Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 2932
  • Yayın
    Sürdürülebilir insani yardım lojistiği süreçleri için BWM tabanlı olgunluk model önerisi ve uygulaması / Proposal and implementation of a bwm-based maturity model for sustainable humanitarian logistics processes
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Özceylan, Ayça; Tanyaş, Mehmet
    İnsani yardım lojistik operasyonları, afetlerden ve krizlerden etkilenen topluluklara zamanında ve etkili yardım sağlamak için en önemli aktivitelerin başında gelmektedir. Ancak, iklim değişikliği ve kaynak kıtlığı gibi küresel zorlukların artan karmaşıklığı, bu operasyonlarda sürdürülebilirlik ihtiyacını her geçen gün artırmıştır. Bunu ele almak için, insani yardım kuruluşlarının lojistik operasyonlarının sürdürülebilirlik açısından olgunluğunu değerlendirmeleri çok önemlidir. Bu değerlendirmelere göre de kurumlar mevcut konumlarını analiz edebilir, sürdürülebilirlik yol haritalarını ve stratejilerini buna göre belirleyebilirler. Bu tez kapsamında, insani yardım kuruluşlarının sürdürülebilir insani yardım lojistik operasyonları açısından olgunluk seviyelerinin ölçülebilmesi adına bir olgunluk değerlendirme modeli önerilmiştir. Model, ekonomik göstergelerin yanında çevresel ve sosyal boyutları da ele alan 68 alt eylemden oluşan bir aktivite havuzu içermektedir. Söz konusu aktivitelerin birbiri ile olası çelişmelerinden dolayı çok kriterli karar verme (ÇKKV) yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla matematiksel model tabanlı ve literatürde güncel ÇKKV yaklaşımlarından biri olan Best-Worst Method (BWM) yöntemi tercih edilmiştir. Türkiye'de faaliyet gösteren iki uluslararası insani yardım kuruluşunun mevcut olgunluk seviyeleri modelin uygunluğunu test edebilmek adına ölçülmüştür. Alanında uzman kişilerden oluşan karar verici havuzu ile aktiviteler önceliklendirilmiş ve kurumların mevcut olgunluk seviyeleri ölçülmüştür. Sonuçlar, kuruluşların mevcut olgunluk seviyelerine ilişkin kapsamlı bir bakış açısı sunmakta, sosyal etki ve operasyonel esneklik gibi alanlardaki güçlü yönleri vurgularken çevresel sürdürülebilirlik uygulamalarındaki zayıflıkları ortaya koymaktadır. Bulgulara dayanarak, kuruluşların gelecekteki afet müdahaleleri için kapasitelerini artırmaya odaklanarak, lojistik operasyonlarda sürdürülebilirliği geliştirmeye yönelik öneriler sunulmuştur.
  • Yayın
    Sinemada koku duyusunun kullanımına bir örnek: Lavantayı Ararken Filmi / An example of the use of the sense of smell in cinema; Looking for Lavander
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Özünal, Zeynep Güneş; Anar, Özer
    Sinema sanatında duyuların sinema anlatısına etkisi önemlidir. Görme duyusu ile başlayan sinema tarihi, teknolojilerin gelişmesiyle, sesli sinema döneminde işitmeyi sinema deneyiminin önemli bir parçası haline getirmiştir. Zaman içinde sinemada koku, dokunma gibi diğer duyular da deneyimlenmiştir. Koku duyusu gerek görsel olarak duyunun uyarılması gerekse gerçek anlamda kokunun film gösterimine dahil edilmesiyle yer bulmuştur. Koku duyusu sinema anlatısına katkı sağlayabilmektedir. Kokunun hatırlama üzerinde önemli bir etkisi de bulunmaktadır. Tez çalışması, sinemada kokunun kullanılmasına bir örnek oluşturmayı amaçlamaktadır. Eser odaklı bu tez çalışması kapsamında “Lavantayı Ararken” film çalışması ile görme ve işitme duyularına ek olarak lavanta kokusunun gösterime dahil edilmesi gerçekleştirilmiştir. Filmde koku, görsel içerikler ve fiziksel olarak tasarlanarak zaman ve mekân geçişlerinde sinema anlatısına katkı sağlamak üzere kullanılmıştır. Şiirsel sinema unsurları içeren film çalışması kapsamında koku duyusunun tasarımının sinema anlatısına katkısı irdelenmiştir.
  • Yayın
    Doğal afet lojistiğinde kullanılan yeni nesil teknolojilerin değerlendirilmesi / Evaluation of usage of new generation technologies in natural disaster logistics
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Süzen, Görkem; Tümenbatur, Atiye
    Bu çalışma, doğal afet lojistiğinde yeni nesil teknolojilerin kullanımını değerlendirerek, afet öncesi risk azaltma, afet anı müdahale ve afet sonrası iyileştirme süreçlerinde dijital çözümlerin etkisini incelemektedir. Tezde yapay zeka, büyük veri analitiği, uzaktan algılama sistemleri, IoT tabanlı erken uyarı sistemleri, blockchain destekli tedarik zinciri yönetimi ve İHA'lar gibi teknolojilerin afet yönetimi üzerindeki dönüştürücü etkileri ele alınmıştır. Türkiye örneği üzerinden özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler ve diğer güncel afet vakaları analiz edilerek, dijitalleşmenin afet lojistiği süreçlerine sağladığı hız, doğruluk ve şeffaflık katkısı vurgulanmıştır. Araştırmada, Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) ve DEMATEL yöntemleri kullanılarak uzman görüşleri toplanmış, İzmir bölgesi özelinde mekansal sınırlamalar dikkate alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmanın bulguları, teknolojik entegrasyonun afet yönetimi süreçlerini daha etkin ve dayanıklı hale getirdiğini gösterirken, veri güvenliği, altyapı eksiklikleri ve insan kaynağı yetkinliği gibi yeni risk alanlarına da dikkat çekmektedir.
  • Yayın
    Yerel siyaset ve katılımcılık: Kastamonu’da siyasi söylemlerin toplantılarında oy tercihi tercihine etkisi / Local politics and participation: the impact of political discourses on individuals’ voting preferences in Kastamonu
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Keskin, Mehdi; Oktik, Nurgün
    Bu tez çalışması, Kastamonu ili örneğinde seçmen bireylerin ulusal ve yerel seçimlerde oy verme davranışlarını etkileyen faktörleri incelemektedir. Çalışmanın temel amacı, oy verme davranışını geleneksel eğilimler, toplumsal çevre, medya etkisi ile yerel ve ulusal düzeydeki siyasal dinamikler bağlamında analiz etmektir. Demokratik toplumların işleyişinde merkezi bir rol üstlenen oy verme davranışının hem seçmen hem de aday profilleri üzerinden anlaşılmasına katkı sunması bakımından çalışma önem arz etmektedir. Araştırmanın evrenini Kastamonu ili oluşturmaktadır. İl genelinde gözlemlenen ideolojik çeşitlilik ve seçmen davranışlarındaki değişkenlik çalışma alanının belirlenmesinde etkili olmuştur. Örneklem grubu, amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilmiş olup Kastamonu’da ikamet eden seçmen bireyler ile aktif siyasal yaşamda yer alan önde gelen yerel aktörlerden (siyasetçiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri) oluşmaktadır. Araştırma, karma yöntem desenine sahiptir. Nicel veri toplama sürecinde, Kastamonu’da oy kullanmış 500 seçmene anket uygulanmıştır. Nitel veri toplama sürecinde ise derinlemesine görüşme tekniği ile 61 katılımcıdan veri elde edilmiştir. Görüşmeler, geçmişte ya da günümüzde Kastamonu’da siyasetle doğrudan ilişkili olan kişilerle gerçekleştirilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular yerel siyasi seçimlerde seçmen için adayın kim olduğunun ideolojik tercihlerinden önce geldiği, ulusal siyasi seçimlerde seçmenler için kişisel ideolojinin ve siyasi kimliğin oy tercihinde ilk belirleyici olduğu ve ideolojinin, siyasi kimliğin aileden aktarılan bir siyasi miras olarak öne çıktığını göstermektedir.
  • Yayın
    İletişim temelli ekip kaynak yönetiminin uçuş emniyeti kültürü oluşumuna etkileri: ulusal havayollarında görev yapan Türk kabin ekibi üyeleri üzerine bir araştırma / Effects of communication based crew resource management on the formation of flight safety culture: research on Turkish cabin crew members workng in national airlines
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Okyay Karaoğlu, Behiye; Kırdar, Yalçın
    Sivil Havacılık sektöründe uçuşların gerçekleştirilmesi esnasında araç ve gereçleri kullanabilme yeteneği olarak belirtilen teknik becerilerin yanında iletişim, karar verme, problem çözme, durum farkındalığı, ekip çalışması ve koordinasyon gibi teknik olmayan becerilerin de hayata geçirilebilmesi önemlidir. Ekip Kaynak Yönetimi, teknik olmayan becerilerin gelişmesini hedefleyen ve “insan” performansının verimli bir biçimde ortaya çıkmasına olanak sağlayan bir yaklaşımdır. Uçuş Emniyet Kültürü ise uçuş operasyonlarında, ekip üyelerinin emniyetli davranışlar sergilemek için istekli olduğu ve emniyetli davranışlara odaklanılan bir ortamın sağlanmasına yönelik oluşumdur. Bu oluşum ile hedeflenen emniyetin etkin bir şekilde yönetilmesidir. Bu araştırma temel olarak Ekip Kaynak Yönetimi’nin Uçuş Emniyet Kültürü oluşumuna etkisini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Ekip Kaynak Yönetimi kapsamında olan İletişim, Ekip Çalışması, Durum Farkındalığı ve Stres Yönetimi unsurlarının da Uçuş Emniyet Kültürü ve Uçuş Emniyet Kültürü boyutları üzerinde etkili olup olmadığı araştırmanın hedefleri arasındadır. Bu amaçlar doğrultusunda verilerin kolay ve hızlı toplanması için kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak 460 kabin amirine / kabin memuruna ulaşılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçeklerden “Kabin Ekibi Kaynak Yönetimi Tutumları Ölçeği” Jane Ford (2014) tarafından; “Uçuş Emniyet Kültürü Ölçeği” ise Wiegmann, Zhang, Von Thaden, Sharma ve Mitchell (2003) tarafından geliştirilmiştir. Her iki ölçek için ilgili boyutların ortaya konulması ve güvenirlik-geçerlilik testlerini gerçekleştirmek için Faktör Analizi ve Güvenirlik Analizi yapılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 21 yazılımı ve AMOS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ekip Kaynak Yönetimi’nin ait her bir alt boyutu ile Uçuş Emniyet Kültürü’nün tüm alt boyutları arasında Yapısal Eşitlik Modeli’ne ait analizler yapılmıştır. Ölçek alt boyutlarının demografik, pozisyon ve deneyim değişkenleri açısından fark analizleri için de t-testi ve ANOVA testi yapılmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda Ekip Kaynak Yönetimi bileşenlerinden olan İletişimin, Uçuş Emniyet Kültürü ile Uçuş Emniyet Kültürü bileşenlerinden olan Örgütün Bağlılığı, Raporlama Sistemi, Yönetimin Katılımı ve Çalışanların Katılımı üzerinde en güçlü pozitif etkiye sahip değişken olarak ön plana çıktığı ortaya çıkmıştır. Ekip çalışması ve Durum Farkındalığı ise İletişimden sonra anlamlı etki gösteren bileşenler olarak belirmektedir.
  • Yayın
    Heidegger'de hakikatin ve özgürlüğün olanağı olarak sanat / Art as the possibility of truth and freedom in Heidegger
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Özçınar, Ege Gülce Hazal; Arlı Çil, Dilek
    Bu tezde Martin Heidegger'de hakikat, özgürlük ve sanat kavramları üzerinde durularak hakikatin sanat eserinde kendini açmasının olanağı ve bu olanağın özgürlükle ilişkisi tartışılacaktır. Heidegger’in tüm düşünsel soruşturmalarını Varlıkla ilişkili olarak ele alması nedeniyle tezin Birinci bölümünde onun ‘Varlık’ kavramından ne anladığı, bu kavrama kendi felsefi sistemi içinde yüklediği anlam ve önemi açıklanacak; ayrıca Varlığın ne olduğu, bir var olma tarzı olarak Dasein’ın dünyadaki yeri ve Varlığın hakikati incelenecektir. İkinci bölümde Varlık ve hakikat soruşturması sanat ile olan ilişkisinde incelenecek, sanat eserinin neliği ve bir insan deneyimi olarak sanat ortaya konacaktır. Sanat eseri ile hakikat ilişkisi açımlanmaya çalışılırken, gerçek anlamda sanatın, sanatçının ve sanat eserinin ne olduğu, diğer var olan ve Varlık tarzlarından farkı, Varlığın hakikatiyle ilişkisinde ortaya konulacak ve sanatın hakikatin ortaya çıkmasındaki ya da kendisini sunmasındaki önemi tartışılacaktır. Tezin Üçüncü bölümünde, Heidegger'de sanatın hakikatle olan ilişkisi bağlamında özgürlüğün yaratma eyleminde ve hakikatin kendini sunuşuyla ilişkisi içerisinde meydana gelebilmesinin nasıl mümkün olduğu gösterilmeye çalışılacaktır.
  • Yayın
    Sınai mülkiyet hukukunun cezai himayesi / Criminal protection of industrial property right
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Çamlıca, Elif; Ataç, Asiye Selcen
    Bu çalışma, sınai mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin hukuki tanımlamalarla cezai düzenlemeleri ele almaktadır. Sınai haklar, yenilikçi faaliyetleri teşvik ederken, aynı zamanda ekonomik ve ticari rekabetin korunmasını sağlamaktadır. SMK, marka dışındaki sınai haklar için cezai koruma öngörmemiş, ancak hukuki koruma sağlamıştır. Marka hakkına tecavüz suçunun mülkiyet hakkı ve ticari hayat nezdinde önemli olması nedeniyle detaylıca incelenmiştir. Marka hakkına tecavüz suçu kanun metninde düzenlenmiş olduğu üç farklı suç tipiyle oluşmaktadır. İlk bölümde sınai mülkiyet hak kavramı, ceza hukuku yönünden ele alınışı incelendikten sonra ikinci bölümde marka hakkına tecavüz suçu unsurlarıyla birlikte incelenmiştir. Sonuç kısmında ise haksız rekabet suçuyla marka hakkına tecavüz suçu benzer olması nedeniyle iki suç tipi uygulama yönünden birlikte değerlendirilmiştir.
  • Yayın
    Disney'in geleneksel animasyon filmlerinde fabl kullanımı / Disney's use of fables in traditional animated films
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Civelek, Hatice Tuba; Yalın, Celal Oktay
    Fabllar, geçmişten günümüze çocuk ve yetişkinlere uzanan geniş izleyici kitlesi ile animasyon tarihinde yer alan bir anlatı türü olarak önemli yer tutar. Animasyon anlatısında ilk örnekleri 1920’lerde üretilen kısa animasyon filmleriyle verilen fabllar, Disney’in geleneksel türdeki uzun metrajlı animasyonlarıyla gelişimini sürdürmüştür. Tez çalışması, tarihsel perspektif içerisinde Disney’in geleneksel animasyon filmlerinin anlatısında fabl türünden nasıl yararlanıldığını irdelemekte, seçilen örnekleri göstergebilimsel yaklaşımla analiz etmektedir. Aynı zamanda eser odaklı tez çalışmasının bir diğer çıktısı olan Sinemanın Büyülü Feneri Animasyon isimli belgesel film çalışması, canlandırma sinemasının tarihçesi, bugünü ve geleceğine yönelik bir sorgulamayı hedeflemektedir.
  • Yayın
    A meta-analysis on the impact of teacher feedback on students’ writing performance / Öğretmen geri bildiriminin öğrenci yazma performansı üzerindeki etkisi üzerine bir meta-analiz çalışması
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Tulgar, Bahtiyar Merve; Erden, Aysu
    The necessity of teacher written feedback on student writing in EFL have always been a heated and challenging topic of improving student writing proficiency. Even though it is expected that teacher feedback has positive contributions, in literature there is a debate questioning the efficacy of teacher feedback on students’ writing. The aim of this study is to investigate the studies on the topic of teacher written feedback and its impact on learners’ writing performance by using meta-analysis, a method of collecting related studies by doing an extensive literature search. With this aim, 24 related articles and master’s theses over the past 15 years were examined attentively. This study compiles these aforementioned publications with the findings of each and in this way enables the readers to be able to see the related studies all together shedding the light on the effect of teacher feedback. The findings revealed that 21 out of 24 studies found teacher feedback positive, while 3 remained neutral. None of the studies result in negative outcome. These results show that teacher feedback had a positive effect of 87.5% on students’ writing. Moreover, 61.9% of these positive results were found to be quite effective. These findings raise awareness on the importance of teacher written feedback.
  • Yayın
    Meme estetiği ameliyatı geçirmenin öz bakım gücüne etkisi / The effect of undergoing breast aesthetic surgery on self-care
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Güneş, Ali Mert; Doğan, Hatice
    Bu çalışmada meme estetiği ameliyatı olacak hastaların tanımlayıcı bir çalışma ile öz bakım gücünün ölçülmesi hedeflendi. İstanbul ilinde hizmet veren bir özel üniversite hastanesinde. Şubat 2023 – Temmuz 2023 tarihleri arasında meme estetiği ameliyatı olacak olan 80 hasta ile hem ameliyat öncesi yüz yüze tekniği ile hem de ameliyattan bir hafta sonra telefon görüşmesi ile gerçekleştirildi. Araştırma verileri ‘Hasta Tanıtıcı Formu’ , ‘Ameliyat ile İlgili Bilgi Formu’ ve ‘Öz Bakım Gücü Ölçeği’ ile toplandı. Verilerin analizinde SPSS (Statistical Package Program for Social Science) 21.0 programı kullanılarak analiz edildi. Öz bakım gücü ölçek puanlarının normallik sınamasında Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testler kullanılmıştır. Gruplardaki örneklem büyüklüğü 50’den büyük olduğundan Kolmogorov-Smirnov testi dikkate alınmıştır. Analizlerde güven aralığı %95 (anlamlılık düzeyi p<0,05) olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılan hastaların öz bakım gücü ölçek puan ortalamasının ameliyat öncesi 139,66±13,27; ameliyat sonrası 141,25±13,43 olduğu, ameliyat sonrası öz bakım gücü daha yüksek olmakla birlikte ameliyat öncesi ve sonrası öz bakım gücü arasında anlamlı farklılık olmadığı belirlendi. Meme estetiği ameliyatı hastaların öz bakım gücünü etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle yaygın olarak tercih edilen bir seçenek olduğunu söyleyebiliriz.
  • Yayın
    Çevik proje yönetimi, iş talepleri, iş kaynakları, psikolojik sermaye ve işe tutkunluk ilişkilerinin incelenmesi / Examination of the relationships between agile project management, job demands, job resources, psychological capital and work engagement
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Kaya, Efe; Özgeldi, Mürşide
    Bu çalışma bilişim çalışanlarının çevik proje yönetimi, iş talepleri, iş kaynakları, psikolojik sermaye ve işe tutkunluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu Türkiye’de yaşayan 413 bilişim çalışanından oluşmaktadır. İlişkisel tarama modeli ile yürütülen çalışmada veri toplama aracı olarak katılımcılara anket uygulanmıştır. Araştırmada çevik proje yönetimi, iş talepleri, iş kaynakları, psikolojik sermaye ve işe tutkunluk kavramlarının aralarındaki ilişkiler incelenmiştir. Bunlara ek olarak iş talepleri, iş kaynakları ve psikolojik sermaye ile işe tutkunluk aralarındaki ilişkilerde çevik proje yönetiminin düzenleyici rolü araştırılmıştır. Araştırma bulgularına göre çevik proje yönetimi ile iş kaynakları, psikolojik sermaye ve işe tutkunluk arasında pozitif yönlü ilişki vardır. İş kaynakları, psikolojik sermaye ve işe tutkunluk aralarında da pozitif yönlü ilişki vardır ancak bu ilişkilerde çevik proje yönetiminin düzenleyici rolüne rastlanmamıştır. Son olarak iş talepleri ile çevik proje yönetimi ve iş kaynakları arasında negatif yönlü ilişkiler tespit edilmiştir.
  • Yayın
    Kadınlara sunulan dans ve hareket temelli psikososyal desteğin karma desen ile değerlendirilmesi / Evaluation of dance and movement based psychosocial support presented to women with mixed design
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Çelik, Sena; Ulugün Tuna, Tuğçe
    Bütünsel iyi oluş için beden temelli pratikler kadim öğretilerce yüzyıllardır uygulanmış, günümüzde ise en yeni bilimsel araştırmalar beden odaklı terapi yöntemlerinin biyo-psiko-sosyo-spiritüel iyi oluş için gerekliliğini ve önemini kanıtlamıştır. Sadece bilişsel müdahale sunan geleneksel konuşma terapilerinin iyileşmede sınırlı kalması “bedene dönüş”ü zorunlu kılmıştır. Uluslararası alanda beden odaklı yaklaşımlara dair uygulama ve araştırmalara oldukça rastlanırken, Türkiye’de bu alana dair çalışmalar çok azdır. Tez kapsamındaki bu araştırma ile dans ve hareket temelli psikososyal desteğin karma desen ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında 8 kadın katılımcıyla dans ve hareket temelli 8 oturumdan oluşan psikososyal destek gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın nitel deseni kapsamında uygulama sonrasında katılımcılarla derinlemesine görüşmeler yapılmış ve yorumlayıcı fenomenolojik analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın nicel deseni kapsamında katılımcıların oturumlar öncesi ve sonrası beden farkındalığı, öz şefkat ve otantisite düzeyleri ve bu kavramların alt boyutlarını karşılaştırmak üzere Çok Boyutlu Bedensel Farkındalık Değerlendirmesi-II (MAIA-II), Öz Duyarlılık Ölçeği ve Otantiklik Ölçeği ön test-son test olarak katılımcılara sunulmuştur. Veriler, Bağımlı Gruplar T-testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar testi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın nitel analizi sonucu “Dans ve hareket temelli psikososyal grup desteği ile zihin beden ve enerji bütünlüğünün deneyimlenmesi” ana teması kapsamında 4 temaya “(1) Güvenle Gelen Otantisite: Özgürleşmenin Bedenlenmesi, (2) Yeniden Bağlantısallık: ‘Mucizevi Bir Şey’, (3) Öz-regülasyon: ‘Aşağıdan Yukarıya’ İşleme, (4) Bireysel ve Toplumsal İhtiyaçların Fark Edilmesi” ve bu temalara ait 12 alt temaya ulaşılmıştır. Nicel bulgular kapsamında katılımcıların dans ve hareket temelli uygulama sonrası Bedeni Dinleme (t(8)=-2.49, p<0.05), Öz Düzenleme (t(8)=-2.79, p<0.05) ve Otantik Yaşam (t(8)=-2.38, p<0.05) düzeylerinde anlamlı bir artış olduğu görülmüştür. Elde edilen nicel ve nitel bulgular birlikte tartışılmıştır. Bulgular ışığında, bireysel ve toplumsal iyileşme için dans ve hareket temelli uygulama ve araştırmaların arttırılması önemli görülmüştür.
  • Yayın
    A CEFR based comparative evaluation of Speakout, Englısh file and Face to face intermediate coursebooks in terms of writing activities / Speakout, English file ve Face to face orta düzey ders kitaplarının yazma etkinlikleri açısından CEFR temelli karşılaştırmalı değerlendirmesi
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Karabıçak, Ebru; Töngür, Abdullah Nejat
    This study evaluated three intermediate level coursebooks, Face to Face, English File and Speakout, which are used for teaching English in Türkiye and in many other countries, according to the intermediate level criteria of the written production skill of the Common European Framework of Reference for Languages. The study also aims to find out to what extent the writing activities in Face to Face, English File and Speakout coursebooks are designed according to the criteria for written production defined by the Common European Framework of Reference for Languages, as well as how these three coursebooks are similar and different in terms of the writing skill criteria of the Common European Framework of Reference for Languages. In this comparative study, content analysis, a qualitative research method, was used to collect data. The collected data were then analyzed and presented in tables. After scanning the writing activities unit by unit, all relevant expressions were categorized under the criteria of written production skill specified in the Common European Framework of Reference for Languages, namely ‘overall written production’, ‘creative writing’, ‘reports and essays’ and saved in Microsoft Word. According to the results of the study, it was found that all three coursebooks were designed by taking into account the writing production criteria of the Common European Framework of Reference for Languages, yet they displayed different distributions. However, it was found that Speakout coursebook showed a more balanced and homogeneous distribution, followed by Face to Face and English File.
  • Yayın
    Göçmenler ve yerel halk açısından toplumsal uyum Yalova’da sosyolojik araştırma / Social harmony for immigrants and local people sociological study in Yalova
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Gül, Orhan; Değer, Ferhat
    Küreselleşen dünyada birçok toplumsal dinamikle bağlantılı olarak değişen uluslararası göç sürecinin Türkiye açısından da zamanla farklı bir boyut kazandığı anlaşılmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiye’ye transit göç şeklinde gerçekleşen ulusötesi göçün 1980’ler itibariyle Türkiye’yi büyük ölçekli, sürekli ve karmaşık bir göç ülkesi haline getirdiği görünmektedir. Fakat son on yılda gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yaşanan gelişmeler sonucunda yeniden önemli ve kitlesel göç hareketlerine tanık olunmasıyla Türkiye’nin konumunda da önemli değişiklikler meydana geldiği anlaşılmaktadır. Özellikle yakın coğrafyamızda yaşanan siyasi baskılar, savaş ve güvenlik endişeleri geniş halk kitlelerini can korkusuyla ülkelerini terk etmeye zorlarken coğrafyamızda yaşanan bu gelişmelerin Türkiye’yi göç yolculuğunun son durağı yani hedef ülkesi konumuna getirdiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Yalova şehrinin de 2010’lardan sonra artan kitlesel göçlere hedef olduğu görünmektedir. Çeşitli sebeplerle ülkelerini terk eden insanların göç ettikleri yeni yere uyumla ilgili birçok sorunla karşılaşmaları muhtemeldir. Göç kaynağı ile hedef ülke arasında kültürel ve sosyal olarak önemli ölçüde farklılıklar olabilir. Değişik ülkelerden göç eden farklı kültürel geçmişe sahip göçmenler göç ettiği yerde göç edilen toplumla farklı şekillerde kültürel etkileşim içinde bulunabilir. Kitlesel göç sonucunda göç alan toplumda önemli kültürel, sosyal ve yapısal değişikliklerin olması beklenebilir. Bu çalışma kapsamında; Yalova’ya 2010’lardan sonra en fazla göç gerçekleştiren Suriye, Irak, İran, Afganistan, Mısır ve Rusya çevre ülkelerden farklı uyruktan göçmenlerin Yalova’ya uyum süreçlerini göçmen grupların ve ev sahibi konumundaki kent sakinlerinin nasıl deneyimledikleri ve yorumladıkları, benzeşen ve farklılaşan yönleriyle ele alınmıştır. Yerli halkın göçmenlerle olan etkileşiminin kapsamlı boyutlarına ve göçmenliğe bakış açılarına odaklanmayı amaçlayan çalışmada, nitel araştırma teknikleri tercih edilmiştir. Böylelikle yerli halkın göçmenlerle bir arada yaşamaya ilişkin deneyimleri, yorumları ve kurulan ilişkilere yüklenen anlamları, kişilerin kendi anlatıları üzerinden anlamlandırılmaya ve keşfedilmeye çalışılmıştır. Yalova’da yapılan saha araştırmasında maksimum çeşitlilik örnekleme ile Irak, Suriye, İran, Afganistan, Mısır ve Rusya gibi değişik ülkelerden göç eden farklı kültürlerden 18 göçmen katılımcı ve 15 yerel halktan katılımcıyla yarı yapılandırılmış mülakat formu aracılığıyla görüşme gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler betimsel analiz tekniğiyle kavramsallaştırılarak uyum ve göç kuramları çerçevesinde analiz edilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre göçmenlerin çoğunlukla yerel halkla kültürel temasta bulunurken bir taraftan da kendi kök kültürlerini sürdürerek Yalova’daki toplumsal yaşama uyum çabası içinde olduğu görünmektedir. Yerel halkın dışlaması veya ayrımcılığı nedeniyle göçmenlerin marjinalleşmesinin ise daha az da olsa olası olduğu söylenebilir. Diğer taraftan yerel halkın ise çoğunlukla çokkültürlü yaklaşıma uzak olduğu göçmenlere yönelik “eritme potasını” tercih ettiği söylenebilir.
  • Yayın
    Çağdaşlaşma süresince İstanbul'daki kasırların mekansal analizi: Ihlamur Kasrı örneği / Spatial analysis of pavilions in Istanbul during the modernization process: the case of the Ihlamur pavilions
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Büyükbakkal, Sena; Öztürk, Belis
    ‘Batı etkisi’ kavramı Batı kültürünün, düşünce yapısının, yaşam biçimlerinin ve değerlerinin diğer coğrafyalarda benimsenmesi ve uygulanması olarak bilinmektedir. Modernleşme, çağdaşlaşma ve ekonomik sistemler gibi kelimeler Batı etkisi kavramıyla örtüşmektedir. 19. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin batılı devletlerin etkisi altında kaldığı; askeri, ekonomik ve sosyo- kültürel alanlardaki geri kalmışlığını toparlama çabasına girdiği bir dönemdir. Batılı devletlerin ilerlemelerini gözlemlemeleri için görevlendirilen elçilerin gözlemleri sonucunda Osmanlı Devleti’nde diğer alanlarda olduğu gibi mimari alanlarda da önemli değişikliklere gidilmiş, bu değişim yapılarda form ve üslup çeşitliliği olarak görülmüştür. Bu form ve üslup çeşitliliği ilk olarak saray, kasır ve köşk yapılarında görülürken; Kağıthane- Haliç bölgesinde 1722- 1730 yılları arasında bulunan Sâdâbâd Kasrı, Batıya gönderilen ilk elçilerden biri olan Yirmi Sekiz Mehmet Efendi’nin Paris ziyareti sonrası etkilendiği Versailles Sarayı planlarından örnek alınarak yapılmıştır. Çalışmaya konu olarak seçilen Ihlamur Kasırları, İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında yer alan, Sultan’a ait yapılar olarak bilinen; dinlenme, avlanma ve biniş amacıyla kullanılan aynı zamanda devlet erkânın da ağırlandığı mekânlardan biridir. Osmanlı’nın Batı’ya ayak uydurma çabalarının sonucu yabancı mimarların Osmanlı Devleti’nde görülmesidir. Bu doğrultuda Ihlamur Kasırlarının cephe tasarımında görülen yoğun süslemeler yabancı mimarlar tarafından yapılmış bunun içinde Balyan Ailesi’nden Nigoğos Balyan görevlendirilmiştir. Ihlamur Kasırlarının bulunduğu arazide çağdaşlaşma süreci öncesinde Neoklasik üsluplu bir köşk bulunurken, Barok, Rokoko ve Ampir üsluplarının mimariye girişi ile kasırlar Eklektik (karma) üslupla yeniden inşa edilmiştir. Batı kültürünün etkisinde kalan Osmanlı Devleti’ndeki değişiklikler, cephe ve iç mekân tasarımlarında kendini göstermektedir. Bu yapıları diğer örneklerden ayıran fark, cephe tasarımında kullanılan süslemelerde Batılı üslupların yoğun olarak kullanılmasıdır. Kasırların planlanmasında geleneksel Osmanlı Türk evi plan tipi korunmuş, iç sofalı plan (karnıyarık) formuna sadık kalınmıştır. Bundan dolayı Ihlamur Kasırları Osmanlı- Batı sentezini gösteren, karma bir izlenimi ön plana çıkaran önemli bir eserdir. Yapıların iç mekânları gözlemlendiğinde renk, doku ve teknik bakımından yapılar kullanım amaçlarına göre tasarlanmıştır. İç mekânda kullanılan ayna nesnesi, lacivert rengin baskın kullanımı, bitkisel süslemeler, altın varak kullanımı ve sofa merkezli planlamalar yapıların ayırt edici arasında yer almaktadır. Bu tez çalışmasının amacı İstanbul bulunan saray, kasır ve köşk yapılarını görsel ve yazılı arşiv araştırmaları aracılığıyla incelemek ve değerlendirmek, dönemin mimari üsluplarının rolünü belirlemek ve kasır yapılarının Ihlamur Kasırları üzerinden mekân analizlerini yaparak yapıyı incelemektir.
  • Yayın
    Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunda blokzincir teknolojisinin kullanımını engelleyen faktörlerin incelenmesi / Examining the factors impeading the adoption of blockchain technology in Turkey’s top 500 industrial companies
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Karakılıç, Kutay; Apak, Sinan
    Bu araştırmada Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşunda blokzincir teknolojisinin kullanılmasını engelleyen faktörlerin tespit edilmesi ve bu faktörlerin düzeyini ölçmek için bir ölçme aracı geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, karma bir araştırma yöntemi olan Keşfedici Sıralı Karma Araştırma Deseni ile yürütülmüştür. İlk olarak, bir anket çalışması yapılmış ve belirlenen ölçütler doğrultusunda seçilen katılımcılar ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Daha sonra, elde edilen veriler literatür taraması ışığında analiz edilerek 13 tema altında sınıflandırılmıştır. Nitel verilerin analizi sonrasında, ölçek geliştirme tekniklerine uygun olarak bir ölçek oluşturulmuş ve Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) uygulanarak üç boyutlu ve 29 maddeli bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Bu çalışmanın alana blokzincir teknolojisinin kullanımını engelleyen faktörleri belirleme ve ölçme konusunda önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Yayın
    Vasiyetname yolu ile taşınmaz mal vasiyeti / Testamentum of immovable property by testament
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Cesurdura, Elif Naz; Vardar Hamamcıoğlu, Gülşah
    Tez konumuz, “Vasiyetname Yolu ile Taşınmaz Mal Vasiyeti” dir. Çalışmamızda maddi anlamda ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetin, yerine getirilmesi hususuna yer verilmektedir. Mirasın açılması ile vasiyet alacaklısı bir alacak hakkı kazanmakta ve böylece vasiyet alacaklısı ve vasiyet borçlusu arasında bir borç ilişkisi meydana gelmektedir. Bu borç ilişkisi ile birlikte vasiyet borçlusu yapma borcu altına girer. Vasiyet, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflardan hem vasiyetname hem miras sözleşmesi yoluyla yapılabilen maddi anlamda ölüme bağlı tasarruftur. Tez konumuz gereği sadece vasiyetname yolu ile yapılan taşınmaz mal vasiyeti incelenecektir. Çalışmamızda; ölüme bağlı tasarruf kavramına ve anlamlarına yer vererek, vasiyetname yolu ile yapılan taşınmaz mal vasiyeti borcunun doğumu, muaccel olması, geçerliliği, ifa edilmesi, ifa edilememesi ve sona ermesi konularına değinilmiştir. Tez konumuzun, uygulamaya yönelik bir konu olması sebebi ile örneklere yer verilmeye çalışılmış ve Yargıtay uygulamalarına da değinilmiştir.
  • Yayın
    Okulöncesi çocuğu olan ebeveynlerin oyunseverlik eğilimlerinin ve dijital farkındalıklarının çocuğun oyun becerileri üzerine etkisi / The impact of pre-school children’s parent’s playful tendencies and digital parenting awareness on their child’s playing skills
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Coşkunmeriç, Beste; Karadeniz, Gülçin
    Araştırma kapsamında, okul öncesi çocuğu olan annelerin oyun severlik eğilimleri ve dijital ebeveynlik farkındalıklarının çocuklarının oyun becerilerine etkisi incelenmiştir. Çalışmaya, Türkiye’nin İstanbul ilinde yaşayan ve 6 yaşında az tek bir çocuğu olan anneler katılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında 73 sorudan oluşan ve dört bölüme sahip bir form kullanılmıştır. Çalışma grubunu oluşturan annelere (n=400), ilk bölümde yer alan Sosyo-demografik Bilgi Formu, ikinci bölümde yer alan Yetişkin Eğlence Eğilimi Özelliği Ölçeği, üçüncü bölümde yer alan Dijital Ebeveynlik Farkındalık Ölçeği ve dördüncü bölümde yer alan Oyun Becerilerini Değerlendirme Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda, annelerin oyun severlik eğilimi ve dijital farkındalıkları puanları ve çocuklarının oyun becerileri arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu saptanmıştır. Bulgular, annelerin oyun severlik eğilimi ve dijital ebeveynlik farkındalıklarının çocuklarının oyun becerilerini anlamlı düzeyde etkilediği yönündedir. Mevcut çalışmanın; gelecekte çocuğun gelişim süreçlerine, ebeveynlerin özelliklerine ve ebeveyn-çocuk ilişkisine dair yapılacak olan çalışmalara katkı sağlayacağı yanı sıra çocukların gelişimlerinde karşılaşabilecekleri zorlanmalara dair önleyici ve sağaltıcı müdahalelerin planlanması açısından önem taşıdığı düşünülmektedir.
  • Yayın
    Tedarik yönetiminde çevik yaklaşımlar: Bir uygulama / Agile approaches in supply chain management: An application
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Bolat Özkan, Buket; Tanyaş, Mehmet
    Bu tez çalışması, tedarik zinciri yönetimi (TZY) alanında çevik yaklaşımların sürdürülebilir tedarik yönetimi başarısı üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde incelemektedir. Çalışma üç temel konuyu ele almaktadır. Sürdürülebilir Tedarik yönetimi başarısı ile çevresel ve sosyal boyutların ele alınmasının olumlu yönde anlamlı bir ilişkisi bulunmaktadır. Bu konu, sürdürülebilirlik kavramının TZY içindeki önemini vurgulamaktadır. Araştırma sonuçları, sürdürülebilir tedarik yönetimi başarısı ile çevresel ve sosyal boyutların entegre edilmesi arasında güçlü ve anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Çevikliğin, Sürdürülebilir Tedarik Yönetim başarısındaki etkisi, alternatif tedarikçi seçimi ile birlikte güçlenmektedir. Bu konu, çevik yaklaşımların sürdürülebilir tedarik yönetimi üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Bulgular, çeviklik stratejilerinin alternatif tedarikçi seçimi ile birleştiğinde sürdürülebilirlik başarısını artırdığını ortaya koymaktadır. Çevikliğin, Sürdürülebilir Tedarik Yönetim başarısındaki etkisi, teknoloji kullanımı ile birlikte güçlenmektedir. Bu konu, teknoloji kullanımının çeviklik ve sürdürülebilirlik ilişkisine olan etkilerini incelemektedir. Sonuçlar, çeviklik yaklaşımlarının teknoloji kullanımı ile birleştiğinde sürdürülebilirlik başarısını daha da artırdığını göstermektedir. Bu bulgular, çevik yaklaşımlar ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi (STZY) entegrasyonunun işletme performansı üzerindeki pozitif etkilerini göstermektedir ve bu yönde stratejiler geliştiren işletmelere rehberlik edebilir. Bu çalışma, TZY alanında çeviklik, sürdürülebilirlik ve teknoloji kullanımı arasındaki karmaşık ilişkileri anlamak ve işletmelerin daha sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi (STZY) uygulamaları geliştirmelerine yönelik önemli bir katkı sunmaktadır.
  • Yayın
    “Naciye Öğretmen” kısa filmi bağlamında sinema ve hafıza ilişkisi / The relationship between cinema and memory in the short film “Naciye Öğretmen”
    (Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024) Çetinkaya, Murat; Yıldız, Selahattin
    “Naciye Öğretmen” Kısa Filmi Bağlamında Sinema ve Hafıza İlişkisi başlıklı bu çalışmanın amacı, bireysel ve toplumsal hafıza, hatırlama ve unutma ve bu olguların birbiriyle etkileşiminin incelenmesi aracılığıyla hafıza olgusunun toplumsal karakterini ortaya koymaktır. Söz konusu çerçeve dahilinde, sinemanın toplumsal hafıza üreticisi olarak işlevi de incelenecektir. “Naciye Öğretmen” kısa filmi, saygın bir tıp doktoru olan oğlu Kubilay’ın zamansız ölümü sonrası ondan geriye kalan kıyafetleri ve 1975 yılı üretimi VW 1303 (Kaplumbağa) model arabayı teslim almak için oğlunun uzun yıllar yaşadığı ilçeye gelen 70’li yaşlarındaki emekli ilkokul öğretmeni Naciye’nin bir günlük hikâyesidir. Film Naciye’nin günün erken bir saatinde oğlunun evinin önünde taksiden inişiyle başlar ve gün biterken VW’i alıp gidişiyle biter. Filmin ilk sahnesinde Naciye yorgun ve umutsuzdur. Yine de, oğlunun torbalara doldurulmuş kıyafetlerine dokunup VW’inin koltuğuna oturunca oğlunun varlığını yeniden duyumsar. Ruhundaki canlanma bireysel hafızasını tetikler. Bu canlanmadan aldığı güçle harekete geçer. Oğlunun uzun yıllar yaşadığı, doktorlar yetiştirdiği, sevilip sayıldığı ilçede temas etmiş olduğu kişileri ve mekanları ziyaret eder. Oğlunun kişilerin bireysel hafızalarında yer edinmiş olduğunu görür. Ancak, bununla yetinmez. Oğlunun toplumsal hafızada da yer edindiğini görmek ister. Mekanlarda oğlundan kalan izleri arar. Ancak, oğlundan geriye hiçbir iz kalmamıştır. Naciye, toplumsal hafızada yer edinememiş olan oğlunu bireysel hafızasında yaşatmaktan başka seçeneği olmadığını görür. Toplumun unutma eyleminden uzak durmak, bireysel hafızasını korumak istercesine, dış dünyadan izole olan, en güvende hissettiği mekana, Kubilay’ın VW’ine sığınır. Kubilay’ın kıyafetlerini arka koltuğa doldurup anılarıyla yola çıkar. Filmin senarist ve yönetmeninin otobiyografik hikayesi olan “Naciye Öğretmen” kısa filminin yaratım sürecinin ortaya koyulması yoluyla otobiyografik film üretimi için yol haritası oluşturmak çalışmanın bir diğer çıktısıdır. Filmin senarist ve yönetmeninin ünlü bir göz doktoru olan babasının vefatı sonrası yaşadığı bir dizi kalp kırıklığını otobiyografik bir film evrenine adapte ederken yaptığı seçimler, taşıdığı motivasyonlar ortaya koyulurken aynı zamanda otobiyografik film üretiminin başat özelliklerine değinilmiştir. Bunun yanında, yönetmenin kısa filmi çekerken yaptığı biçimsel seçimlerin hangi motivasyonlarla belirlendiği ortaya koyulmuştur. Çalışma sonucunda, hatırlama - unutma, bireysel hafıza - toplumsal hafıza ikiliklerinin yoğun etkileşim halinde olan olgular olduğu, bunun yanında, sinemanın bir sanat olmanın yanında güçlü bir kitle iletişim aracı olarak hafıza olgusunu yönlendirme yetisine sahip olduğu sonuçlarına varılmıştır. Ek olarak, “Naciye Öğretmen” kısa filminin yazım aşamasının ilk adımlarından filmin çekimine uzanan yolculuğun ana hattından belirli parçaları ve ayrıksı yanları detaylı şekilde anlatılarak bağımsız kısa film üretimine dair önermeler içeren bir rehber oluşturulması amaçlanmıştır.