Yazar "Kodak, Dilge" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın CONFLICTS BETWEEN CONSUMERS' ACTUAL AND IDEAL SELF-IMAGE: A PROTEST APPROACH TO STEREOTYPED COSMETIC BRAND MESSAGES THROUGH DOVE'S REAL BEAUTY CAMPAIGN AND SELF-ESTEEM PROGRAM(Istanbul Univ, 2012) Otay Demir, F.; Kodak, DilgeThis study focuses on consumers' conflict between their actual and ideal self-images, and the reflection of this conflict on definition of 'beauty'. The study assumes that cosmetic brands transfer messages similar to the ideal self, apart from the actual self; and cosmetic brand messages depend on consumers' ideal self. In addition, the study declares the facts that beauty promising brand messages are composed of analogical stereotyped models; and product and beauty messages repeat themselves number of times. In protest against this collective trend Dove initiated a campaign called `Real Beauty Campaign' which emphasizes 'actual self'. This campaign continued to exist under the project: 'Self-Esteem Program' with the ultimate aim of raising awareness of being at peace with one's appearance especially among young women. This study not only analyzes the beauty promises of cosmetic industry and the stereotypes that is made; but also discusses, from a critical point of view, the brand messages and related communication efforts by taking into account the background of the brand structure. At the same time it examines the debates within the scope of sustainable brand identity, and concentrates on the campaign themes.Yayın Conflicts between consumers’ actual and ideal self-image: A protest Approach to stereotyped cosmetic brand messages through dove’s Real beauty campaign and self-esteem program(2012) Kodak, Dilge; Otay, Filiz DemirBu çalışma tüketicilerin gerçek ve ideal benlik imajları arasındaki çatışmaya ve bu çatışmanın ‘güzellik’ tanımındaki yansımasına odaklanmaktadır. Çalışma, kozmetik markaların gerçek benlikten ayrı olarak ideal benlikle benzeşen mesajlar ilettiğini ve kozmetik marka mesajlarının tüketicilerin ideal benliklerine bağlı olduğunu varsaymakla birlikte, güzellik vadeden marka mesajlarının analojik basmakalıp modellerden oluştuğuna, ürün ve güzellik mesajlarının defalarca kendilerini tekrar etmelerine ilişkin bir perspektif sunmaktadır. Bu kolektif trende protest olarak Dove tarafından gerçekleştirilen ve ‘gerçek benlik’ vurgusunu temel alan ‘Campaign for Real Beauty’ adlı kampanya, ‘movement for self-esteem’ projesi ile devam ederek, özellikle genç kadınları dış görünüşleriyle barışık olma konusunda bilinçlendirmeyi hedeflemektedir. Çalışma, kozmetik endüstrisinin sunduğu güzellik vaatleri ve yarattığı stereotipi değerlendirmenin yanı sıra, bu akıma eleştirel bir bakış açısıyla karşı duruşa dayandırılan marka mesajlarını ve ilgili iletişim çabalarını, geri planlarındaki marka yapısını dikkate alarak tartışmaktadır. Aynı zamanda, bu tartışmaları sürdürülebilir marka kimliği ekseninde değerlendirerek kampanya temaları konusuna yorum geliştirmektedir.Yayın Düşünümsel modernite ekseninde mahremiyetin dönüşümü: Medya perspektifinden kuşaklararası farklar(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Kodak, Dilge; Batuş, GülTarihsel bağlamda modernite çağdaş zamanların başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Enformasyon toplumunun gelişimiyle modernlik düşünümsel bir boyuta doğru evrilmiştir. Bu evrim toplumsaldaki birçok katmanı değiştirmiştir. Bu değişim başta birey olmak üzere kamusal alan ve özel alanı da etkilemiş, sınırları dönüşmüştür. Düşünmsel modernite ile birlikte enformasyon toplumunun ortaya çıkışı, yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı bireyler ve coğrafyalar arasındaki sınırları kaldırmış, paylaşım ve haberleşme küresel bir boyut kazanmıştır. Bu süreçte gözetim olgusunun öne çıkışı, sosyal paylaşım platformlarının yaygınlaşması mahremiyet olgusunu yeniden şekillendirmiş ve kendi içinde dönüştürmüştür. Günümüz enformasyon toplumunda mahremiyet kişiden kişiye göre değişmiş, kuşaklararası farklı anlam bütünlüklerine sahip olmuştur. Mahremiyet, toplumsal değişimler, medya kullanımı, küresel göstergeler, din, gözetim ve risk toplumu gibi kavramlar ekseninde farklı kuşaklarda farklı anlamlar bulan bir olgu haline gelmiştir.Yayın Postmodernite bağlamında bireyselleşme ve marka ilişkisi: sinema filmlerinde Starbucks Coffee tüketicilerinin kimlik analizi(Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Kodak, Dilge; Otay Demir, FilizModernden postmoderne geçiş süreci tüketicileri kitlesel söylemden sıyırarak daha baskın kişisel söylemleri içeren bireyselleşmeye yöneltmektedir. Postmodern olarak tanımlanan yeni tüketici, modern dönemin akılcı profilinden çok farklı olarak tüketim davranışını duyguları doğrultusunda gerçekleştirmekte hedonik tatmini amaçlamaktadır. Herhangi bir eşdeğerlik ya da benzerlik ihtiva etmeyen, aksine birbirinden çok farklı göstergelerin kolajıyla inşa edilen yaşam tarzları tüketicinin özgün kimliğini vurgulamada bir mecra fonksiyonu görmektedir. Postmodern akımın içeriği gereği farklılaşma ve benzersiz olma eğilimleri içinde olan tüketiciye paralel olarak markaların kimlik sunumları değişmekte ve hedef kitle çerçevesi genişlemektedir. Dolayısıyla markalar kimliklerini yaratırken, tüketicinin özgün yaşam tarzındaki eklektik yapının bir parçası olma amacıyla, duygu ve deneyim dayanaklı, yeni özne olan bireyi merkeze alan strateji ve argümanlar geliştirmektedirler. Birey özgün ve biricik olmak istemekte böylelikle markalar da kişinin duygularına seslenen ilişkisel mesajlar yapılandırmaktadır. Starbucks Coffee Corporation özellikle son yıllarda tüketiciyi merkeze alan bir marka olarak dikkat çekmekte ve dünya kahve pazarının öncülerinden biri olarak kabul edilmektedir. Starbucks Coffee tv/basılı reklam kampanyalarına oranla daha çok Hollywood sinemasını kullanmakta ve kendisini farklı kimliklerdeki tüketicilerin yaşam tarzlarını oluşturan göstergelerden biri olarak konumlandırmaktadır. Bu tez genel olarak markaların, birbirlerinden farklı tüketicilerin bireyselleşme süreçleri ve yaşam tarzlarındaki konumunu ele almaktadır.