Yazar "Sezen, S. Cem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Beneficial effects of melatonin on reperfusion injury in rat sciatic nerve(Wiley, 2004) Sayan, Hale; Özaçmak, Veysel Haktan; Özen, Oğuz Aslan; Coşkun, Ömer; Arslan, Seyfullah Oktay; Sezen, S. CemStudies have shown that ischemia–reperfusion (I/R) produces free radicals leading to lipid peroxidation and to damage of the nervous tissue. Melatonin, a main secretory product of the pineal gland, has free radical scavenging and antioxidant properties and has been shown to diminish I/R injury in many tissues. There are a limited number of studies related to the effects of melatonin on I/R injury in the peripheral nervous system. Therefore, in the present study, the protective effect of melatonin was investigated in rats subjected to 2?hr of sciatic nerve ischemia followed by 3?hr of reperfusion. Following reperfusion, nerve tissue samples were collected for quantitative assesment of malondialdehyde (MDA), an oxidative stress marker, and superoxide dismutase (SOD), a principal antioxidant enzyme. Samples were further evaluated at electron microscopic level to examine the neuropathological changes. I/R elevated the concentration of MDA significantly while there was a reduction at SOD levels. Melatonin treatment reversed the I/R?induced increase and decrease in MDA and SOD levels, respectively. Furthermore, melatonin salvaged the nerve fibers from ischemic degeneration. Histopathologic findings in the samples of melatonin?treated animals indicated less edema and less damage to the myelin sheaths and axons than those observed in the control samples. Our results suggest that administration of melatonin protects the sciatic nerve from I/R injury, which may be attributed to its antioxidant property.Yayın Farklı evrelerdeki oositlerin maturasyon-fertilizasyon ve bölünebilme ilişkisinin incelenmesi(Türkiye Klinikleri, 2001) Sezen, S. Cem; Küçük, Tansuİn-vitro fertilizasyon (IVF)da başarısızlık oranının büyük bir kısmını oosit immaturitesi oluşturmaktadır. Bunların in-vitro matürasyon (IVM) sürecinden geçmeleri gerekmektedir. Çalışmada maturasyon, fertilizasyon ve bölünebilme ilişkisi irdelenerek, oositlerin in-vitro maturasyon ve fertilizasyon yeteneklerinin belirlenmesi amaçlandı. GATA IVF merkezine farklı zamanlarda başvuran 32 hastadan follikül aspirasyonu yapılarak toplanan 150 immatür (PI), 176 intermediate (MI), 435 matür (MII) olmak üzere toplam 761 insan oositi incelendi. 6 saatlik inkübasyon süresi sonunda insemine edilen matür oositlerde fertlizasyon oranı %92 iken, IVM için 6-48 saat süreyle inkübe edilen immatür oositler grubunda bu oran, profaz I (PI) olanlarda %48, metafaz I(MI)lerde %74 olarak bulundu. Fertilize olan oositlerin bölünebilme oranları ise, olgun oositlerde (MII) %84 iken, PI oositlerde %34 MI oositlerde %62.5 olarak gözlendi. Sonuç olarak, matürasyon ilerledikçe fertilizasyon yeteneği artmaktadır. MII evresindeki oositler, fertilizasyon yeteneği en yüksek oositlerdir.Yayın Farklı kültür ve inkübasyon modellerininoosit in-vitro maturasyonuna etkileri(Türkiye Klinikleri, 2000) Sezen, S. Cem; Coşkun, Ömer; Korkmaz, Cem; Özsoy, H. Mesutİn-vitro maturasyon (IVM)un başarısını araştırmak amacıyla, farklı kültür ve inkübasyon modelleri kombine edilerek oosit kültürü için en uygun kültür ortamı ve serum desteği bulunmaya çalışıldı. GATA IVF merkezine bir yıl içinde farklı zamanlarda başvuran 120 hastadan, kontrollü ovarian hiperstimülasyon (KOH) uygulanarak alınan olgunlaşmamış profaz I (PI) ve metafaz I (MI) oositler (n=970) farklı koşullarda ve farklı zamanlarda kültüre edildi. Farklı kültür ve inkübasyon modellerinde metafaz II (MII)ye ulaşan matür oositlerin sayı ve oranları belirlendi. 37°Cde, %75-98 nem, %5 CO2 inkübatör koşullarında (pH:7.4) farklı besi yerlerine, %10-15lik fötal kordon serumu (FCS) eklenmesiyle oluşturulan kültür ortamlarının, olgunluğunu tamamlayabilen (MII) oosit sayısını arttırdığı için, en başarılı model olduğu gözlendi.Yayın Farklı mayoz evrelerindeki oositlerinin-vitro maturasyon sürelerinin değerlendirilmesi(Türkiye Klinikleri, 2000) Sezen, S. Cem; Küçük, Tansu; Şeftalioğlu, AyselGATA IVF merkezine başvuran 28 hastadan toplam 216 adet profaz I(PI) ve metafaz I(MI) oositlerin oosit-korona-kumulus (OKK) kompleksi toplandı. Bunların Oosit Maturasyon İndeksine (OMI) göre, in-vitro maturasyon (IVM)larını en ideal olarak kaç saatte tamamladıkları araştırıldı. PI oositler (n=114) için uygun inkübasyon zaman aralığı 22-36 saat, bu zaman aralığında olgunluğa ulaşma(MII) oranı %66.5, telofaz II(TII)ye ulaşma oranı %33 olarak bulundu. MI oositler (n=102) için uygun inkübasyon zaman aralığı 10-22 saat olarak bulundu. Bu zaman aralığında, olgunluğa ulaşma (MII) oranı %69, TIIye ulaşma oranı %42.3 olarak belirlendi. PI oositler için uygun inkübasyon zaman aralığının 22-36 saat, MI oositler için 10-22 saat olması halinde IVM oranını yükselteceği değerlendirildi.Yayın Kumulus hücrelerinin oosit in-vitro maturasyonuüzerine etkileri(Türkiye Klinikleri, 2001) Sezen, S. Cem; Özsoy, H. Mesut; Küçük, Tansu; Korkmaz, CemKumulus hücrelerinin in-vitro olarak oosit maturasyonunu ne ölçüde etkilediğini araştırmak amacıyla GATA IVF merkezine farklı zamanlarda başvuran 40 hastadan follikül aspirasyonu yapılarak toplanan 80 immatür (PI), 100 intermediate (MI) olmak üzere toplam 180 insan oositi incelendi. Oositler rastgele iki gruba ayrıldı. İlk grubun kumulus ooforusları temizlendi (kumulussuz), 2. grup ise kumulusları temizlenmeksizin (kumuluslu) çalışıldı. İn vitro maturasyon süreçleri 4er saat arayla 36. saate kadar gözlendi. Farklı sürelerde maturasyonunu tamamlayarak MIIye ulaşan kumuluslu ve kumulussuz oositler belirlendi. IVMa ulaşan kumulussuz oosit oranı %24.4 (22/90) olduğu halde, kumuluslu olanlarda bu oran %60 (54/90) bulundu (t=5.159, p<0.01). En yüksek IVM oranına 12-16. saatler arasında (%17.7) ve kumuluslu olarak inkübe edilen oositlerde rastlandı. Bu bulgular ışığında, kumulus hücrelerinin varlığının IVMda çok önemli bir rol oynadığı söylenebilir.Yayın Meningomyelosel anomalili yenidoğanların ve annelerinin serumlarında bulunan olası embriyotoksik faktörlerin tavuk embriyosunda oluşturduğu malformasyonlar(Türkiye Klinikleri, 2001) Günaydın, Ali Altan; Sezen, S. Cem; Coşkun, Ömer; Öztaş, Emin; Duman, SelçukMeningomyeloselin etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Çalışmamızda, etiyolojiye katkıda bulunmak için embriyo-toksik faktör araştırması yapıldı. Yaşları 1-3 gün arasında değişen meningomyeloselli 6 yenidoğan ile bunların annelerinden aseptik şartlarda serum alındı. Döllenmiş, embriyo oluşumunun sıfırıncı saatindeki beyaz yumurtalara ayrı ayrı 20 µllik serum enjekte edildi. Toplam 114 deney ve 111 kontrol yumurtaları kullanıldı. Deney serumuna maruz bırakılan tavuk embriyolarında kontrol grubuna kıyasla embriyo ölümü ve büyük anomali sıklığının arttığı gözlendi. Saptanan anomaliler nöral tüp, gastrointestinal sistem anomalileri, göğüs defektleri ile kas iskelet sistemi defekti ve anoftalmustur. Ayrıca deney embriyoları arasında genel bir büyüme yavaşlaması görüldü. Bu malformasyonların meningomyeloselli bebeklerin serumlarında var olan ve anneden plasenta yoluyla geçen embriyotoksik faktör ya da faktörler yüzünden olduğu düşünüldü.