Yazar "Aycan, Ersin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın İştiyak filminden hareketle Türk sinemasında cinsiyetçi yaklaşımlar(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Aycan, Ersin; Yıldız, SelahattinToplumsal cinsiyet terimi erkek, kadın ve diğer cinsel azınlıkları bünyesinde toplarken, cinsiyet farklılığı nedeniyle erkekten farklı olmanın beklentileri içinde ataerkil düzene karşı kadınların ve diğer cinsiyetçi azınlıkların iyileştirilmesi yönünde feminist ideolojiyi kullanabilir. Türklerin ataerkil ve muhafazakâr bir toplum geleneğine sahip olduğu bilinir ve bu ataerkil kültürün tüm sanat dallarına yansıdığı da söylenebilir. Türk sinemasının başladığı günden bugüne dek gelinen süreçte, kadınların ataerkil ve muhafazakar düşünce sisteminde şekillendiği hissedilir. 1960’tan 1990’lara uzanan yıllar arasında Türk sinemasında toplumsal olaylardan etkilenen eserlerin varlığı bilhassa dikkat çekebilir. İştiyak filminde, Türk ataerkil toplumunun aile yapısında meydana getireceği tahribat, ehemmiyetle düşünülmüş ve karakterlere senaryoda can verirken yansıtılmaya çalışılmıştır. Cinsiyet değişikliği konusu ailelerin hassasiyeti bakımından büyük önem arz ederken, bu durumun Türkiye’nin taşra diye betimlenen bir köy evinde meydana gelmesi aile ve köy hayatı bakımından ayrıca önemlidir. İştiyak filmi ile Türk toplumunun klasik çekirdek ailesindeki (ana-baba-çocuk) hassas olaylar ele alınmaya çalışılmıştır. Cinsiyet değiştirme olgusu Türk beyaz perdesinde pek çok kez görünse de bu durumun ana karakter bakımından değerlendirilmesi açıkça işlenmiş, cinsiyet değiştiren kişi çok büyük zorluklarla karşılaşmış ve çoğu kez olaylar ölümle sonuçlanmıştır. İştiyak filminin ana olay örgüsü her şeyi seyirciye bırakmayı hedeflemiş ve farklı perspektiflerden düşünme penceresini açık tutmaya çalışmış, dikkatli izleyicilerin farklı fikirler yürütmeye çalışacağı bir eser olmaya çalışmıştır. Eserin yoksul bir ailenin içinde geçen mühim bir olayı konu edinmesi tesadüf değildir. Bu olayın dünyanın her yerinde, bir konakta ya da bir gecekonduda dahi olabileceğini göstermek için bilhassa bu anlatı düzlemine başvurulmuştur. Filmin ilk hikâye aşamasından itibaren ana karakterin sosyal hayattaki boyutu değil, aile hasreti çektiği göz önünde bulundurulmaya çalışılmıştır. Ana kahramanın birey olarak biyolojik açıdan çektiği sıkıntılar, arkadaş çevresi, okul hayatı yani kısacası içtimai yaşamdan sergilediği davranışlar arka planda bırakılmıştır. Bu durum belli tabuları olan izleyicilerin de filmi izlemesi için bir etken olarak düşünülmüştür. Eserin, toplumsan cinsiyet olgusuna başka bir çerçeveden bakılmasına gayret gösterilmiştir.