Dijital dünyada analog kalmamak için insan kaynaklarının dönüşümü

Abstract

15. yüzyılda sömürgecilik ve merkantilizm ile başlayıp sanayi, iletişim ve bilgi devrimleri ile yayılan küreselleşme, dünyayı adeta küçültmüş, fırsatları ve riskleri ortaklaştırmıştır. 21.yüzyılda küreselleşme ile; ürünler, beyinler, sermaye, enerji, bilgi ve daha birçok varlık, sayısız piyasada değerlenir ve hızla alınıp satılır hale gelmiştir. Fırsatların ve risklerin tüm dünyaya yayılması yeni oyuncuları sahaya çıkarmış, giderek kızışan küresel rekabet ile Endüstri 4.0’ın getirdikleri birleşince işletmeler “yeni dünyaya adapte olmak için dönüşmek” ya da “yok olmak” seçenekleri ile karşı karşıya kalmıştır. Dijitalleşme; düşünme biçimlerini, tasarım, üretim ve satış süreçlerini, tüketim alışkanlarını ve daha birçok yönden yaşamımızı değiştirmektedir. Gündelik yaşam ve iş dünyası bu şekilde değişirken bütün bunların merkezinde olan insan da bu dalgadan payını almaktadır. Mal ve hizmetlerin üretiminde insan gücüne ihtiyaç neredeyse kalmamış, bunun yerine insandan, otomasyona geçirilmiş süreçlerin koordinasyonu beklenir hale gelmiştir. Büyük veriyi toplamak, analiz etmek ve bundan sonuçlar çıkarmak bilgisayarların işi olur ve asimetrik enformasyon azalırken, bu sonuçları geleceğe yön vermek için kullanan insan fark yaratabilmektedir. Sermaye vatansız hale geldikçe finans dünyası, bu sermayeyi inovasyona yönelten ve en verimli şekilde değerlendiren uzmanları aramaktadır. Ekonomik bir aktör olarak insanın rolü değişirken ondan beklenen bilgi, beceri ve yetkinlik seti de bu eksende yeniden belirlenmektedir. Bu çalışmada gerek çalışanlarda gerekse liderlerde şimdiye kadar aranan bilgi, beceri ve yetkinlikler üzerine kurulmuş İnsan Kaynakları stratejisinin ve uygulamalarının, içinde bulunduğumuz Dördüncü Sanayi Devrimi çerçevesinde güncellenme pratikleri incelenecektir.

Globalization, which started with colonialism and mercantilism in the 15th century and spread through respectively industry, communication and information revolutions, almost shrunk the world, and shared the opportunities and risks. With globalization in the 21st century; products, brains, capital, energy, information, and many other assets got used to valued and marketed in many markets.The spread of opportunities and risks to the whole world has revealed new players, and as the result of the increasingly intense global competition and Industry 4.0, the enterprises have faced the options of "transform to adapt to the new world" or "disappear". The digitalization changes our way of thinking, design, production and sales processes, consumption habits and many more. While the daily life and the business world change in this way, the human being who is at the center of all this takes its share from this wave. The need for manpower in the production of goods and services is almost absent. Instead, they are expected coordinating the automated processes. Collecting and analyzing the big data and make inferences is the job of computers. Asymmetric information is decreasing, and only the people who use these inferences to guide the future can make a difference. As the capital becomes stateless, the world of finance seeks out the experts who direct this capital to innovation and evaluate it in the most efficient way. While the role of man as an economic actor is changing, the knowledge, skill and competency sets expected by him are redefined in this axis. In this study, within the framework of the Fourth Industrial Revolution the update practices of Human Resources strategy and applications will be examined.