Yazar "Nuhoğlu, Barış" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Benign Prostat büyümesi olan hastalarda infravezikal obstrüksiyon en iyi göstergesi nedir?(2012) Sinanoğlu, Orhun; Hazar, A. İsmet; Balcı, Mustafa Bahadir Can; Aksoy, S. Hilmi; Çakıroğlu, Basri; Nuhoğlu, BarışAmaç: Bu çalışmanın amacı, benign prostat hiperplazisi (BPH) olan hastalarda infravezikal obstrüksiyon derecesini tahmin etmekte kulanılan uluslararası prostat semptom skoru (IPSS) ile üroflovmetri, prostat volümü ve postmiksiyonel rezidüel idrar (PVR) miktarı arasındaki korelasyonu değerlendirmektir. Yöntemler: Üroloji polikliniğine Ocak 2010 ile Aralık 2010 tarihleri arasında başvuran işeme şikayeti ile muayene edilen 134 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar IPSS değerlerine göre üç gruba ayrıldı; 1. Grup IPSSi hafif olan hastalar (n=35 hasta), 2. Grup IPSSi orta olan hastalar (n=67) ve 3. Grup IPSSi olan hastalar (n=32). Hastaların IPSS ile prostat volümü, PVR ve üroflovmetri bulguları arasındaki ilişki karşılaştırıldı. Prostat hacimleri ile PVR suprapubik ultrasonografi ile değerlendirildi. İşemeyi etkileyebilecek üriner sistem rahatsızlıkları olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların ortalama yaşı 55.6 (43-88) iken tüm grubun ortalama IPSSsi 13.5 (0-35) idi. Üçüncü gruptaki prostat hacimleri ve rezidüel idrar miktarları 1. Gruba ve 2. Gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla idi. Ortalama mesane duvar kalınlığı 2. Grup ve 3. Grup ile karşılaştırıldığında,1. Grupta anlamlı derecede daha düşük idi. Sonuç: Benign prostat hiperplazisi hastalarında IPSS öznel bir bulgu olsa da, alt üriner sistem yakınmaları daha yüksek olan hastalarda, nesnel olan üroflovmetri ve ultrasonografik parametrelerde de eşdeğer bir bozulma görülmektedir.Yayın Combined anterior transobturator mesh with four straps and laparoscopic sacrocolpopexy in the treatment of pelvic organ prolapsus: Our early experience in two cases(2010) Nuhoğlu, Barış; Ceylan, Osman; Hazar, Aydın İsmet; Balcı, Mustafa Bahadir Can; Taş, Tuncay; Sinanoğlu, OrhunKadında pelvik taban stabilitesinin bozulması üriner inkontinans, genito-üriner ve rektal prolapsus, ve cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açar. Pelvik organ prolapsı (POP) tedavisinde kullanılan abdominal ve vajinal yöntemlerde son yıllarda gelişmeler yaşanmıştır. Abdominal girişimler laparoskopinin uygulanması ile minimal invazif ve daha az morbid hale gelmiştir. Bu yazıda, iki hastada aynı seansta gerçekleştirilen transobturatuar yolla vajinal meş tatbiki ve laparoskopik sakrokolpopeksi uygulaması ile POP onarımı sunulmuştur. İlk olgu olan 77 yaşındaki bayan hastanın, evre III sistoseli ve evre III collum uteri resti prolapsı mevcuttu. Hastanın 30 yıl önce myoma uteri nedeniyle abdominal subtotal histerektomi ve sağ ooferektomi öyküsü vardı. İkinci olgu olan 67 yaşındaki bayan hastanın, evre III sistoseli ve vajinal kaf prolapsı mevcut idi. Hasta 16 yıl önce myoma uteri nedeniyle total abdominal histerektomi ve bilateral salpingooferektomi operasyonu geçirmişti.Yayın İki santimetre üzerindeki böbrek taşlarının tedavisinde şok dalga litotripsinin (swl) etkinliği(2012) Özkan, Arif; Nuhoğlu, Barış; Sinanoğlu, Orhun; Balcı, Mustafa Bahadir Can; Hazar, A.İsmet; Çakıroğlu, BasriAmaç: Böbrekte 2 cm ve üzerinde taşların tedavisinde Shock Wave Lithotripsinin (SWL) etkinliğini araştırmayı amaçladık. Yöntemler: Ocak 2007 ile Ocak 2011 tarihleri arası böbrekte 2 cm ve üzerindeki taşı tanısıyla SWL uygulanan 109 hasta (80 erkek ve 29 kadın) ça- lışmaya dahil edildi. Hastaların yaşları ortalaması 43 idi. Hastaların 2 ile 2.5 cm arası olan taşları grup 1 ve 2.5 cm üzerindeki taşları grup 2 olarak iki gruba ayrıldı. Gruplar arasında, atış sayısı, ağrı, etkinlik ve yan etkiler arasında fark ve ek tedavi ihtiyacı karşılaştırıldı. SWL işleminde yeni jenerasyon elektoromanyetik Storz Medical Modulith SLK marka SWL cihazı kullanıldı. Hastaların bilgileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Üç aylık periyot içinde 3 mm veya daha küçük rezidüel taş parçalarının kalması halinde ESWL başarılı olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Üç aylık takibi yapılabilen 109 böbrek taşlı hastanın 100ünde (%91.7) taşdan temizlendiği saptandı. Grup 1 ile Grup 2 arasında rezidüel taş açısından fark bulunmadı. Grup 1de ek tedavi bir hasta (%1.69) ve taş yolu iki hasta (%3.38), grup 2 de 4 hastaya ek tedavi (%8) ve 5 hastada taş yolu (%10) oluştu. Her iki grupta rezidüel taşlar nedeniyle 5 hastaya flesible üreterorenoskopi (URS) ile taşlar temizlendi. Her iki gruptaki hastaların aneljezik ihtiyaçları arasında anlamlı fark yoktu, hastaların 82inde (%75.2) herhangi bir analjezi ihtiyacı olmadı. Yirmiyedi hasta ağrısı olması nede- niyle intramusküler diklofenak ve tramadol yapıldı. Hiçbir hastaya genel, spinal ve epidural anestezi, sedasyon ve narkotik analjezi uygulanmadı. Minör komplikasyonlar olarak grup 1 de %15.2 ve grup 2 de ise %36 oranında hematüri ve her iki grup arasında cilt kızarıklığı oranında bir fark olmadığı görülmüştür. Sonuç: Böbrekte 2 cm ve üzerindeki taşlarda yeni jenerasyon elektromanyetik ESWL yüksek etkinliği, güvenilirliği ve minimal komplikasyonları ile tedavi seçenekleri arasında ilk sırada yer almaktadır.