Artificial intelligence and war crimes: an appraisal of threats to the international humanitarian law by autonomous weapons systems
Küçük Resim Yok
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Maltepe Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
The International Humanitarian Law (IHL) has been playing its effective role in making wars less disastrous for the past one and a half century. The international humanitarian law seeded the element of humanity in the consciousness of belligerent parties and human being at large due to which violations of the principles of IHL had become harder to get away with, as these violations in many cases become war crimes. The Geneva Conventions of 1949, which governed multiple aspects of warfare, was quite a comprehensive document for that time. Nevertheless, scientific advancement in the modern era seems to be threatening to IHL. Equipped with Artificial Intelligence, the Autonomous Weapons Systems (AWS) puts IHL in general and the principles of distinction, humanity, and proportionality in particular in a compromising position. These principles bind the belligerent parties to (a) target only military objectives and not the civilians and (b) not to launch an attack on military objectives if there is probability of excessive harm to civilians. Furthermore, the AWS also makes the position of the principle of command responsibility of international criminal law defeated. A debate has already been developed between experts about the potential threats of these weapons to IHL. This paper will make an attempt to evaluate the threats to IHL by this artificial intelligence and then suggest the effective initiatives which would bring the issues related to AWS under a treaty law regime in order to curtail the wars within the limits of humanity in the modern era of scientific advancement and Artificial Intelligence.
Uluslararası İnsancıl Hukuk (UİH), geçen bir buçuk yüzyıl boyunca savaşların daha az feci olması bakımından etkin rol oynamaktadır. Uluslararası insancıl hukuk, UİH ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle çoğu durumda bu ihlallerin savaş suçu haline gelmesiyle birlikte, kurtulmanın zorlaşmasına sebebiyet vermesiyle, savaşçı partilerin bilincinde insanlığın unsurunu ve insanın bilincinde insanlık unsurunu temel aldı. Savaşın birçok yönünü yöneten 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri, o zamanlar için oldukça kapsamlı bir dökümandı. Bununla birlikte, modern çağdaki bilimsel gelişme UİH’yi tehdit ediyor gibi görünmektedir. Yapay Zeka ile donatılan Otonom Silah Sistemleri (OSS), genel olarak UİH’yi ve özellikle de ayrımcılık, insanlık ve orantılılık ilkelerini özellikle taviz veren bir konuma koymaktadır. Bu ilkeler, savaşçı partileri (a) sivilleri değil, yalnızca askeri hedefleri hedeflemeli ve (b) sivillere aşırı zarar verme olasılığı varsa, askeri hedeflere saldırı başlatmamalarını sağlamalıdır. Bundan başka, OSS ayrıca, uluslararası ceza hukukunun komuta sorumluluğu ilkesinin konumunu yenmiştir. Bu silahların UİH’ye yönelik potansiyel tehditleri noktasında uzmanlar arasında zaten bir tartışma geliştirilmiştir. Bu makalede, yapay zeka ile UİH’ye yönelik tehditleri değerlendirilerek ve daha sonra, modern bilimsel ilerleme ve Yapay Zeka dönemindeki savaşları insanlık sınırları dahilinde kısıtlamak için bir antlaşma yasası rejimi altında OSS ile ilgili sorunları getirecek etkili girişimler önerilmeye çalışılacaktır.
Uluslararası İnsancıl Hukuk (UİH), geçen bir buçuk yüzyıl boyunca savaşların daha az feci olması bakımından etkin rol oynamaktadır. Uluslararası insancıl hukuk, UİH ilkelerinin ihlal edilmesi nedeniyle çoğu durumda bu ihlallerin savaş suçu haline gelmesiyle birlikte, kurtulmanın zorlaşmasına sebebiyet vermesiyle, savaşçı partilerin bilincinde insanlığın unsurunu ve insanın bilincinde insanlık unsurunu temel aldı. Savaşın birçok yönünü yöneten 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri, o zamanlar için oldukça kapsamlı bir dökümandı. Bununla birlikte, modern çağdaki bilimsel gelişme UİH’yi tehdit ediyor gibi görünmektedir. Yapay Zeka ile donatılan Otonom Silah Sistemleri (OSS), genel olarak UİH’yi ve özellikle de ayrımcılık, insanlık ve orantılılık ilkelerini özellikle taviz veren bir konuma koymaktadır. Bu ilkeler, savaşçı partileri (a) sivilleri değil, yalnızca askeri hedefleri hedeflemeli ve (b) sivillere aşırı zarar verme olasılığı varsa, askeri hedeflere saldırı başlatmamalarını sağlamalıdır. Bundan başka, OSS ayrıca, uluslararası ceza hukukunun komuta sorumluluğu ilkesinin konumunu yenmiştir. Bu silahların UİH’ye yönelik potansiyel tehditleri noktasında uzmanlar arasında zaten bir tartışma geliştirilmiştir. Bu makalede, yapay zeka ile UİH’ye yönelik tehditleri değerlendirilerek ve daha sonra, modern bilimsel ilerleme ve Yapay Zeka dönemindeki savaşları insanlık sınırları dahilinde kısıtlamak için bir antlaşma yasası rejimi altında OSS ile ilgili sorunları getirecek etkili girişimler önerilmeye çalışılacaktır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Maltepe University International law student congress
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Muhammad, T. ve Sherwani, M. (2019). Artificial intelligence and war crimes: an appraisal of threats to the international humanitarian law by autonomous weapons systems / Yapay zeka ve savaş suçları: otonom silah sistemleri ile uluslararası insancıl hukuk tehditlerinin değerlendirilmesi. Maltepe University International Law Student Congress. s. 25-26.