An investigation on teachers’ attitudes towards speaking anxiety of EFL students
Küçük Resim Yok
Tarih
2023
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
T.C. Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
While speaking is considered one of the prominent sources of anxiety for many foreign language learners, teachers are the individuals who observe this issue most closely. Within this context, this study aims to address teachers' viewpoints on their students' anxiety during language learning and to investigate the extent of teachers' awareness concerning the underlying factors contributing to students' speaking anxiety, as well as to explore their attitudes towards this issue. The study has been designed as qualitative research based on semi-structured interviews conducted with 20 instructors working at the School of Foreign Languages of a foundation university. The data analysis focuses on shedding light on participants' firsthand experiences of students' foreign language speaking anxiety while highlighting commonalities and patterns in participants' statements during the interviews. The findings of the data reveal that speaking is notably the most anxiety-inducing skill compared to other language skills. Furthermore, anxiety levels are significantly high when students forget words, address a classroom audience, or handle impromptu questions. Mispronunciations evoke less anxiety compared to grammatical errors. Additionally, allowing time before delivering the speech is an anxiety-reducing method, particularly for anxious students. Establishing a non-intrusive environment to cultivate a harmonious learning atmosphere and fostering a sense of trust in the student-teacher relationship play a significant role in reducing anxiety.
Konuşma becerisi birçok yabancı dil öğrencisi için önemli bir kaygı kaynağı olarak kabul edilirken öğretmenler bu konuyu en yakından gözlemleyen bireylerdir. Bu bağlamda araştırma; öğretmenlerin dil öğrenimi sırasında öğrencilerinin kaygılarına ilişkin görüşlerini ele almayı ve öğrencilerin konuşma kaygısına katkıda bulunan temel etkenlere ilişkin farkındalıklarını araştırmayı, aynı zamanda bu konudaki tutum ve stratejilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, bir vakıf üniversitesinin Yabancı Diller Yüksekokulunda görev yapan 20 öğretim elemanı ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelere dayalı nitel araştırma olarak desenlenmiştir. Veri analizi katılımcıların yabancı dilde konuşma kaygısına ilişkin mesleki deneyimlerine odaklanırken, aynı zamanda ifadelerindeki ortak noktaları ve kalıpları vurgulamayı amaçlar. Verilerin bulguları, konuşmanın diğer dil becerilerine kıyasla özellikle en fazla kaygı uyandıran beceri olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, öğrenciler kelimeleri unuttuklarında, sınıfta arkadaşları arasında konuşmaları gerektiğinde veya hazır olmadıkları bir soru ile karşılaştıklarında, kaygı düzeyleri önemli ölçüde yüksek gözlenmektedir. Yanlış telaffuz, dilbilgisi hatalarına kıyasla daha az kaygı yaratmaktadır. Konuşmadan önce düşünme zamanı verilmesi, özellikle kaygıya eğilimli öğrenciler için kaygıyı azaltmada etkili bir uygulamadır. Etkili bir öğrenme atmosferi geliştirmek için müdahaleden uzak bir ortam oluşturmak ve öğrenci-öğretmen ilişkisinde güven duygusu geliştirmek, kaygının kontrol altına alınmasında önemli rol oynamaktadırlar.
Konuşma becerisi birçok yabancı dil öğrencisi için önemli bir kaygı kaynağı olarak kabul edilirken öğretmenler bu konuyu en yakından gözlemleyen bireylerdir. Bu bağlamda araştırma; öğretmenlerin dil öğrenimi sırasında öğrencilerinin kaygılarına ilişkin görüşlerini ele almayı ve öğrencilerin konuşma kaygısına katkıda bulunan temel etkenlere ilişkin farkındalıklarını araştırmayı, aynı zamanda bu konudaki tutum ve stratejilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, bir vakıf üniversitesinin Yabancı Diller Yüksekokulunda görev yapan 20 öğretim elemanı ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelere dayalı nitel araştırma olarak desenlenmiştir. Veri analizi katılımcıların yabancı dilde konuşma kaygısına ilişkin mesleki deneyimlerine odaklanırken, aynı zamanda ifadelerindeki ortak noktaları ve kalıpları vurgulamayı amaçlar. Verilerin bulguları, konuşmanın diğer dil becerilerine kıyasla özellikle en fazla kaygı uyandıran beceri olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, öğrenciler kelimeleri unuttuklarında, sınıfta arkadaşları arasında konuşmaları gerektiğinde veya hazır olmadıkları bir soru ile karşılaştıklarında, kaygı düzeyleri önemli ölçüde yüksek gözlenmektedir. Yanlış telaffuz, dilbilgisi hatalarına kıyasla daha az kaygı yaratmaktadır. Konuşmadan önce düşünme zamanı verilmesi, özellikle kaygıya eğilimli öğrenciler için kaygıyı azaltmada etkili bir uygulamadır. Etkili bir öğrenme atmosferi geliştirmek için müdahaleden uzak bir ortam oluşturmak ve öğrenci-öğretmen ilişkisinde güven duygusu geliştirmek, kaygının kontrol altına alınmasında önemli rol oynamaktadırlar.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anxiety, Foreign language anxiety, Foreign language speaking anxiety, Kaygı, Yabancı dil kaygısı, Yabancı dilde konuşma kaygısı
Kaynak
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Yavuz, S. (2023). An investigation on teachers’ attitudes towards speaking anxiety of EFL students / İngiliz dili eğitimi alan öğrencilerin konuşma kaygılarına yönelik öğretmen tutumlarının incelenmesi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.