A de-fence strategy: closed doors in the western balkans
Küçük Resim Yok
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Maltepe Üniversitesi
Erişim Hakkı
Attribution-NonCommercial-ShareAlike 3.0 United States
info:eu-repo/semantics/openAccess
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
2015 and 2016 constituted a milestone in the European history of migration, with an unprecedented and increasing number of migrants. A large number of forced migrants who left their respective home states to reach the safety of Europe, arrived at the frontiers of the western Balkan countries. So far, six countries in Europe along the migratory route in the Western Balkans have established restrictive policies with regard to their border control, while four of these States (Austria, Slovenia. Hungary, Croatia) are part of the EU: the other States (Macedonia. Serbia) are not a part of the Schengen Area. As a result of the newly established measures. entry into these countries for humanitarian purposes will only be authorized to those fleeing war. However those who demand international protection are required to prove their nationality in order to benefit from the protection in question. Thus, as can be seen, the restrictive policies have been taken on the basis of nationality and they deny each person's right to an individual assessment of their refugee claim - which is contrary to lnternational Refugee Law, European Refugee Law and Human Rights Law.
2015 ve 2016 yılları boyunca Orta Doğu ve Afrika'da yaşanan yoksulluk ve savaşlardan kaçan emsalsiz sayıdaki göçmenler göç tarihi bakımından bir dönüm noktası teşkil etmektedir. 2015 yılının sonlarına doğru, aralarında Avrupa Birliği üyelerinin de bulunduğu altı ülke: Suriye, Afganistan ve lrak dışındaki ülkelerden gelen göçmenlere sınır kapılarını kapadı. Söz konusu politika Avrupa'ya gelen göçmenlerin güvenlik ve refahını olumsuz olarak etkileyen kısıtlayıcı önlemler paketinin bir parçasıdır. Bahsi geçen kısıtlayıcı sınır politikalarından dolayı insancıl nedenlerle ve yalnızca savaş bölgelerinden Avrupa'ya gelen göçmenler ancak belirli uyruklara mensup olmaları durumunda Uluslararası Hukukun temin etiği korumadan faydalanabilmektedir. Bu nedenle söz konusu politikanın uygulanması halinde bireylerin Uluslararası Hukukun sağladığı korumaya duydukları ihtiyacın değerlendirilmesi mümkün olmayacağından Uluslararası Mülteci Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku ihlalleri meydana gelmektedir.
2015 ve 2016 yılları boyunca Orta Doğu ve Afrika'da yaşanan yoksulluk ve savaşlardan kaçan emsalsiz sayıdaki göçmenler göç tarihi bakımından bir dönüm noktası teşkil etmektedir. 2015 yılının sonlarına doğru, aralarında Avrupa Birliği üyelerinin de bulunduğu altı ülke: Suriye, Afganistan ve lrak dışındaki ülkelerden gelen göçmenlere sınır kapılarını kapadı. Söz konusu politika Avrupa'ya gelen göçmenlerin güvenlik ve refahını olumsuz olarak etkileyen kısıtlayıcı önlemler paketinin bir parçasıdır. Bahsi geçen kısıtlayıcı sınır politikalarından dolayı insancıl nedenlerle ve yalnızca savaş bölgelerinden Avrupa'ya gelen göçmenler ancak belirli uyruklara mensup olmaları durumunda Uluslararası Hukukun temin etiği korumadan faydalanabilmektedir. Bu nedenle söz konusu politikanın uygulanması halinde bireylerin Uluslararası Hukukun sağladığı korumaya duydukları ihtiyacın değerlendirilmesi mümkün olmayacağından Uluslararası Mülteci Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku ihlalleri meydana gelmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
lnternational Refugee Law, Border Policy, the right to seek asylum, discrimination on the basis of nationality, Uluslararası Mülteci Hukuku, sınır politikası, sığınma hakkı, uyruk temelinde ayrımcılık
Kaynak
International Faculty of Economics and Administrative Sciences Student Congress 2016
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Anlar, S. ve Schmid, C. (2016). A de-fence strategy: closed doors in the western balkans / Bir savunma stratejisi: batı balkanlardaki kapalı kapılar. Maltepe Üniversitesi, International Faculty of Economics and Administrative Sciences Student Congress 2016. s. 7-9.
