Yazar "Ata, E. Elvan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Bir psikiyatri kliniğinde hemşireler tarafından yapılan hasta bakım planlarının fonksiyonel sağlık örüntüleri modeli ve NANDA tanılarına göre değerlendirilmesi(2011) Kelleci, Meral; Sabancıoğulları, Selma; Ata, E. Elvan; Doğan, SelmaAmaç: Bu çalışma, psikiyatri kliniğinde hemşireler tarafından yapılan hasta bakım planlarının fonksiyonel sağlık örüntüleri (FSÖ) modeline göre veri toplama ve topladıkları veriler doğrultusunda hastaların The North American Nursing Diagnosis Association (NANDA) hemşirelik tanılarını belirleyebilme durumlarını değerlendirmek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve retrospektif nitelikteki bu araştırma bir üniversite hastanesinin psikiyatri kliniğinde gerçekleştirildi. Araştırmanın örneklemini psikiyatri kliniğinde Eylül 2008-Haziran 2009 tarihleri arasında yatan ve Gordonun (1982) FSÖ modeli ile NANDA doğrultusunda hemşirelik tanıları belirlenen 80 hastanın bakım planı oluşturdu. Hemşireler tarafından yapılan bakım planları FSÖ modeli ve NANDA tanılama sistemi dikkate alınarak araştırmacılar tarafından geriye dönük olarak incelendi. Veriler yüzdelik dağılımla değerlendirildi. Bulgular: Araştırma kapsamında FSÖ modeline göre değerlendirilen hastalardan, hemşireler sağlığı algılama ve yönetme (%98.8) ile aktivite-egzersiz fonksiyonuna (%91.3) ilişkin en fazla, cinsellik ve üreme (%20.0) fonksiyona ilişkin ise en az oranda veri toplamışlardı. Hemşirelerin topladıkları veriler doğrultusunda belirledikleri NANDA tanıları değerlendirildiğinde 23 farklı NANDA tanısı koydukları ve 80 hastaya toplamda 402 NANDA tanısı belirledikleri saptandı. Belirlenen tanılar incelendiğinde; %12.9 bireysel baş etmede yetersizlik, %11.2 benlik saygısında azalma, %10.4 rol performansında bozulma ve %9.0 uyku örüntüsünde rahatsızlık en fazla belirlenen tanılar olduğu tespit edildi. Sonuç: Hemşirelerin FSÖ modelini kullandıklarında psikiyatri hastalarının sık olarak yaşadıkları baş etme yetersizliği, benlik kavramında bozulma, uykuda değişim, terapötik rejimi etkisiz yönetme gibi problemleri gözden kaçırmadıkları düşünülebilir. Bununla birlikte hemşirelerin hastaların cinsellik örüntüsü, değer ve inançlar gibi alanlarını daha az değerlendirdikleri ve daha az sorun saptadıkları söylenebilir.Yayın Bir psikiyatri kliniğinde yatan hastaların psikotrop ilaç kullanma hakkında düşünceleri ve taburculuk sonrası telefonla izlem(2011) Avcı, Dilek; Sabancıoğulları, Selma; Ata, E. Elvan; Kelleci, Meral; İşkey, Meral; Doğan, Selma; Başeğmez, FilizAmaç: Bu çalışma, psikiyatri kliniğinde yatan hastaların ilaç tedavisi ile ilgili düşüncelerini ve taburculuk sonrası ilaç kullanım durumlarını değerlendirmek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışma bir üniversite hastanesinin psikiyatri kliniğinde Temmuz 2008-Mart 2009 tarihleri arasında klinikte yatarak tedavi gören, çalışmaya katılmaya istekli olan, soruları anlama ve yanıtlama konusunda sorunu olmayan 92 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan hasta ve ailesine yönelik bir form aracılığıyla elde edildi. Form hastaların demografik özellikleri, uygulanan ilaç tedavisi ve bu tedavi ile ilgili hasta ve ailesinin görüşlerini belirlemeye yönelik hazırlanmış 56 sorudan oluşmaktadır. Veriler hastaların akut dönemleri geçtikten sonra yüz yüze görüşülerek elde edildi. Taburculuktan bir ay ve 6 ay sonra hastalar telefonla aranarak ilaç tedavisi ile ilgili uyumları değerlendirildi. Bulgular: Hastaların bipolar affektif bozukluk (%31.5), şizofreni (%26.1), psikotik bozukluk (%26.1), paranoid bozukluk (%5.4) ve psikotik depresyon (%2.2) tanıları vardı. Hastaların %40.2sinin hastalık tanısını bilmediği, %12sinin ilaçların gerekli olduğunu düşünmediği, %17.4ünün ilaçlarının adını, %23.9unun dozunu ve %49.1inin kullanılma amacını bilmediği, %19.6sının ilaçların bağımlılık yapacağını düşündüğü, %17.4ünün taburcu olduktan sonra ilaç kullanmayı düşünmediği ve %64.1inin ilaçların ne kadar süre kullanılması gerektiğini bilmediği belirlendi. Yapılan ilk telefon izleminde hastaların %70.6sı ilaçlarını düzenli kullandığını belirtti. Hastaların %39.1i taburculuktan sonraki ilk altı ay içinde ilaçlarını düzenli kullanmama nedeniyle hastaneye tekrar yattı. İlk 6 ayda hastaneye tekrar yatmayan hastalara yapılan ikinci izlem de ise, hastaların %54.3ü ilaçlarını düzenli kullanmadığını belirtti. Sonuç: Hastaların ilaç yönetimi konusunda eğitime gereksinimleri olduğu, bu eğitimlerin yalnızca hastanede verilmesinin yeterli olmadığı, taburculuktan sonrada evde izlem ve danışmanlığın yapılmasına gereksinim olduğu, mevcut sistemin bu gereksinimi karşılama konusunda yetersiz kaldığı söylenebilir.