Oğuzhan, Özlem2024-07-122024-07-1220121309-58382636-784Xhttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/135391https://hdl.handle.net/20.500.12415/9295İnsan sonlu bir varlık olduğunun bilgisine sahip olması nedeniyle her çağda zamanla ilişkisini düzenlemeye, kültür ürünleriyle sonsuzluğa ulaşmaya çalışmıştır. Bu çabadan modernleşme süreci de muaf değildir. Temelinde Antik Yunan’ın ve binyılcılığın bulunduğu modern zaman anlayışı ilerleme düşüncesine dayalıdır ve ilerleme üç aşamalıdır: Geçmiş (Hz. İsa’dan Önce), Şimdi (Hz. İsa’dan Sonra), Gelecek (Hz. İsa Dönünce). Hz. İsa’nın dönüşü kıyameti işaret etmektedir. XXI. Yüzyılda geleceğe ve kıyamete ilişkin spekülasyonlar güçlenmekte ve sayıları artmaktadır. Ancak bu spekülasyonların hepsi ilerleme fikrini olumlamamaktadır; bazılarına göre tarihin ilerleme güdüsü artık sona ermiştir ve bu nedenle beklenen kıyamet zaten gerçekleşmiştir. Bu çerçeveden bakıldığında tıpkı bilim gibi, sanatta da ilerleyen tek şey aslında teknolojidir. Dolayısıyla “yeni”nin imkânı ortadan kalkmış gibi görünmektedir. Sinema da benzer bir bunalım yaşamakta ve bu bunalımı özellikle kıyamet temasıyla yansıtmaktadır. Çalışmada “spekülasyon” yeniye imkân sağlayan bir kavram olarak önerilmekte ve Melancholia (Melankoli), 2012, Le Temps de Loup (Kurdun Günü) filmleri felsefi bakış açısıyla ve üç evreli zaman anlayışına uygun bir sırayla çözümlenmektedir. Böylece “yeni”nin imkânı sorgulanmaktadır.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessGeleceğin tarihini yazmak: Sinemanın kıyamet senaryolarıArticle852611353913