Kekemeliğin çocukların benlik saygısı ve sosyal kaygısı üzerindeki etkisi / The impact of stuttering on children's self-esteem and social anxiety

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2024

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

T.C.Maltepe Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Dergi sayısı

Özet

Konu: Kişiler arası iletişime ve etkileşime duyarlı olan iyilik hali, bireylerin yaşam memnuniyeti, benlik saygısı, sorunlarla, stresle, kaygıyla başa çıkma gibi pek çok becerisine etkide bulunabilmektedir. Dil gelişimindeki bozukluklardan biri olarak kekemeliğin de bu çerçevede, bireyin sosyal ilişkileri, benlik saygısı ve akademik başarısı gibi pek çok dinamiğini olumsuz etkileyebileceği anlaşılmaktadır. Damgalanma, dışlanma, yakın sosyal çevrelerinden destek alamama risklerinin belirginleşmesi benlik saygısını önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Amaç ve Kapsam: Erickson'ın psikososyal gelişim teorisine göre 12-18 yaş arasında çocukların kimlik arayışında oldukları, dolayısıyla sosyal kabulün bu süreçte kritik rol oynadığı anlaşılmaktadır. Kekemelik nedeniyle dışlanan ergenler, kendilerini diğerlerinden farklı ve yetersiz hissedebilecek ve sosyal kaygı ve düşük benlik saygısı gibi sorunlar yaşayabilecektir. Kekemelik nedeniyle yaşanan iletişim ve etkileşim sorunları, bireyin bu evrelerdeki başarısını olumsuz etkileyerek ilerleyen yaşlarda daha karmaşık psikososyal sorunlara yol açabilecektir. Bu çalışmanın temel motivasyonunu oluşturan bu temel unsurlar ışığında, (1) kekemelik nedeniyle düşük benlik saygısı ve sosyal kaygı yaşayan bireylerle çalışırken, onların kimlik geliştirme ve sosyal uyum süreçlerinin desteklenerek bireyin güçlendirilmesi, (2) kekemelik yaşayan bireyler için sosyal hizmetin savunuculuk rolünün geliştirilerek sosyal haklarını koruma, eğitimde firsat eşitliğini sağlama ve damgalanma karşıtı toplumsal farkındalık çalışmaları yürütme gibi uygulamaların genişletilmesi açısından sosyal hizmet alanına katkı sağlayabilecek olması bakımından önemlidir. Yöntem: Nicel araştırma prosedürüne uygun olarak ilişkisel tarama modelinin benimsendiği bu araştırma, konuşma bozuklukları rehabilitasyonu alanında hizmet veren bir kuruluş aracılığıyla amaçlı örnekleme uygun kekeme tanısı almış 12-18 yaş arasındaki 31 genç bireyle ailelerinden bilgilendirilmiş onam alınarak yürütülmüştür. Bulgular: Bulgularda katılımcıların çoğunluğunun erkek olduğu (%54,8), yaş ile sınıf düzeyleri arasında belirgin bir fark bulunmadığı, büyük çoğunluğun akademik başarısının "orta" ve "iyi" düzeyde olduğu görülmüştür. Katılımcıların %87’si ailesiyle yaşamakta olup, %51'i en çok ailelerinden destek aldıklarını belirtmiştir. Katılımcıların %54,8’i konuşma bozukluklarının sosyal ilişkilerini olumsuz etkilediğini ifade etmiştir. Benlik saygısı puan ortalamaları 29,45 olarak hesaplanan katılımcıların destek aldıkları kişilere göre benlik saygılarında anlamlı farklar bulunmuştur. Sonuç: Sonuç olarak, kekemelik çocukların benlik saygıları ve sosyal kaygıları, aldıkları sosyal destek mekanizmalarının sosyal ilişkilerini etkileyip etkilemediği üzerine geliştirdikleri algı ile ilişkilidir. Dolayısıyla, benlik saygılarını arttıracak çalışmaların çocukların sosyal kaygılarını azaltması beklenmektedir. Çalışmanın sosyal hizmet alanına katkıları olmakla birlikte bundan sonraki çalışmalar için çalışma grubunun genişletilerek damgalanma, sosyal dışlanma değişkenlerinin araştırma modeline dahil edilmesi gelecek çalışmalar için önerilmektedir.
Subject: Well-being, which is sensitive to interpersonal communication and interaction, can influence various skills, such as individuals' life satisfaction, self-esteem, and ability to cope with problems, stress, and anxiety. Aim and Scope: According to Erikson's psychosocial development theory, children between the ages of 12-18 are searching for identity, and social acceptance plays a critical role during this period. Adolescents who are excluded due to stuttering may feel different and inadequate compared to others, potentially experiencing problems such as social anxiety and low self-esteem. Communication and interaction problems caused by stuttering may negatively impact an individual's success during these stages, leading to more complex psychosocial issues in later years. In light of these core factors, which form the primary motivation for this study, the following are of importance for the field of social work: (1) working with individuals who experience low self-esteem and social anxiety due to stuttering by supporting their identity development and social adaptation processes to empower them; (2) developing the advocacy role of social work for individuals with stuttering by protecting their social rights, ensuring equal opportunities in education, and expanding anti-stigmatization social awareness initiatives. Methods: This study, which adopted the relational screening model, was conducted using the quantitative research procedure. It was conducted with 31 young individuals aged 12-18 diagnosed with stuttering through purposive sampling at an institution providing services in the field of speech disorder rehabilitation, with informed consent obtained from their families. The study group was limited because permission to reach individuals who stutter, with a prevalence of approximately 4% in Turkey, could only be obtained from a single institution. Results: In the findings, it was observed that the majority of participants were male (54.8%), there was no significant difference between age and grade levels, and the vast majority had "average" and "good" levels of academic achievement. 87% of the participants lived with their families, and 51% stated that they received the most support from their families. 54.8% of the participants reported that their speech disorders negatively affected their social relationships. The average self-esteem score of the participants was calculated as 29.45, and significant differences were found in self­esteem according to the people they received support from. Conclusion: In conclusion, stuttering is related to children's self-esteem and social anxiety and their perceptions of whether the social support mechanisms they receive affect their social relationships. Therefore, interventions aimed at increasing self-esteem are expected to reduce social anxiety in children. While this study contributes to the field of social work, it is recommended for future research to expand the study group and include variables such as stigmatization and social exclusion in the research model.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kekemelik, Sosyal Kaygı, Benlik Saygısı, Stuttering, Social Anxiety, Self-Esteem

Kaynak

26.Ulusal sosyal hizmet sempozyumu 2024 "Yeni toplumsal riskler ve belirsizlikler çağında sosyal hizmet" bildiri özetleri

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Akın Altıncı, E., Akarçay Ulutaş, D., Çalık Var, E. ve Ustabaşı Gündüz, D. (2024). Kekemeliğin çocukların benlik saygısı ve sosyal kaygısı üzerindeki etkisi / The impact of stuttering on children's self-esteem and social anxiety, 26.Ulusal sosyal hizmet sempozyumu 2024 "Yeni toplumsal riskler ve belirsizlikler çağında sosyal hizmet" bildiri özetleri / 26.Natıonal social work symposium 2024 "Social work in the age of the new social crisis and uncertainties" abstract book, Ceylan, G. ve Kafes, H. (ed.), T.C. Maltepe Üniversitesi, s.160-162.