Sustainable development
Küçük Resim Yok
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Maltepe Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
The economic growth model of development, its adoption by most of the countries in the world and realisation of the consequences it produced in various forms of environmental degradation has provided the historical context for the rise oI the development- environment debate. The economic growth model of development is characterised by the use of modern technology, the factory system of production and rapid industrialisation and urbanisation. The Western countries initially followed this model of development and prescribed it for the less developed ones. The predominant underlying belief was that the underdeveloped countries would eventually catch up with the industrialised countries, provided they emulate the economic and socia| systems of the West. The less developed countries adopted the western model of development rather uncriticaIly. The consequences of adoption of the western model of development by the less developed countries were not all positive. Economic growth occurred. but it was accompanied by a widened gulf between the countries in the North and the south. and it also helped to promote economic disparities between the rich and the poor sections within particular societies. lt was realised that "developmentconceived simply as "economic growth' was an inadequate notion, and that economic growth does not necessarily lead to the development of the lower strata of society. This realisation caused a shift in development thinking and eventually led to the inclusion of some additional criteria of development such as distributive justice or equity. and improvement in the overa|l quality of life of the masses.
Kalkınmanın ekonomik büyüme modeli, bu modelin dünyadaki ülkeler tarafından benimsenmesi ve bu modelin çevresel bozulmanın çeşitli biçimlerinde ortaya çıkardığı sonuçların anlaşılması, kalkınmanın sağlanması ve çevresel tartışmalar için gerekli tarihsel bağlamı sağladı. Modern teknolojinin kullanımı, üretimin fabrikalaşması. hızlı sanayileşme ve kentleşmenin sağlanması, kalkınmanın ekonomik büyüme modelini açıklar. Batılı ülkeler başlangıçta bu modeli benimsedi ve az gelişmiş ülkeler için bu kalkınma modelini gerekli gördüler. Altta yatan baskın görüş, batılı devletlerin ekonomik ve sosyal sistemleri model alınarak az gelişmiş ülkelerin er ya da geç sanayileşmiş ülkelere yetişebileceğiydi. Az gelişmiş ülkeler, batılı devletlerin kalkınma modelini eleştirmeksizin benimsedi. Az gelişmiş ülkelerin bu modeli benimsemelerinin sonucu her zaman olumlu olmadı. Ekonomik büyüme sağlandı fakat bu büyüme, doğu ve batı devletleri arası uçurumu da beraberinde getirdi. Aynı zamanda belli bir toplumda zengin ve fakir kesim arası ekonomik eşitsizliklerin artmasına katkı sağladı. Kalkınma teriminin, ekonomik büyüme olarak anlaşılmasının yetersiz olduğu anlaşıldı. Bu ekonomik büyüme toplumun alt tabakalarının da mutlak suretle gelişeceği anlamını taşımıyordu. Bu anlayış, kalkınma düşüncesinin içeriğinde değişikline neden oldu ve sonunda adalet, eşitlik ve kitlelerin yaşamında meydana gelen her türlü kalite artışı gibi kriterler ilave edildi.
Kalkınmanın ekonomik büyüme modeli, bu modelin dünyadaki ülkeler tarafından benimsenmesi ve bu modelin çevresel bozulmanın çeşitli biçimlerinde ortaya çıkardığı sonuçların anlaşılması, kalkınmanın sağlanması ve çevresel tartışmalar için gerekli tarihsel bağlamı sağladı. Modern teknolojinin kullanımı, üretimin fabrikalaşması. hızlı sanayileşme ve kentleşmenin sağlanması, kalkınmanın ekonomik büyüme modelini açıklar. Batılı ülkeler başlangıçta bu modeli benimsedi ve az gelişmiş ülkeler için bu kalkınma modelini gerekli gördüler. Altta yatan baskın görüş, batılı devletlerin ekonomik ve sosyal sistemleri model alınarak az gelişmiş ülkelerin er ya da geç sanayileşmiş ülkelere yetişebileceğiydi. Az gelişmiş ülkeler, batılı devletlerin kalkınma modelini eleştirmeksizin benimsedi. Az gelişmiş ülkelerin bu modeli benimsemelerinin sonucu her zaman olumlu olmadı. Ekonomik büyüme sağlandı fakat bu büyüme, doğu ve batı devletleri arası uçurumu da beraberinde getirdi. Aynı zamanda belli bir toplumda zengin ve fakir kesim arası ekonomik eşitsizliklerin artmasına katkı sağladı. Kalkınma teriminin, ekonomik büyüme olarak anlaşılmasının yetersiz olduğu anlaşıldı. Bu ekonomik büyüme toplumun alt tabakalarının da mutlak suretle gelişeceği anlamını taşımıyordu. Bu anlayış, kalkınma düşüncesinin içeriğinde değişikline neden oldu ve sonunda adalet, eşitlik ve kitlelerin yaşamında meydana gelen her türlü kalite artışı gibi kriterler ilave edildi.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
International Faculty of Law Student Congress 2016
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Sesay, A. (2016). Sustainable development / Sürdürülebilir kalkınma. International Faculty of Law Student Congress 2016, Maltepe Üniversitesi. s. 76-80.
