Giriş yazısı

Küçük Resim Yok

Tarih

2018

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Dergi sayısı

Özet

Cinsel taciz ve saldırı cinsel şiddetle ilgili olup, istenilmeyen cinsel davranış sonucu oluşur. Bu tür davranışlar, insan haklarıyla ilgisinde, vücut dokunulmazlığı ihlalinden başlayıp kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirilmesini engellediği gibi, iş yaşamında ve eğitimde ortaya çıktığında da çalışma hakkı ve eğitim hakkı gibi başlıca haklarının ihlaline yol açmaktadır. Dolayısıyla, cinsel taciz ve saldırı, esas itibari ile bir insan hakları sorunudur. İnsan hakları sorunu olarak cinsel taciz, aynı zamanda bir ayırımcılık formudur. Bu ayırımcılık, cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yapılmakta, bu muameleye genellikle kadınlar ve LGBTİQ+ bireyler maruz kalmaktadır. İnsan hakları sorunu ve ayırımcılık olarak ortaya çıkan cinsel taciz, aynı zamanda da bir adaletsizlik formudur. Cinsel taciz adaletsizliktir. Cinsel taciz kişiler arasındaki veya gruplar arasındaki adaletin ihlal edilmesidir (Lebacqz, 1993: 605). Ancak, bu adaletsizliğin ortaya çıkması ve hatta üzerinde konuşulması oldukça zordur. Cinsel taciz normalleştirilen bir davranış olarak kurum kültüründe yer aldığında, onun insan haklarıyla ilgisinin de görülmesi neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Bu bağlamda yapılacak olan iş, cinsel taciz ve saldırının adaletsizliğini ortaya koymaktır. Cinsel taciz ve saldırı, esas itibariyle, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanır. Dolayısıyla, cinsel tacizin toplumsal cinsiyet boyutunun görülememesi ve bu ilginin kurulamaması, onun anlaşılamamasına ve sanki bireysel bir sorunmuş gibi algılanmasına yol açar. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlik, hiyerarşik eşitsizlikle desteklenmesi durumunda cinsel tacizin ortaya çıkmasını daha da kolaylaştırır. Üniversiteler de hiyerarşik ilişkilerin yer aldığı kurumlar olarak eşitsiz ilişkileri içlerinde barındırırlar. İktidar ilişkisi çerçevesinde şekillenen bu eşitsizlikte ya tehdit ederek veya ödüller vaat edilerek ya da bunlara dahi gerek duyulmadan, mevcut olan konum cinsel yararlanma için kullanılır. Cinsel tacizin ikinci türünde ise düşmanca çevre yaratılması vardır. Bu tür tacizde, istenmeyen cinsel davranışla kişinin işini yapmasını zorlaştıran bir çevre yaratılması söz konusudur. Örneğin cinsel organını okşayan bir kişi veya pornografik resimleri gösteren ya da şakalar yapan bir kişi, kadın çalışanın işini yapmasını veya öğrenciyse, eğitimini engellemektedir (Lebacqz, 1993: 609). Bunun dışında, önyargılara dayalı olarak toplumsal cinsiyet üzerinden yaratılan düşmanca çevreler de cinsel tacizinin bir türünü oluşturmaktadır. Örneğin, kadınların giyimleri, flört ilişkileri veya cinsel ilişkileri hakkında dedikodu üretilmesi ve LGTBİQ+ bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle karşılaştıkları taciz gibi. Cinsel taciz olan ile olmayan arasında ayrım yapmak büyük önem taşımaktadır. Örneğin, bir buluşma için davet etmek taciz değildir. Ancak karşı taraf kabul etmez ve diğeri bu daveti ısrarlı bir biçimde kabul ettirmeye çalışırsa, bu tacizdir. Romantik veya zararsız konuşmalardan cinsel tacizi ayıran şey ise, bu tür konuşmaların her iki tarafın hoşlandığı ve üzerinde anlaştığı şekilde olmasıdır. Bu durumlarda genel olarak her iki insanın diğerinin isteklerine saygı duyduğu ve karşılıklılık esasının olduğu varsayılır. Ancak ünversitede öğrenci hocaya itiraz etmede veya işyerinde bir kişi patronunun davranışına itiraz etmede özgür değildir (Lebacqz, 1993: 610). Burada bir patron-bağımlı olan ilişkisi vardır. Bağımlı olan patronun işle ilgili istediklerini yapmak durumundadır. Ancak patron kişisel isteklerini sıraladığında durum değişmektedir. Diğer yandan, tacizi uygulayanın patron olması da şart değildir. Bu başka bir çalışan da olabilir. Bu şekilde taciz edilen ile taciz eden arasında güç bakımından bir farklılık ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında cinsel tacizin başlıca nedeni olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bizatihi kendisi güç farklılığını yaratmaktadır. Dolayısıyla cinsel tacizde bir güç farklılığının olduğunu söylemek hiç de yanlış değildir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Üniversitelerde Cinsel Taciz ve Saldırıyla Mücadele: CTS Çalışmaları

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

21

Sayı

1

Künye

Uygur, G. ve Şimga, H. (2019). Giriş yazısı. Uygur, G. ve Şimga, H. (Ed.). Üniversitelerde Cinsel Taciz ve Saldırıyla Mücadele: CTS Çalışmaları içinde (s. 1-9.)