Yazar "Kartal, Pelin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Alzheimer hastalığında kognitif bozulmaya vasküler risk faktörlerlerinin etkisi(Akademik Geriatri Derneği, 2011) Çınar, Nilgün; Meral, Bozdemir; Kartal, Pelin; Şahin, Şevki; Karşıdağ, SibelGüncel literatürde vasküler risk faktörleri ve Alzheimer hastalığı (AH) arasında güçlü bir bağlantı olduğu belirtilmektedir. Vasküler risk faktörlerinin uygun tedavisi ile kognitif bozulma önlenebilir veya durdurulabilir. Çalışmamızda AH olgularındaki vasküler risk faktörlerinin kognitif bozulmaya olan etkisini, nörokognitif testler ile birlikte karşılaştırmayı amaçladık.Yayın Lewy cisimcikli demansın klinik ve bilişsel profili: olgu örnekleri temelinde gözden geçirme(2012) Çınar, Nilgün; Şahin, Şevki; Bozdemir, Meral; Kartal, Pelin; Karşıdağ, SibelLewy Cisimcikli demans (LCD) birçok kaynakta Alzheimer Hastalığından sonraki en sık demans nedeni olarak gösterilmektedir. LCD tanısı iyi yapılanmış görsel halüsinasyonların varlığında genellikle kolaydır. Ancak, eşlik eden parkinsonizm bulguları varlığında tanı bazen Parkinson Hastalığı demansı, bilişsel profildeki bozukluklar nedeni ile de tanı nadiren Alzheimer hastalığı ile karıştırılabilmektedir. Bu makalede kliniğimizce takip edilen, beş olası LCD olgusunda bilişsel profil değerlendirilmiştir. Sonuçlarımız bu olgularda anlık belleğin erken dönemde etkilendiğine işaret etmiştir. Ayrıca yürütücü fonksiyonlarda belirgin kayıp olmasına rağmen, dikkatin kısmen korunmuş olduğu saptanmıştır.Yayın Obsesif kompulsif bozukluk tanısı alan erişkin hastaların nörobilişsel işlevler, risk alma ve dürtüsellik açısından sağlıklı gönüllüler ile karşılaştırılması(Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2015) Kartal, Pelin; Hariri, Aytül GürsuObsesif kompulsif bozuklukta (OKB) altta yatan frontal lob ve bazal ganglia disfonksiyonu ile ilişkili olarak nöropsikolojik işlev bozuklukları görülebileceğine dair kanıtlar giderek artmaktadır. Ancak obsesif kompulsif bozuklukta prefrontal-striatal-talamik döngülere özgü bozukluk olduğu görüşü nöropsikolojik çalışmalarla yeterince desteklenmemektedir. Çok sayıda çalışmada OKB ile ilişkili bilişsel işlevlerin araştırılmasına rağmen çalışmalardan elde edilen sonuçlar tutarsızlıklar göstermektedir. Bazı çalışmalarda OKB hastalarının dikkat, yürütücü işlevler, sözel bellek, görsel bellek ve görsel-mekansal becerilerle ilgili özel nöropsikolojik kusurlar gösterdiği ileri sürülmektedir. Ayrıca bazı çalışmalarda OKB'de farklı nöropsikolojik değişkenler arasında etkileşimler araştırılmış ve organizasyonel stratejilerin kullanımında bozulmanın bellek kusurlarına neden olabileceği bulunmuştur. Nöropsikolojik bulgular arasındaki tutarsızlıkların yöntemle ilgili sorunlardan kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Bunlardan biri OKB'nin klinik heterojenite göstermesine rağmen, nöropsikolojik çalısmaların çoğunda farklı içerikte obsesif kompulsif belirtileri olan hastaların tek bir grup olarak değerlendirilmesinin sonuçları etkileyebileceği görüşüdür. Amaç: Bu çalışmada OKB hastaları ile sağlıklı gönüllüler; dikkat, kısa ve uzun süreli bellek, sözel akıcılık, konsantrasyon ve dürtüsellik gibi bilişsel işlevler açısından karşılaştırılarak, OKB'de izlenen klinik tabloların altındaki olası etiyolojileri daha iyi kavramak, bozulmalar arasında farklı özellikler veya desenler görülüp görülmediğini incelemek, OKB'ye ilişkin modellere eleştiri ve katkıda bulunmak ve sonuç olarak hastalığın doğasını daha detaylı olarak anlamak amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmamıza DSM-IV-TR'ye göre tanı konmuş 30 OKB hasta ile; yaş, cinsiyet ve eğitim durumu açısından eşleştirilmiş 30 sağlıklı kontrol dahil edilmiştir. Başka bir birinci eksen tanısı olan hastalar çalışmadan dışlanmıştır. Katılımcılar SCID-I, Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği ile değerlendirilmiş ve Barrat Dürtüsellik Ölçeği uygulanmıştır. Her iki gruba İz Sürme Testi, Kontrollü Kelime Çağırışım Testi: K, A, S ve Kategorik Akıcılık Testi, Stroop Testi, Balon Analog Risk Testi, Stop Signal Ödevi, Sayı Menzili Testi, Sayı Sembolleri Testi, İşitsel Sessiz Üç Harf Testi, Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testi, Görsel Kopyalama Testi, Wisconsin Kart Eşleme Testi uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmamızda OKB hastaları ile kontrol grubu arasında bilişsel işlevler açısından farklılıklar saptanmıştır. OKB hastaları ile kontrol grubu arasında dikkat işlevlerini karşılastıran testlerin hepsinde tutarlı biçimde benzer performans gösterilmiştir. Bu bulgu OKB hastalarında temel bir dikkat işlevi olmadığını düşündürmektedir. OKB hastaları ile kontrol grubu bilgi işleme ve tepki hızı açısından farklılık göstermiştir.Tepki hızının ve işlem hızının yavaşlamış olarak bulunması örneklem grubumuzun SSRİ kullanan OKB hastalarından oluşmasından kaynaklanabilir. OKB hastaları ile kontrol grubu arasında yürütücü işlevleri karşılaştıran testlerde farklı sonuçlar elde edilmiştir. Wisconsin kart eşleme testinde tamamlanan kategori sayısı OKB grubunda kontrol grubundan daha fazla, toplam doğru - toplam yanlış ve perseveratif hata yüzdeleri okb grubunda daha az olduğu görülmüştür. Kontrollü Kelime Çağrışım Testinde OKB grubunun saydığı kelime sayısı kontrol grubundan daha az olup, perseveratif olarak sayılan kelime sayıları açısından karşılaştırıldığında OKB grubu kontrol grubuna göre fazla sayıda kelime tekrarlamıştır. OKB hastaları ile kontrol grubu arasında görsel-mekansal becerileri ve görsel bellek işlevini karşılaştıran testlerde literatürden farklı olarak anlamlı fark bulunmamıştır. OKB hastalarında görsel-mekansal beceriler ve görsel bellek işlevleri belirgin olarak bozulmaktadır. Çalışmamızdaki SSRI kullanan hasta grubunda yapılan çalışmalara dayanarak tedavi ile düzelmenin olabileceği görüşüne varılabilir. Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testinde OKB ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Bu sonuç,hasta grubunda antidepresan ilaç kullanımının sonucu etkilemiş olabileceğini ve OKB hastalarının testler tek başına sözel bellekle ilgili olduğunda daha başarılı olduğunu ama belleğin yanı sıra kodlama için organizasyonel stratejilerin kullanılmasını gerektiren daha karmaşık görevle riçerdiğinde belirgin bozulma görüldüğünü düşündürmektedir. Barrat dürtüsellik ölçeğinde dikkat, motor, plansızlık ve toplam puan açısından okb grubu kontrol grubundan daha yüksek puan almıştır. Risk alma davranışını değerlendiren BART sonuç değerleri açısından iki grup arasında bu test açısından istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmemiştir. OKB grubu risk almamaktadır. Semptom şiddeti ile nöropsikolojik testler arasında herhangi bir korelasyon bulunamamıştır. Sonuç: Tedavi alan OKB hastaları ile kontrol grubu arasında bilişsel işlevler ve dürtüsellik açısından anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Tedavinin bu bilişsel yetileri düzeltip düzeltmediğinin öğrenilebilmesi için ileriye dönük daha büyük örneklemli çalışmalarla tedavi öncesi ve sonrasının karşılaştırılmasını önermekteyiz.