Yazar "Yurtlu, Şirin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Akciğer kanserini taklit eden endobronşiyal tüberküloz: olgu sunumu(Maltepe Üniversitesi, 2009) Levent, Ender; Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, ŞirinEndobronşiyal tüberküloz, trakeobronşiya lağacın mycobacterium tuberculosis ile olan histopatolojik olarak tanımlanmış infeksiyonudur. Erişkinlerde sıklıkla parankimal ve kaviter hastalığın endobronşiyal yayılımı ile ortaya çıkar. Klinik, radyolojik ve bronkoskopik bulguları nonspesifiktir ve birçok akciğer hastalığı ilekarışabilir. Endobronşiyal tüberkülozun ayırıcı tanısında akciğer kanserien önemli hastalıktır. Tümöral görünümlü endobronşiyal tüberküloz, hemtoraks bt görünümü hem de bronkoskopik bulguları ile akciğer kanserine benzer. Bu makalede de maligniteön tanısıyla tetkik edilirken endobronşiyal tüberküloz olduğu saptanan bir olgu sunulmuştur.Yayın Antikoagülan tedavi sırasında pozitif hava yolu basıncı cihazı kullanımına bağlı orofarinks submukozasında hematom(Maltepe Üniversitesi, 2009) Levent, Ender; Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, ŞirinAntikoagülan tedavi sırasında pozitif havayolu basıncı cihazı kullanımına bağlı orofarinks submukozasında hematomYayın CPAP/BPAP tedavisi başlanan OSAS olgularında tedavi uyumu ve yaşam kalitesi / Quality of life and compliance in OSAS patients of whom CPAP/BPAP therapy planned(Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2011) Yurtlu, Şirin; Sarıman, NesrinAmaç: Bu çalışmada; OSAS tanısı ile PAP tedavisi planlanan hastaların 'Calgary uyku apne yaşam kalitesi indeksi' anketi, 'Epworth uykululuk ölçeği' ve 'OSAS semptom sorgu anketi' kullanarak tedavi uyumunu değerlendirmek ve tedavinin yaşam kalitesi üzerine etkilerini araştırmak planlandı.Yöntem: Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Laboratuvarı'nda; Mayıs 2010-Mayıs 2011 tarihleri arasında; uyku ile ilgili yakınmaları nedeniyle polikliniğimize başvuran ve polisomnografi testi uygulanarak OSAS tanısı almış, PAP cihazı ile devamlı pozitif havayolu basıncı tedavisi planlanan, çalışmaya katılmayı kabul eden erişkin 30 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm olgulardan yazılı onam alındı.OSAS tanısı konan ve PAP titrasyonu sonucunda tedavi başlanan 23'ü erkek ve 7'si kadın, 30 olgunun genel verileri, OSAS semptomları, EUÖ skorları ve SAQLI değerleri kayıt edildi. Hastalara, 1 ay sonra yapılan görüşmede verilen cihazı gece uyku süresince kullanıp kullanmadıkları ve kullanmama sıklıkları sorgulandı. EUÖ, SAQLI ve OSAS semptom sorgulamaları yenilenerek hastaların kazanımları ve yakınmaları değerlendirildi.Bulgular: Çalışmaya alınan tüm hastaların 1 ay süresince gece uyku boyunca cihazı kullandıkları saptandı. Tüm OSAS olgularında PAP tedavisi ile ?gündüz aşırı uykululuk hali?nde, 'semptom sorgulama anketi' ve 'Calgary yaşam kalitesi anketi' puanlarında anlamlı iyileşmeler(p<0.001) elde edildi. AHİ puanı ile tedavi sonucu elde edilen duygu durum değişiklikleri arasında anlamlı ilişki bulundu(r=-0,374, p=0,045).Sonuç: Bu çalışma, hastaların hastalıkları ile ilgili farkındalıklarının artmasını ve tedavi süresince tedavi kazanımlarını daha iyi algılamaları sağlamıştır. OSAS ağırlığının tedavi ile elde edilen duygu durum değişikliklerininin belirleyicisi olduğu ve hastalığın ağırlığı ne kadar fazla ise PAP tedavisi ile duygu durumdaki düzelmelerin o kadar belirgin olduğu saptanmıştır.SAQLI anketinin rutin olarak tüm uyku polikliniklerinde yaygınlaştırılması ve erken/geç dönem tedavi yanıtını değerlendirmede kullanılmasının tedavi uyumunu olumlu yönde etkileyeceği sonucuna varılmıştır.Yayın Eş zamanlı Böbrek ve Akciğer Kanseri(2012) Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Levent, Ender; Yurtlu, ŞirinToraks dışı malignitesi olan hastaların takibinde pulmoner nodül saptanması her zaman metastazı göstermez. Akciğerdeki lezyonun eş zamanlı primer akciğer kanseri olabileceği de düşünülmelidir. Akciğerdeki lezyonun etyolojisinin saptanması, uygun tedavi yönteminin seçimi ve prognoz tahmininde önemlidir. Eş zamanlı akciğer ve böbrek kanseri nadir bir durumdur ve genelde metastaz taraması yapılırken tesadüfen saptanır. Burada 75 yaşında böbrek tümörü (Renal Cell Ca) açısından tetkik edilirken küçük hücreli akciğer kanseri saptanan olgu sunulmuştur. (Tur Toraks Der 2012; 13: 34-7)Yayın Globus histerikus tanılı hastaların polisomnografi ile değerlendirilmesi(Maltepe Üniversitesi, 2009) Levent, Ender; Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, Şirin; Tezcan, Ahmet ErtanAmaç: Bu araştırma; globus histerikus tanılı hastaların polisomnografi ile uyku yapılarını incelemek ve hastalığın ayırıcı tanısında yada etiyolojiside obstrüktif sleep apne (OSA) varlığını araştırmak için tasarlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya “Globus Histerikus” tanılı ve globus yakınmasına yol açabilecek altta yatan bir hastalığı olmadığı bilinen 9 erişkin (?18 yaş) hasta alınmıştır. Tüm hastalar detaylı sorgulanmış, muayene edilmiş ve solunum fonksiyon testi ile spirometrik inceleme yapılarak üst solunum yolu obstrüktif patolojileri açısından akım-volüm halkası ile değerlendirilmiştir. Polisomnografi öncesi, uykuyla ilgili yakınmaları sorgulanmıştır. Çalışma süresince Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Laboratuvarı'nda polisomnografi ile tetkik edilen ve apnehipopne indeksi <5 saptanan olgular içinden, psikiyatrik hastalığı bulunmayan 35 kadın kontrol grubu olarak seçilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların hepsi kadındı. Yaş ortalaması 47±9yaş (35-62 yaş arası) idi. Hepsinin akciğer muayenesi ve akciğer grafileri normaldi. Hiçbir olguda solunum fonksiyon testinde, akım volüm halkasında, üst solunum yolu obstrüktif patolojilerini düşündürecek şekil değişikliği ve bazı OSA'lı hastalarda saptanan testere dişi paterni izlenmedi. Hastalarda KBB muayenesinde (orofaringolaringeal bölgede) globus hissine yol açabilecek bir patoloji saptanmamıştı. Hastaların ortalama boyun çevresi 34.6±2.3cm (32-38cm arası), ortalama vücut kitle indeksi 27.31±6.33 kg/m² (21.70-33.90 kg/m² arası) idi. Globus histerikus yakınmalarının ortalama süresi 5.6±9.94 yıl (36 gün-30 yıl arası) idi. Epworth Uykululuk Ölçeği 4±4 (0-10 arası) olup; hiçbir olguda gündüz aşırı uykululuk hali yoktu. Dokuz hastadan sadece 3'ünde OSA (orta, hafif, hafif ) saptanmıştır (tüm olguların %33.3'ü). Globus histerikus hastalarının uyku mimarisi incelendiğinde; yalnızca uyku latensi süreleri globuslu hastalarda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha uzun bulunmuştur (p=0.027). Diğer polisomnografik parametreler, kontrol grubuyla benzerdir. Sonuç: Bu çalışma; globus histerikuslu hastaların uyku yapısı hakkında bilgi veren ve hastaların polisomnografik inceleme sonuçlarının belirtildiği ilk araştırmadır. Çalışmamızda hastaların 3/9'unda (%33.3) OSA saptanmıştır ve hastaların uykuya dalma sürelerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak uzun olduğu görülmektedir.Yayın Globus Histerikus tanılı hastaların polisomnografi ile değerlendirilmesi(Maltepe Tıp Dergisi, 2009) Levent, Ender; Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, ŞirinAmaç: Bu araştırma; globus histerikus tanılı hastaların polisomnografi ile uyku yapılarını incelemek ve hastalığın ayırıcı tanısında yada etiyolojiside obstrüktif sleep apne (OSA) varlığını araştırmak için tasarlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya “Globus Histerikus” tanılı ve globus yakınmasına yol açabilecek altta yatan bir hastalığı olmadığı bilinen 9 erişkin (?18 yaş) hasta alınmıştır. Tüm hastalar detaylı sorgulanmış, muayene edilmiş ve solunum fonksiyon testi ile spirometrik inceleme yapılarak üst solunum yolu obstrüktif patolojileri açısından akım-volüm halkası ile değerlendirilmiştir. Polisomnografi öncesi, uykuyla ilgili yakınmaları sorgulanmıştır. Çalışma süresince Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Laboratuvarı'nda polisomnografi ile tetkik edilen ve apnehipopne indeksi <5 saptanan olgular içinden, psikiyatrik hastalığı bulunmayan 35 kadın kontrol grubu olarak seçilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların hepsi kadındı. Yaş ortalaması 47±9yaş (35-62 yaş arası) idi. Hepsinin akciğer muayenesi ve akciğer grafileri normaldi. Hiçbir olguda solunum fonksiyon testinde, akım volüm halkasında, üst solunum yolu obstrüktif patolojilerini düşündürecek şekil değişikliği ve bazı OSA'lı hastalarda saptanan testere dişi paterni izlenmedi. Hastalarda KBB muayenesinde (orofaringolaringeal bölgede) globus hissine yol açabilecek bir patoloji saptanmamıştı. Hastaların ortalama boyun çevresi 34.6±2.3cm (32-38cm arası), ortalama vücut kitle indeksi 27.31±6.33 kg/m² (21.70-33.90 kg/m² arası) idi. Globus histerikus yakınmalarının ortalama süresi 5.6±9.94 yıl (36 gün-30 yıl arası) idi. Epworth Uykululuk Ölçeği 4±4 (0-10 arası) olup; hiçbir olguda gündüz aşırı uykululuk hali yoktu. Dokuz hastadan sadece 3'ünde OSA (orta, hafif, hafif ) saptanmıştır (tüm olguların %33.3'ü). Globus histerikus hastalarının uyku mimarisi incelendiğinde; yalnızca uyku latensi süreleri globuslu hastalarda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha uzun bulunmuştur (p=0.027). Diğer polisomnografik parametreler, kontrol grubuyla benzerdir. Sonuç: Bu çalışma; globus histerikuslu hastaların uyku yapısı hakkında bilgi veren ve hastaların polisomnografik inceleme sonuçlarının belirtildiği ilk araştırmadır. Çalışmamızda hastaların 3/9'unda (%33.3) OSA saptanmıştır ve hastaların uykuya dalma sürelerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak uzun olduğu görülmektedir.Yayın Hiyatal herni süperpozisyonu nedeniyle intrakardiyak hava-sıvı seviyesi görünümü(Maltepe Üniversitesi, 2009) Levent, Ender; Sarıman, Nesrin; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, ŞirinHiyatal herni süperpozisyonu nedeniyle intrakardiyak hava-sıvı seviyesi görünümüYayın Obstrüktif uyku apne sendromunda gastroduodenal erozyon ve peptik ülser insidansı(Maltepe Üniversitesi, 2009) Gökçen, Gökhan; Levent, Ender; Dalay, Remzi; Sarıman, Nesrin; Yurtlu, Şirin; Kasapoğlu Günal, Esen; Tülbek, M. YaşarAmaç: Bu çalışmada obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) olan hastalarda mide-duodenum epitelyal hücre hasarı varlığı araştırılmıştır. Yöntem: Çalışmaya orta-ağır OUAS (apne-hipopne indeksi >15) tanısı konan 15 hasta ile kontrol grubu oluşturulmak üzere polisomnografi tetkiki normal sonuçlanan (apne-hipopne indeksi <5) 15 olgu alındı. Bu hastaların tümüne standart üst gastrointestinal endoskopik tetkik uygulandı. Helicobacter pylori varlığı hızlı üreaz testi (CLO testi) ile saptandı. Bulgular: Orta-ağır OUAS tanısı konan hasta grubunda gastroduodenal erozyonsaptanma oranı%80, kontrolgrubunda ise%26.7idi(p=0.009). Her ikigrupta da peptikülsersaptanmadı. Helicobacter pylori enfeksiyonuhasta grubunda %53.3, kontrol grubunda %60 oranında pozitif bulundu ve her iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı (p=1.000). Sonuç: Bu çalışmanın sonuçlarına göre orta-ağır OUAS, gastroduodenal epitel hasarı gelişimine yatkınlık oluşturmaktadır.Yayın Orta ve ağır obstrüktif uyku apne sendromu (ouas) olgularında pap (positive airway pressure) titrasyonuna objektif ve subjektif yanıtın değerlendirilmesi(Maltepe Üniversitesi, 2009) Sarıman, Nesrin; Levent, Ender; Soylu, Akın Cem; Yurtlu, ŞirinAmaç: Bu çalışmada orta ve ağır obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) tanısı alıp PAP (Positive Airway Pressure) titrasyonuna alınan olguların, titrasyon gecesinde elde edilen objektif vesubjektif yanıtları ile ilk gece yapılan polisomnografi testi yanıtları karşılaştırılmıştır. Yöntem: Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Laboratuvarında Mayıs 2008-Mayıs 2009 tarihleri arasında orta ve ağır OUAS tanısı almış olan erişkin, yaş ortalaması 54 ± 11 yıl (32-73 yaş arası), 10 kadın ve 26 erkek toplam 36 olgu çalışmaya alındı. Uyku laboratuvarında polisomnografi testine alınan tümolgulara testin sonlandığı sabah uygulananan ketformundaki bilgiler kullanılarak, subjektif yanıtlar, polisomnografi kayıtlarındaki verilerden iseobjektif yanıtlar elde edildi. İlk test gecesi, titrasyon gecesi ile objektif ve subjektif veriler kullanılarak karşılaştırıldı. Subjektif verilerin değerlendirilmesinde vizüel analog skorlama (VAS) yöntemi kullanıldı. Bulgular: İlk gece PSG sonuçları titrasyon gecesi sonuçları ile karşılaştırıldığında; toplam uyku süresi, REM periyodu, solunumsal arousallar, bazaloksijen satürasyonu ve en düşük oksijensatürasyonu değerlerinde; hastaların sübjektif yanıtları değerlendirildiğinde ise, titrasyon gecesinde ilk gece yanıtlarına göre herzaman ki uykusu ile karşılaştırıldığında uyku memnuniyetialgısında, dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyanma algısında olumlu yönde anlamlı farklılıklar elde edildi (p<0.001). Sonuç: Orta ve ağır OUAS grubunda ilk gece PAP uygulaması ile hem objektif hemsubjekti fverilerde hastaalgı düzeyindeileri derecede anlamlı düzelmeler kaydedilmiştir.Yayın Short-term positive airway pressure therapy response in obstructive sleep apnea patients: impact of treatment on the quality of life(2012) Soylu, Akın Cem; Sarıman, Nesrin; Levent, Ender; Alparslan, Sümeyye; Saygı, Attila; Yurtlu, ŞirinGiriş: Çalışmamızda; obstrüktif uyku apne (OSA) tanısıyla pozitif hava yolu basıncı (PAP) tedavisi planlanan hastaların Calgary uyku apne yaşam kalitesi indeksi [Calgary Sleep Apnea Quality of Life Index (SAQLI)], Epworth uykululuk ölçe- ği (EUÖ) ve obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) semptom sorgu anketini kullanarak tedavi uyumunu değerlendirmeyi ve tedavinin yaşam kalitesi üzerine erken dönem etkilerini araştırmayı planladık. Hastalar ve Metod: Üniversite hastanesi Uyku Laboratuvarında; uyku ile ilgili yakınmaları nedeniyle polikliniğimize baş- vuran ve polisomnografi testi uygulanarak OSA tanısı almış, PAP cihazıyla devamlı PAP tedavisi planlanan, çalışmaya katılmayı kabul eden erişkin toplam 30 hasta (23ü erkek, 7si kadın) çalışmaya dahil edildi. Tüm olgulardan yazılı onam alındı. Bulgular: Olguların genel verileri, OSAS semptomları, EUÖ skorları ve SAQLI değerleri kaydedildi. Bir ay sonra yapılan ikinci görüşmede EUÖ, SAQLI ve OSAS semptom sorgulamaları yenilenerek hastaların kazanımları değerlendirildi. Çalış- maya alınan tüm hastaların bir ay süresince gece uyku boyunca cihazı kullandıkları saptandı. OSA olgularında PAP tedavisi ile gündüz aşırı uykululuk hali nde, semptom sorgulama anketi ve Calgary yaşam kalitesi anketi puanlarında anlamlı iyileşmeler (p< 0.001) elde edildi. Apne hipopne indeksi puanıyla tedavi sonucu elde edilen duygu durum deği- şiklikleri arasında anlamlı ilişki bulundu (r= -0.374, p= 0.045). Sonuç: OSA olgularının erken dönemde PAP tedavisinden kayda değer fayda sağlayabileceği saptanmıştır. Bu çalışma, hastaların hastalıklarıyla ilgili farkındalıklarının artmasını ve tedavi süresince tedavi kazanımlarını daha iyi algılamaları- nı sağlamıştır. OSAS ağırlığının tedaviyle elde edilen duygu durum değişikliklerinin belirleyicisi olduğu ve hastalığın ağırlığı ne kadar fazla ise PAP tedavisiyle duygu durumdaki düzelmelerin o kadar belirgin olduğu görülmüştür.