Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Araştırmacılar
  • Projeler
  • Birimler
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Konuk, Erhan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Yayın
    Dijital teknoloji çağında müzik: postmodern dönüşüm analizi
    (Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Konuk, Erhan; Kırdar, Yalçın
    Bu çalışmanın amacı, insan hayatında önemli bir yeri olan müzik olgusunun geçirdiği değişimler sonrasında geldiği noktaları mercek altına almaktır. Müziğin günümüzdeki hale gelirken onu etkileyen iç ve dış sebeplerin, akımların, düşüncelerin neler olduğu da değerlendirmeye eklenmiştir. Modernizm, postmodernizm akımları sayesindeki kazanımları, kayıpları, yeni türlere, alt türlere dönüşme süreçleri de incelenmiştir. Bu ideolojilerin müziğe yansıyan ve ondaki değişimlerle ortaya çıkan görüntüsünün yarattığı olumlu ve olumsuz taraflarından da bahsedilmiştir. Araştırmamızda, müzik ailesinin hem Türkiye’deki hem de yurt dışındaki paydaşları olan şarkıcı, grup, müzisyen, menajer, plak firması, tonmayster, ses ve kayıt mühendislerinden de ayrıntılı şekilde bahsedilmiştir. Bu titrlerin birbirleriyle olan ilişkileri, tam görev tanımları, yetki alanları ile ilgili doğru bilgilerin bir belge niteliğinde sunulması ve müzik sektörüne faydalı olması da planlanmıştır. Dünyadaki gelişmeler, insanları, toplumları, ülkeleri, coğrafyaları nasıl etkiliyorsa, müziğin de aynı oranda tesir altında kaldığı anlatılmıştır. Müziğin tedavi edici özelliklerinden de bahsedilerek, bazen oyun kurucu bazen de başrolde yer alan asıl faktör olduğu da anlatılmıştır. Doğal felaketler, açlık, yoksulluk, savaşlar, demografik ve sosyal sıkıntılar gibi bir çok sorunla mücadelede müziğin ve sanatın rolünden ve çözüme kavuşturucu özelliklerinden de bahsedilmiştir. Birleşmiş Milletler’e bağlı bir çok kuruluşla organik veya inorganik bağlantısı olan müzik, katkı sunması gerektiğinde hemen yardıma koşmaktadır. Müzik en güvenilir arkadaş olma özelliğiyle her alanın en büyük destekçisidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Yayın
    Radyo formatları ve Türkiye’ye ait bir radyo kimliği: TRT Radyo 3
    (T.C. Maltepe Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022) Konuk, Erhan; Kırdar, Yalçın
    Her alanda olduğu gibi radyo ve televizyon yayıncılığında tutarlı olmak, işin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini sağlamak gerekmektedir. Akademik, bilimsel, teknik, istatistiki olmasının yanında, deneyimlerin ve pratiklerin de devreye alınmasıyla, örnek teşkil edecek kanalların sayısı hızla artacaktır. Dünyada ve Türkiye’de şahit olunan, yaşanmış, edinilmiş tecrübeler sektöre ait daha farklı bir fotoğraf vermektedir. İşitsel ve görsel yayın kuruluşlarını tanımlamak için kullanılan “format” kavramı tüm ayrıntılarıyla ele alınmıştır. Format kavramının hangi ülkelerde ciddiye alınarak yayınlara yansıdığı tartışılmış ve aynı zamanda olumsuz örneklere de yer verilmiştir. Türkiye’de yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahip olan radyo yayıncılığındaki ilk 70 yılın sistemli ve sağlam temelli olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü devlet tekelinde yapılan yayınlar söz konusudur. 1990’larla beraber özel radyo ve televizyonların açılmasıyla, kurallı yayıncılıkta ciddi sorunlarla karşılaşılmıştır. Tüm bu anlatılanların ışığında, yayıncılığı yöneten, kurallara uyulmasını sağlayan, uygulama aşamasında ödün vermeden sürdürülmesi şartlarını ortaya koyan format kavramının, ülkemizdeki durumu da ele alınmıştır. Dünyada halen 60 civarında radyo formatı kullanılmaktadır. Medya alanında öncü ve lider konumundaki ABD ve İngiltere’de kullanılan bu formatlar, başka ülkelerde de bulunmaktadır. Demografik, kültür, sanat, siyaset vb. alanların güdümüyle ortaya çıkan miras vasıtasıyla her ülkenin kendine has yayın formatları da bulunmaktadır. Bu açıklamalara göre, Türkiye’ye ait uygun bir örnek ise, TRT Radyo 3’tür. Yaklaşık 60 yıldır yayınlarını yapan ve dış kaynaklı çeşitli müzik türlerini içeren yapısıyla TRT Radyo 3 de mercek altına alınmış ve formatının ne olduğu konusu tartışılmıştır. Radyo ve televizyon yapımcısı ve sunucusu unvanlarıyla, birçok yayın gerçekleştirilmesi doğal olarak yaşanan, deneyimlenen, saklanan birçok anıyı yıllarca biriktirmek anlamı taşımaktadır. Bir Anadolu kültür mirası olan, el alma ve el verme geleneği, ülkemizdeki tarihi kazanımlardan biridir. Bu kıymetli adet sayesinde, yok olmaya yüz tutmuş ustalık gerektiren birçok zanaat, sanat akımı, hüner, yetenek elden ele aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Bu geleneğe göre, kitaplarda yazmayan, internette olmayan, başka kaynaklar vasıtasıyla ulaşılamayan ancak deneyimle kazanılabilecek mesleki beceriler sadece çalışarak elde edilebilir. Birikmesi yıllar alan, zor edinilen bu becerilerin yitirilmemesi, sürdürülebilmesi için, aynı görevi sorumlulukla taşımak gerekmektedir. Olumlu ve olumsuz birçok anı hafızada yer etmektedir. İnsanların dağarcığında depolanan bu hatıraların paylaşılması gerekliliği her zaman savunulmuştur. Profesyoneller fırsat yaratarak, iş alanındaki bu kıymetli bilgileri manevi bir kazanç olması adına doğal yollarla, tecrübesiz kişilere aktarmalıdır. Bunun dışında planlı, programlı bir biçimde ya iç hizmet eğitimi ile ya da öğretmenlik şansı varsa akademik ortamda bilgi ve deneyim paylaşmak çok faydalı bulunmaktadır. Zaten paylaşılan bilgi değerlidir. Meslekte el verme düzeyinde olan bir profesyonelin, mesleki cimrilik yapması kabul edilemez. Daha önce pek dokunulmamış, bakir bir konu üzerinde araştırma yapmak isabetli olmuştur. Amaç, yapılmış tüm işlerin, elde edilmiş verilerin, ulaşılmış bulguların, varılmış yargıların ve sunulmuş önerilerin akademik camiaya, sektöre katkı yapmasıdır. Görülen şudur; format kavramı sadece ülkemizde değil dünyada da cümle içinde ustalıkla kullanılmaya çalışılan fakat uygulamaya gelindiğinde ise, bilgisizlik nedeniyle aynı oranda yok sayılan, unutulan bir konumdadır. Araştırmalar, radyo dinlemeleri, anketler, sohbetler sonucunda bu kanıya varılmıştır. Sosyal bilimlerde otoetnografi dikkat çekici şekilde öne çıkmaktadır. Otoetnografi’nin genel tarifi dikkate alındığında, otobiyografi ve etnografi kavramları önem kazanıyor. Otobiyografi, birinci tekil şahsın ağzından kişinin kendi hayat hikayesini dile getirdiği, kurmacaya yer olmayan bir anlatı türüdür. Yunanca kökenli bir sözcük olan etnografi ise, kalitatif tabanlı sosyolojik ve antropolojik gerçeklere dayalı, kültürel ve sosyal dataların çözümlenmesine yardımcı olur. Gözlemlenen samimi, yapay davranış, yaklaşım, mesleksel beceri, çarpıklık, terminolojik yanlış, tutum, davranış ve duyguların kıymetiharbiyesi otoetnograf nezdinde çoktur. Bu kalitatif çalışmaya, radyo camiasında yapılmış bir sayısal araştırma eklenmiştir. Otoetnografi temelinde katılımcı bir gözlemci sıfatıyla hem sektör üzerinde hem de TRT Radyo 3 özelinde, öğrenilenler, biriktirilenler teze büyük bir nitel zenginlik katmıştır. Yapılması planlanan kantitatif veri toplama yönteminde kullanılan anket ise Türkiye’deki içgörü durumunu yansıtmıştır. Özetle, otoetnografinin özellikleri doğrultusunda anlatı yöntemi benimsenmiştir. Sayısal data elde edilmesi için ise anket yapılarak kantitatif yöntem belirlenmiş ve tez bunların üzerine bina edilmiştir.

| Maltepe Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Maltepe Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, İstanbul, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim