Konservatuvar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Yayın
    Akademik piyano eğitiminde çağdaş Türk bestecilerinin eserlerinin kullanımının incelenmesi
    (Marmara Üniversitesi, 2010) Batıbay, Dilek; Aydınoğlu, Ortaç
    Bugün ülkemizden yetişen bestecilerin müzikleri dünya müzik literatüründe yer almakta ve yurt dışında da çalınmaktadır. Ancak kendi müziğimizin yaygınlaştırılmasında en büyük görev öncelikli olarak kendi sanatçılarımıza düşmektedir. Yurt dışına eğitim amaçlı giden gençlerimizden, kendi müziklerini orada tanıtmaları, sanatçılarımızdan ise kendi müziklerine ait birkaç örnek sunmaları sıklıkla talep edilmektedir. Bu nedenle; sanatçı yetiştirmekle yükümlü olan konservatuvarlar ve diğer müzik okulları ile, çok sesliliği çocuk ve gençlere belki de ilk kez tanıtacak olan ve ayrıca bir kültür aktarıcısı sayılan müzik öğretmeninin, kendi çağdaş müziğini tanıtması ve öngörülen ?bilinenden bilinmeyene gidilmesi? ilkesine uygun örnekler sunabilmesi gerekliliğinden ötürü, bu alanda yapılan çalışmaları takip etmesi ve dağarcığında örnekler bulundurması gerekmektedir. Ancak yapılan ön görüşmelerde ilgili öğretim elemanları Türk piyano eserlerinin ya başlangıç seviyesindeki öğrencilere çaldırılabilecek kadar basit ya da virtiözite gerektirecek kadar zor olduklarını ifade etmişlerdir. Bu noktada, akademik piyano eğitimi veren kurumlarda, Çağdaş Türk Bestecileri‘nin eserlerine yer verilip verilmediğinin ve eserlerin piyano eğitiminde kullanılmasının uygun olup olmadığının bilinmemesi araştırmamızın problemini oluşturmaktadır. Akademik piyano eğitiminde çağdaş Türk bestecilerinin eserlerinin kullanımının incelenmesi amacıyla; akademik piyano eğitimi veren kurumların piyano programları incelenmiş, ilgili öğretim elemanlarının görüşleri alınmış ve anket yoluyla oluşturulan piyano eserleri listesindeki eserlerin ne kadarının bilindiği, ne kadarının piyano eğitiminde kullanıldığı ve ne kadarının piyano eğitiminde kullanılmaya uygun olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma, İstanbul ilinde akademik piyano eğitimi vermekte olan kurumlar ve buralardaki öğretim elemanlarını kapsamakta ancak görüşme ve anket talebini kabul eden öğretim elemanlarıyla sınırlı kalmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre; her kurumun piyano programında Türk eseri çalma zorunluluğu yoktur. Diğer bir değişle bir piyano öğrencisi hiçbir Türk eseri çalmadan mezun olabilir. Öğretim elemanlarının çoğunluğu piyano eğitimde Türk eserlerine yer verilmesi gerektiğini belirtmekte ancak oluşturulan listedeki piyano eserlerinin çok az bir kısmını bilmekte, bildikleri eserlerin de kısıtlı bir bölümünü eğitimde kullanmaktadırlar.
  • Yayın
    Çalgılama ve orkestrasyon kuramı üzerine bir yaklaşım
    (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2013) Aydınoğlu, Ortaç
    Çalgılama ve orkestrasyon genellikle yan yana kullanılan ancak birbirine karıştırılan kavramlardır. Çalgılama, aslen teknik bir konu olup orkestrasyon daha ziyade estetiktir. Çalgılama konusu içerisinde anlatılan, çalgıların teknik bilgilerinin ve çalım tekniklerinin anlatıldığı bölüm ise çalgı bilgisidir. Çalgı bilgisi olmadan çalgılama, çalgılama olmadan da orkestrasyon düşünülemez. Bir müziği, çalgıların doğru ve dengeli bir biçimde çalabileceği şekilde çalgılara dağıtmak teknik bir konu olup orkestrasyonun kendisi değil, yalnızca bir aşaması olan çalgılamadır. Orkestrasyon, çalgılama yapıldıktan sonra veya yapılırken eseri bütüncül olarak düşünmek, çalgılama ile yaratılan renklerin birbiri arasındaki dengesini sağlayacak estetik organizasyonu yapmaktır. Bu çalışmada çalgılama ve orkestrasyon kavramları irdelenerek orkestrasyon kuramı üzerine bir yaklaşım ortaya konmaya çalışılacaktır.
  • Yayın
    A.A.Saygun’un Op. 76 Piyano Sonatı’nın 1 ve 2. Bölümlerinin Müzikal Analizi
    (Müzik İleri Araştırmalar Merkezi, 2013) Aydınoğlu, Ortaç
    Türk Beşleri içerisinde en çok öne çıkan bestecilerimizden Ahmed Adnan Saygun (1907–1991), Op.76 Piyano Sonatı’nı ölümünden bir yıl önce, 1990 yılında İstanbul’da yazmıştır. Aynı zamanda, bestecinin ölümünden önce tamamladığı son eser olan sonat, bestecinin son yaratıcılık döneminde kullandığı müzik dilini ve besteleme yaklaşımı hakkında bize fikir vermektedir. Bu çalışmada piyano sonatının 1 ve 2. bölümleri, armonik, melodik ve ritmik özelliklerinin yanı sıra; kullanılan müzikal materyal, motif, cümle yapıları ve bunların kurgulanışı doğrultusunda eserin yapı, form incelemesi ve bestecinin sonat başlığı ile sunduğu eserin klasik sonat formu ile benzeştiği ve ayrıştığı yönler; kullanılan ton merkezlerinin değişimi üzerinde armonik kurgunun yansıması; kullanılan modal ve makamsal dizilerin yanı sıra, piyanonun ses bölgelerinin (register) kullanımı üzerinden kurgulanan tınısal özelliklerin ortaya konması eksenleri üzerinden müzikal analizi yapılmıştır. Yapılan çalışmada, eserin modal yapıda olduğu ve bu sebepten ötürü klasik sonat yapısının tonal kadanslar aracılığıyla belirlenen cümle sonları ve temaların birbirinden ayrılması gibi durumlara rastlanmadığı açık olarak ortaya konmuştur. Ancak, özellikle bütünden parçaya şeklinde gözlemlendiğinde kesitlerin birbirinden net bir şekilde ayrıştığı görülmektedir. Bu kesitlerin yeniden sergi bölümünde, sıra dışı olarak da olsa kullanımı bize bestecinin 1. bölümde sonat allegrosu biçimini gözettiğini göstermektedir. Öte yandan eserin tamamı ele alındığında, çeşitli motif, kesit ve temaların eserin farklı bölümlerinde anımsatılması (cyclic form) ile kurulan yapısal bütünlüğün yanı sıra bestecinin bir ton eksenine bağlı kaldığı ve bu ton eksenini çeşitli yöntemlerle pekiştirdiği de görülmektedir. Kullanılan modal ve makamsal diziler eserin melodik ve armonik yapısını şekillendirmektedir. Türk makam dizilerinin etkisi görülmekle birlikte eser içerisinde herhangi bir kesitin makam özelliği gösterip göstermediği tartışılabilir. Kullandığı ritmik yapılar incelendiğinde de bestecinin diğer eserlerine oranla çarpıcı aksak ritimlerin belirgin bir şekilde kullanıldığından söz etmek pek mümkün değildir. Tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda bestecinin tamamlanmış son eseri olan piyano sonatında, en önemli temsilcilerinden bir olduğu ulusalcı ekolün izleri, önceki eserlerine göre daha az hissedilmektedir.
  • Yayın
    Piyano eğitiminde Türk eserlerinin seslendirilme durumunun çağdaş eser bağlamında değerlendirilmesi
    (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2014) Aydınoğlu, Ortaç; Kurtişoğlu, Belma; Çolakoğlu Sarı, Gözde; Girgin-Tohumcu, Gonca; Uyar, Yaprak Melike; Özgün, Şirin
    Ülkemizde cumhuriyetle birlikte başlayan çağdaşlaşma çalışmaları müzikte de Atatürk’ün önderliğinde ilerlemiştir. “Hayat musikidir, musikisiz hayat mevcut değildir.” sözleri müziğe, “Bir ulusun yeni değişikliğindeki ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.” sözü ve cumhuriyetin ilanından hemen sonra Musiki-i Muallim Mektebi’nin açılması (1924), ülke kalkınmasında müzik eğitimine verdiği öneme birer örnektir (Uçan 1996; Say 1995; Yonat 1987). Bu tarihten itibaren devlet desteği ve özel iştirakler aracılığıyla çok sayıda sanatçı eğitim amaçlı olarak yurt dışına gönderilmiştir...
  • Yayın
    Bir Sergiden Tablolar'ın müziksel ve çalgısal temsili
    (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2011) Aydınoğlu, Ortaç
    Modest Mussorgsky’nin 1874 yılında yazmış olduğu Bir Sergiden Tablolar (Kartinki s vistavki - Pictures at an Exhibition) başlıklı piyano eseri, bestecinin arkadaşı Victor Hartman (1834– 1873) anısına düzenlenen, O’nun resimleri, suluboyaları ve mimari tasarımlarının sergilendiği sergiyi işaret eder. Sergi, bir sanat eleştirmeni olan ortak arkadaşları Vladimir Stasov tarafından St. Petersburg’da düzenlenmiştir. Mussorgsky, bu piyano süitinde Hartman’ın 10 adet eserini yorumlamaktadır. Buna ilaveten besteci, bir tablodan diğerine geçişteki ruh halinin değişimini yansıtmak için aralara beş adet ‘Gezinti (promenade)’ bölümü serpiştirmiştir. Gezinti’lerin tamamı ilk Gezinti teması üzerine kurulmuştur. Bu tema aynı zamanda, ‘Ölü ile Ölü dilinde (With the Dead in a Dead Language)’ ve finaldeki ‘Kiev’in Büyük Kapısı (The Great Gate of Kiev)’ bölümlerinde de ortaya çıkmaktadır...
  • Yayın
    Toplumsal cinsiyet rolleri açısından tango'nun diyalektiği
    (İstanbul Teknik Üniversitesi, 2011) Aydınoğlu, Ortaç; Girgin-Tohumcu, Gonca; Uyar, Yaprak Melike
    Tango, kökeni Afrika ve Avrupa’ya dayanan dansların Arjantin’e taşınarak yerel dans ve kültürlerle etkileşiminden ortaya çıkmış bir kültür öğesidir. Tango ne tek başına dansı, ne de müziği ifade eder. Geçmişten taşıdığı birikimi ile birlikte kültürel bir olgu haline gelmiştir. Her ne kadar Arjantin kökenli olsa da bugün artık dünyaya mal olmuş bir yaşam biçimidir. Tango, kendi tarihsel süreci içerisinde birçok değişim geçirmiştir ve halen geçirmektedir. Arjantin’de ortaya çıkışından kısa bir süre sonra dışlanmış, yasaklanmış ve yer altına girmek zorunda kalmıştır. Arjantin’de alt-kültür ürünü sayılan ve yasaklanan tango Avrupa’ya taşındığında tamamen bir üst-kültür haline gelmiş ve Arjantin’de tekrar kabul görüşünden sonra ülkenin kültürel simgesi halini almıştır (Savigliano 2004). Tangonun cinsellik içeren, tutkulu ve erotik bir dans olduğu algısı genelde değişmemekle beraber, kimi zaman bir alt kültür ürünü olarak görülen tangonun yasaklanması ve yer altına girmesi, kimi zaman ise bunun tam aksi; bir üst kültür ürünü haline gelerek seçkin kesimin simgesi, modernleşmenin sembolü hatta demokrasinin vizyonu olması, birçok nedenin yanı sıra öncelikle farklı kültürlerdeki toplumsal cinsiyet algısından kaynaklanmaktadır...