Depressive syndrome in the structure of the premanifest stage of schizo phrenia and diseases of the schizo phrenic spectrum and its dynamics and treatment at the stage of the manifestation
Küçük Resim Yok
Tarih
2018
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Maltepe Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Relevance: Many researchers (Nadzharov R.A., 1969, Snezhnevsky A.V., 1983, Tsirkin S.Yu., 1998; Kotsyubinsky A.P., 2004; Melnikova Yu.V., 2008) noted that the pre-manifest period of schizophrenia (S) and diseases of the schizophrenic spectrum (DSS) are characterized by an unexpressed, rudimentary psychopathological symptomatology, a feature prominently among which affective symptoms occupy. Recently, there has been a trend towards an increase in depressive manifestations during S and DSS both during the home period and during the manifestation of the disease. More often in the structure of the first attack of S and DSS there are depressive-paranoid, depressivehypochondriac syndromes, as well as postpsychotic depression. Study aims: Identification in the syndromic structure of the 1st attack of the S and DSS of the depressive component and determination of the most effective drug treatment of these disorders. Materials and approaches: The study involved 75 patients with 1-st psychotic episode within the framework of the S and DSS, whose syndromic structure included the components of the depressive syndrome. All patients were treated in one of the departments of the CMPI «Slavyansk Regional Psychiatric Hospital» and applied for inpatient care only after 1-4 months of outpatient treatment with antidepressants. Results: Among patients with a depressive-paranoid syndrome who received outpatient monotherapy with antidepressants, in 3 cases the mitigation of depressive symptoms was noted, in 13 cases the condition remained without dynamics, in 15 cases the condition worsened with the increase of tension, fear, increased delirium, and disturbances in the associative process. Combined treatment of this group of patients with neuroleptics and small doses of antidepressants caused more favorable dynamics with simultaneous mitigation of depression, de-activation of delusional experiences, normalization of the associative process. Conclusions: Thus, in all these groups of patients, when the depressive component was present in the structure of the psychopathological syndrome, combined therapy with antidepressants and antipsychotics led to greater treatment effectiveness than monotherapy of only one of these groups of drugs.
Giriş: Birçok araştırmacı (Nadzharov R.A., 1969, Snezhnevsky A.V., 1983, Tsirkin S.Yu., 1998; Kotsyubinsky A.P., 2004; Melnikova Yu.V., 2008) şizofreninin(s) ve şizofrenik spektrum hastalıklarının( DSS) henüz ortaya çıkmamış dönemini; duygusal semptomlar arasında en belirgin özelliklerden olan ifade edilmemiş ve tam gelişmemiş psikopatolojik semptomlarla tanımlanabileceğini belirtmiştir. Son dönemde, hem ev dönemi hem de hastalığın belirtilerinin görüldüğü dönem boyunca S ve DSS sırası depresif semptomlarda artışa yönelik bir eğilim gözlenmektedir. Sıklıkla, S ve DSS’nin ilk atağının yapısında postpsikotik depresyon ile birlikte depresif paranoya ve depresif hipokondriyak sendromları bulunmaktadır. Amaç S ve DSS hastalarının ilk ataklarının sendromsal yapısının tanımlanması ve bu yapıdaki depresyon bileşeninin ortaya çıkarılması ve bu bozukluklar için en uygun ilaç tedavisinin belirlenmesidir. Materyaller ve yaklaşımlar: Çalışma S ve DSS çerçevesi içinde, sendromsal yapıları depresif sendrom bileşenleri içeren, 1. derece psikotik nöbet geçiren 75 hasta ile gerçekleşti. Tüm hastalar CMPI(Center of Medicine in the Public Interest) (Kamu Yararına Tıp Merkezi) servislerinin «Slavyansk Regional Psychiatric Hospital» birinde tedavi edilmiştir ve yalnızca antidepresan ile 1-4 ay ayakta tedavi edildikten sonra yatılı tedavi için başvuruda bulunmuşlardır. Bulgular: Antidepresanlarla ayakta monoterapi gören depresif paranoya hastaları arasında 3 hastada depresif sendromlarda azalma görülmüştür, 13 hastanın durumunda hiçbir değişiklik gözlenmedi, 15 hastanın durumunda ise tansiyon yükselmesi, korku, sayıklamada artış, çağrışımsal süreçlerde sıkıntılar olmak üzere kötüye gitme gözlenmiştir. Bu hasta gruplarının nöroleptikle( sinir yatıştırıcı) ve düşük doz antidepresanla birleştirilmiş tedavisi depresyonda azalma, delüzyonal deneyimlerin azalması ve çağrışımsal süreçlerin normalleşmesiyle olumlu dinamiklere sebep olmuştur. Sonuç: Dolayısıyla, tüm bu hasta gruplarında, psikopatolojik sendromda depresif bileşenlerin olduğu durumlarda antidepresanlar ve antipsikotiklerle birleştirilmiş terapi, bu ilaç gruplarından sadece birinin kullanıldığı monoterapiye kıyasla daha etkili bir tedavi sağlamıştır.
Giriş: Birçok araştırmacı (Nadzharov R.A., 1969, Snezhnevsky A.V., 1983, Tsirkin S.Yu., 1998; Kotsyubinsky A.P., 2004; Melnikova Yu.V., 2008) şizofreninin(s) ve şizofrenik spektrum hastalıklarının( DSS) henüz ortaya çıkmamış dönemini; duygusal semptomlar arasında en belirgin özelliklerden olan ifade edilmemiş ve tam gelişmemiş psikopatolojik semptomlarla tanımlanabileceğini belirtmiştir. Son dönemde, hem ev dönemi hem de hastalığın belirtilerinin görüldüğü dönem boyunca S ve DSS sırası depresif semptomlarda artışa yönelik bir eğilim gözlenmektedir. Sıklıkla, S ve DSS’nin ilk atağının yapısında postpsikotik depresyon ile birlikte depresif paranoya ve depresif hipokondriyak sendromları bulunmaktadır. Amaç S ve DSS hastalarının ilk ataklarının sendromsal yapısının tanımlanması ve bu yapıdaki depresyon bileşeninin ortaya çıkarılması ve bu bozukluklar için en uygun ilaç tedavisinin belirlenmesidir. Materyaller ve yaklaşımlar: Çalışma S ve DSS çerçevesi içinde, sendromsal yapıları depresif sendrom bileşenleri içeren, 1. derece psikotik nöbet geçiren 75 hasta ile gerçekleşti. Tüm hastalar CMPI(Center of Medicine in the Public Interest) (Kamu Yararına Tıp Merkezi) servislerinin «Slavyansk Regional Psychiatric Hospital» birinde tedavi edilmiştir ve yalnızca antidepresan ile 1-4 ay ayakta tedavi edildikten sonra yatılı tedavi için başvuruda bulunmuşlardır. Bulgular: Antidepresanlarla ayakta monoterapi gören depresif paranoya hastaları arasında 3 hastada depresif sendromlarda azalma görülmüştür, 13 hastanın durumunda hiçbir değişiklik gözlenmedi, 15 hastanın durumunda ise tansiyon yükselmesi, korku, sayıklamada artış, çağrışımsal süreçlerde sıkıntılar olmak üzere kötüye gitme gözlenmiştir. Bu hasta gruplarının nöroleptikle( sinir yatıştırıcı) ve düşük doz antidepresanla birleştirilmiş tedavisi depresyonda azalma, delüzyonal deneyimlerin azalması ve çağrışımsal süreçlerin normalleşmesiyle olumlu dinamiklere sebep olmuştur. Sonuç: Dolayısıyla, tüm bu hasta gruplarında, psikopatolojik sendromda depresif bileşenlerin olduğu durumlarda antidepresanlar ve antipsikotiklerle birleştirilmiş terapi, bu ilaç gruplarından sadece birinin kullanıldığı monoterapiye kıyasla daha etkili bir tedavi sağlamıştır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Maltepe Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Kongresi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Serhiiovich, K. O. (2018). Depressive syndrome in the structure of the premanifest stage of schizo phrenia and diseases of the schizo phrenic spectrum and its dynamics and treatment at the stage of the manifestation / Şizofreni ve şizofrenik spektrum hastalıklarının pre-manifest evre yapısındaki depresif sendromu, dinamikleri ve belirti evresinde tedavi. Maltepe Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Kongresi. s. 43-44.