Yazar "Türken, Orhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın The diagnosis of non Hodgkin lymphoma in an epidermodysplasia verruciformis patient(2009) Karagöz, Bülent; Erikçi, Alev Akyol; Karabudak, Özlem; Bilgi, Oğuz; Sayan, Özkan; Küçükkodaci, Zafer; Türken, Orhan; Kandemir, Emin Gökhan; Öztürk, Ahmet KutluEpidermodysplasia verruciformis is a rare, multifactorial disorder. The disease has genetic and immunologic components. Many patients have impaired cell-mediated immunity. Although squamous cell cancers may develop in EV patients, the association with other hematological or solid malignancies and EV is reported in a few studies. In this report, a case of EV with primary mediastinal large B-cell lymphoma is presented. A 20-year-old man with a five years history of red-brown macular lesions was admitted to our hospital. The skin biopsy revealed epidermodysplasia verruciformis. Persistent cough started during the hospitalization. On the chest X-ray, mediastinal enlargement was determined. Thoracic computed tomography demonstrated a mediastinal mass of 6 cm in diameter. Diffuse, large B-cell lymphoma was diagnosed. The chemotherapy (R-CHOP regiment) and involved field radiotherapy were administered. Complete response was achieved after the combined treatment modality. He is lymphoma-free for 18 months follow-up. Epidermodysplasia verruciformis is frequently seen in immunosuppressive patients and many accompany infections with type human papilloma virus subtypes such as 5 and 8. These human papilloma virus subtypes that have oncogenic properties may trigger lymphomagenesis. In addition, lymphomas are seen more frequently in immunosuppressive patients than healthy persons. We conclude that there may be a predisposition to lymphoma development in epidermodysplasia verruciformis patients.Yayın Gebelik ve meme kanseri: olgu sunumu(Maltepe Üniversitesi, 2014) Akgün, Feride Sinem; Sezgin, Gülbüz; Kaya, Fatih Öner; Deveci, Uğur; Yener, Arzu Neşe; Çelik, Aygen; Manukyan, Manuk Norayık; Türken, Orhan; Deveci, UğurMeme kanseri gebelik sırasında nadir görülür ancak gebelikte en sık görülen kanserdir. Gebelikte ve laktasyon döneminde oluşan memelerdeki hassasiyet ve büyüme nedeni ile bu dönemde ortaya çıkan bir kitle ve dolayısı ile meme kanserinin tanısı gecikebilir. Kadın doğum, genel cerrahi ve onkoloji kliniklerinin birlikte takip etmeleri gereken bir patolojidir. Gebelikle ilgili meme kanseri terimi, gebelik sırasında ya da gebeliği takiben 1 yıl içinde görülen meme kanserlerini kapsamaktadır. Gebelik ve laktasyonda olan fizyolojik değişiklikler nedeniyle fizik muayene bu hastalarda klinisyen için problem oluşturabilir. Bu dönemde kitle saptanırsa ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılarak kitle araştırılmalıdır. Gebelikte meme kanseri tanısı ileri evrelerde konulmaktadır. 25 Yaşında G3P2 olan hasta son gebeliğinin yedinci ayında sağ memesinde gittikçe büyüyen kitle nedeniyle hastaneye başvurmuş. Yapılan meme ultrasonografisinde sağ memede BIRADS 5 kriterlerine uyan kitle tespit edilmiş ve yapılan biyopsi sonucuna göre invaziv duktal karsinom tanısı almıştır. Öncelikle kadın doğum uzmanı görüşü alınıp genel cerrahi tarafından sağ modifiye radikal mastektomi ve aksiller diseksiyon uygulandı. Operasyon sonrası medikal onkoloji ve kadın doğum uzmanlarının takibine alınan hasta 33. gebelik haftasında sezeryanla doğum yaptı ve adjuvan kemoterapi programına alındı.Yayın Gebelikte mide kanseri: olgu sunumu(Maltepe Üniversitesi, 2014) Akgün, Feride Sinem; Kaya, Fatih Öner; Sezgin, Gülbüz; Deveci, Uğur; Yener, Neşe; İlter, Erdin; Manukyan, Manuk Norayık; Türken, Orhan; Deveci, UğurGebelik sırasında mide kanseri oldukça nadir görülmektedir. Gebeliğe bağlı bulantı, kusma ve abdominal ağrı gibi gastrointestinal semptomlar hastalığın tanısını güçleştir¬mektedir. Tanı konduğunda ise hasta ileri evre tümör olarak karşımıza çıkmaktadır ve prognozu olumsuz yönde etkilemektedir. Mide kanserinde erken tanı ve tedavi sağ kalım oranını artırmaktadır. Gebelik sırasında tanı ve tedavisi oldukça güç olan mide kanserinin tedavisinde kadın doğum, genel cerrahi ve medikal onkoloji kliniklerinin ortak çalışmasıyla başarılı sonuçlar alınabilir. Bu çalışmada gebeliğinde hiçbir gastrointestinal şikayeti olmadığı halde ileri evre mide kanseri tespit edilen 39 yaşında bayan hasta sunulmuştur. Hastanın özgeçmişinde 5 yıl önce meme kanseri nedeniyle tedavi gördüğü öğrenildi. Postoperatif dönemde yapılan tetkik ve tedaviler sonrasında tedaviye tam yanıt alındı.Yayın Kanserde "Akıllı" dönem(Maltepe Üniversitesi, 2020) Türken, OrhanTıp dünyasının, görülme sıklığı gün geçtikçe artan kanser tedavisinde yöntem değişikliğine gitmesi tüm kanser türleri için umut vaat ediyor. Klasik kemoterapi terk ediliyor, yerini akıllı moleküller ve kişiye özgü tedavi uygulamaları alıyor.Yayın Kanserin gizemi çözülüyor mu?(Maltepe Üniversitesi, 2021) Türken, Orhan80 milyon önce yaşamış dinozorların fosillerinde ve beş bin yıllık insan mumyasında tespit edilen, dünyanın var oluşu kadar eski denilebilecek kanser hastalığının teşhis ve tedavisindeki gizemler yavaş yavaş aralanıyor. Kanser tedavisinde umut verici gelişmeler var.Yayın Kardiak sinovyal sarkom, olgu sunumu(Maltepe Üniversitesi, 2009) Midi, Ahmet; Çubuk, Rahmi; Altınel, Sıla; Örki, Alpay; Önder, Yeşim; Yurdugül, Yüksel; Arman, Bülent; Kıyan, Gülçin; Türken, OrhanKardiak sinovyal sarkom nadir görülen bir tümördür. Otuz yedi taşında erkek hasta sağ atrioventriküler kitle nedeniyle dış merkezde opere olmuş ve sinovyal sarkom tanısı almıştır. Beş ay sonraki radyolojik incelemelerinde; toraks BT'de sol hemitoraksta 222x160x129 mm ölçülerinde torasik aortayı ve özofagusu deplese eden kitlesel lezyon izlenmiştir. Sağ akciğerde en büyüğü 18 mm çaplı çok sayıda metastazla uyumlu noduller görülmüştür. MR incelemesinde trikuspit kapak seviyesinde sağ ventrikül lümenine doğru protrüzyon gösteren 45x35 mm ölçülerinde lobule kontürlü tümör izlenmiştir. Sol hemitoraksındaki kitle torakotomi ile çıkartılmıştır. Operasyon materyalilinin mikroskopik incelemesinde yer yer storiform paternde ve genellikle düzensiz yapılanma gösteren, hücre sınırları belirsiz iğsi hücrelerden oluşan selüler tümör görülmüştür. Arada miksoid değişiklik gösteren selülaritesi düşük alanlar izlenmiştir. Kardiak sinovyal sarkom bu bölgede çok nadir görülmesi ve tanı güçlüğü oluşturması nedeniyle olgumuz sunulmaya değer bulunmuştur.Yayın Kemoterapi Almakta Olan Onkoloji Hastalarında İlaç-ilaç, İlaç-besin Etkileşimlerinin Değerlendirilmesi(2020) Akgun, Feride Sinem; Saglam, Esra; Güneş Özünal, Zeynep; Türken, OrhanAmaç: Kanser tanısı almış hastalarda bitkisel ve destek ürünlerinin kullanımı yaygındır. Bitkisel ve destek ürünlerinin hastalara faydası olabileceği gibi direk toksik etkileri ve ilaç etkisini değiştirebilme olasılıkları da bulunmaktadır. Bu potansiyel etkileşimler acile başvurulara neden olabilmektedir. Bu çalışmada kemoterapi almakta olan hastaların bitkisel ve destek ürünlerinin kullanım sıklığının, ilaç-besin etkileşimi olasılığının değerlendirilmesi planlanmıştır. Yöntem: Kemoterapi alan hastaların tanıları, ilaç tedavileri, bitkisel ve destek ürünlerinin kullanımı ile ilgili bilgiler retrospektif olarak değerlendirildi. Potansiyel ilaç-besin etkileşimi, ilaç-ilaç etkileşimleri Lexicomp® programı ile analiz edildi. İlaç-besin etkileşim riski tespit edilen hastaların acile başvuruları ve acil servisteki tedavileri elektronik kayıtlardan incelendi. Bulgular: Onkoloji servisinde 1-31 Mart 2018 tarihleri arasında kemoterapi alan 38 hastanın verilerine ulaşıldı. Hastaların %57’si bitkisel ve destek ürünleri aldıklarını bildirdi. İlaç dışında kullanılan ajanların %50’sinin bitkisel destek ürünü; %31’inin propolis, arı sütü ve bal gibi arı ilişkili ürünler olduğu belirtildi. Toplam üç hastada ilaç-besin etkileşim riski bulundu. Bu hastaların acil servise başvuruları öngörülen advers etkiler açısından değerlendirildi. Sonuç: Kemoterapi alan hastalarda bitkisel ve destek ürünleri kullanımı sıktır. Potansiyel ilaç-ilaç dışı kullanılan besin desteği etkileşimi, hastanın tedavisi ve genel sağlık durumu açısından önemlidir. Hastanın ilaç dışı destek ürünü kullanımı hekim tarafından mutlaka sorgulanmalı ve potansiyel ilaç-ilaç ve ilaçbesin etkileşimleri çok disiplinli bir ekip tarafından değerlendirilmelidir.Yayın Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde komorbiditenin prognostik önemi ve diğer prognostik faktörlerle ilişkisi(2009) Kandemir, Emin Gökhan; Türken, Orhan; Karagöz, Bülent; Bilgi, Oğuz; Özgün, M. AlpaslanAkciğer kanseri hastalarında komorbidite sık görülmektedir. Ancak, akciğer kanseri ve komorbidite arasındaki ilişki bugüne kadar yeterince araştırılmamıştır. Bu çalışmada, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı konmuş 358 hastadaki komorbidite sıklığı incelenmiş, komorbiditenin diğer bilinen prognostik faktörlerle ilişkisi ve prognostik önemi araştırılmıştır. Komorbiditenin tanımlanmasında ve derecelendirilmesinde Charlson komorbidite indeksi kullanılmıştır. Komorbidite derecesi ile yaş, evre ve performans durumu arasında anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (p= 0.0001). Komorbidite derecesi ile cinsiyet ve histopatolojik tip arasında ise anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır (p= 0.9, p= 0.5). Tek değişkenli analizde komorbidite derecesi, yaş, evre, performans durumu ve histopatolojik tip ile genel sağkalım arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (p= 0.00001). Çok değişkenli analizde ise, yüksek komorbidite derecesinin diğer faktörlerden bağımsız olarak genel sağkalımı olumsuz yönde etkilediği bulunmuştur (p= 0.0001). Sonuç olarak, küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında komorbiditenin diğer prognostik faktörlerden bağımsız olarak kötü prognostik bir faktör olduğu bulunmuştur.Yayın Nihavent makamında bir kanserle savaş hikayesi(Maltepe Üniversitesi, 2019) Türken, OrhanYUMURTALIK KANSERİ, kadınları sinsi sinsi ele geçiren en tehlikeli kanser türlerinden biri. Belirti vermiyor, iyice ilerlemeden kendisini göstermiyor, iyileşme oranları da oldukça düşük... Sayısız kontrolden geçirilmesine ve iki yanlış ameliyata rağmen Neval Kasapoğlu, son bir umutla kapısını çaldığı Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ileri evredeki kanseri tamamen yendi. Üstelik nihavent makamında. İşte, 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Günü öncesi umut dolu bir iyileşme öyküsü...Yayın Seminom ve budd-chiary sendromu birlikteliği: Olgu sunumu / Coexistance of seminoma and budd-chiary syndrome: Case report(Maltepe Üniversitesi, 2009) Şeker, Selahattin; Türken, Orhan; Kıyan, Gülçin; Görük, Mücahit; İyigün, Özgün; Çubuk, Rahmi; Karagöz, Bülent; Uygur Bayramiçli, Oya; Tülbek, M. YaşarKanserli hastalarda tromboz sık rastlanan bir komplikasyon olup kansere bağlı ölümlerin başta gelen nedenler iarasında yer almaktadır. Testis tümörlü hastalarda seyrek de olsa tromboz ve buna bağlı budd-chiary sendromu gelişebilmektedir. Seminom nedeni ile daha önce opere edilmiş olan bir hastada abdominal metastatik kitleler ile birlikte abdominal dopplerusg ve bilgisayarlı tomografide hepatikven ve venakava inferiorda yaygın trombüsler saptandı. Karaciğer fonksiyon bozukluğunun tespit edilmesi üzerine diğer tromboz nedenleri dışlandıktan sonra budd-chiary sendromu tanısı ile heparin tedavisi başlandı.