Hemodiyaliz hastalarında hormon profilleri ve menstrüel siklusla ilişkisi

dc.contributor.authorBozkurt, Serpil
dc.contributor.authorArıkan, İlker
dc.contributor.authorArıkan, Deniz Cemgil
dc.contributor.authorTurgut, Emre
dc.date.accessioned2024-07-12T22:02:50Z
dc.date.available2024-07-12T22:02:50Z
dc.date.issued2011en_US
dc.description.abstractAmaç: Kronik böbrek yetmezliği (KBY) nedeniyle hemodiyalize giren hastaların menstrüel öykü ile birlikte, hormon seviyelerine ve diğer biyokimyasal faktörlerine bakarak, menstrüel bozuklukların altında yatan mekanizmayı araştırmak. Gereç ve yöntem: Çalışmamıza, reprodüktif yaş grubunda, hemodiyalize giren 30 hasta ile 30 sağlıklı kadın alındı. Olguların demografik özellikleri, hormon profilleri, biyokimyasal değerleri ve ultrasonografik olarak ölçülen endometriyal kalınlıkları karşılaştırıldı. Ayrıca hemodiyaliz hastalarının diyaliz programına alınmadan ve alındıktan sonraki detaylı menstrüel ve jinekolojik öyküleri alındı ve menstrüasyon şekillerine göre hormonal, hematolojik ve biyokimyasal değerleri karşılaştırıldı. Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında yaş, VKİ, gravida, parite, abortus ve küretaj açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0,05). Hemodiyaliz grubunda kontrol grubuna göre hemoglobin ve hematokrit değerleri istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p<0,05). Hemodiyaliz grubunda FSH değerleri daha yüksek, östradiol değerleri daha düşük bulunmasına rağmen her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (p>0,05). Hasta grubunda LH ve prolaktin değerlerinin ortalaması kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p<0,05). Hasta ve kontrol grubu arasında ultrasonografik olarak ölçülen endometrial kalınlık ortalama değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (p>0,05). Hemodiyaliz sonrası amenore gelişen hastaların LH ve prolaktin değerleri amenore gelişmeyen hastalara göre daha yüksek, FSH, östradiol ve TSH değerleri ise daha düşük olarak saptandı. Fakat bulunan bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Sonuç: KBY hastalarında görülen menstrüel bozuklukların etyolojisindeki en önemli faktör, bu hastalarda saptanan LH ve prolaktin yüksekliğidir. Hemodiyaliz bu hastaların yaşam sürelerini uzatan ve hipotalamus-hipofiz-over aksının düzelmesini sağlayan başarılı bir tedavidir.en_US
dc.identifier.endpage39en_US
dc.identifier.issn1307-699X
dc.identifier.issue1en_US
dc.identifier.startpage32en_US
dc.identifier.trdizinid112709en_US
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/112709
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12415/9247
dc.identifier.volume8en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofTürk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.snmzKY04480
dc.titleHemodiyaliz hastalarında hormon profilleri ve menstrüel siklusla ilişkisien_US
dc.typeArticle
dspace.entity.typePublication

Dosyalar