir disiplin sorunu olarak mı, yoksa öğrencilerinin kişisel durumu yönünden mi ele alınması gerektiği konusunda kararsızlığa düşerler. Bazen şikâyet eden öğrenciye, şikâyet ettiği için kızarlar, bazen de şikâyet edilenleri cezalandırma yoluna giderler. Bazı öğretmenler sorunu daha soğukkanlılıkla karşılayıp, ya hiç tepki göstermezler, yahut da arkadaşı şikâyet etmenin yerinde bir davranış olmadığı konusunda öğrenciyi uyarırlar. Bütün bunlar, arkadaşlarını şikâyet etmeyi alışkanlık haline getirmiş olan öğrencilerine karşı öğretmenlerin takına bildikleri tavırlardan bazıları olarak akla gelmektedir.