Şimşek, Lütfü2024-07-122024-07-122007Şimşek, L. (2007). Hannah Arendt'in modernizm eleştirisi. Maltepe Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi. 1(1), s. 39-48.1305-3115https://hdl.handle.net/20.500.12415/6700Hannah Arendt felsefesinin temel problemi siyasal özgürlüktür. İnsan ancak kamusal alanda diğer insanlarla olan etkileşiminde özgürlüğe kavuşabilir. Kamusal alan, farklılık ve eşitlik temelinde bir araya gelen bireylerin çoğulluğuna dayandığı için belirlenimsizdir. Totalitarizm ise hesaplanamaz ve belirlenemez olan her şeyden kurtulmak ister; bu nedenle çoğulluğu tehdit olarak görür. Modem çağda homo faberin doğayı ve gerçekliği istediği gibi değiştirip yeniden imal edilebileceği düşüncesi hâkim olmuştur. Kendi amaçları doğrultusunda bir toplum yaratmayı amaçlayan totalitarizm bu anlamda modem bir olgudur. Geleneğin vita activa tanımından rahatsız olan Arendt, vita activa'nın tefekkürün bakışıyla tanımlanmasına karşı insan etkinliklerini üçe ayırır ve İş, emek, eylem ayırımlarında insanın çeşitli etkinliklerinin niteliğini araştırır. Emek, biyolojik ihtiyaçların karşılanması sürecidir. Emeğin insanlık durumu yaşamın kendisidir. İş insan varoluşunun doğayı aşan bir özelliğidir. İnsana içinde barınabileceği bir dünya yaratır. İşin insanlık durumu dünyasallıktır. Eylem, ise insan çoğulluğu üzerinde şekillenir ve doğrudan doğruya insanlar arasındaki etkileşimi konu alır. Eylemin insanlık durumu çoğulluktur. Çoğulluk iki şeye gereksinir: eşitlik ve farklılık. İnsan sadece eylemde özgür olabilir. Modernizm bu doğrultuda çoğulluğun koşullarını ortadan kaldırmak, doğayı ve insanı şeyleştirmekle eleştirilir.trAttribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 United Statesinfo:eu-repo/semantics/openAccessSiyasal özgürlükkamusal alanvita activaçoğulluktotalitarizmHannah Arendt'in modernizm eleştirisiArticle481391