The compulsion on states to meet globalisation by the rule of law and international relations
Küçük Resim Yok
Tarih
2016
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Maltepe Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Since mankind started to make history, they are mentioned with the exigence of living as a community. At first, small troops and tribes: centuries later, today's States have indicated this necessity. The mettle for expanding states' borders in order to have more authorisation and resources on the Earth has been written down on history books as wars. The periods where states were the highest legal personalities and international relations were conducted by power blocks followed the era where economic relations, human rights and supranational entities which are empowered by states are more dominant. lt is undoubted that this process has evolved with the experience gained and wounds received during the history of mankind but also the improvement on the importance of law has contributed to today's world order remarkably. lt is frequently seen that lnternational centre for settlement of lnvestment Disputes (ICSID) is preferred when there is a disagreement between foreign investor and host state, rather than the domestic courts, or lnternational Court of Justice is appealed for disputes between states. lndividuals who think their legal rights are infringed are substantially aiming to appeal to the European Court of Human Rights (ECHR) if they are not satisfied with the verdict of domestic courts. Some supranational organizations like European Union(EU) or United Nations(UN) who have large scale impacts on international policies are founded by the states themselves. Additionally, several non-governmental organizations who have important influences on the international society have been established in the last century. All these examples are indicative of the necessity to reach some certain standards around the world and this objective is only manageable with the evolvement of law according to these demands. The position of state sovereigniğ and the importance of domestic laws. which is also called as the "Westphalian Sovereignity" is one of the most questioned subject when it comes to the necessisty for aforementioned improvements. How effective is the non-intervention clause in the presence of the idea of global standardisation or agreements between states which requires compromises on domestic laws? ls it possible for a domestic regulation to survive if it is contradictory to the customary rules of international law? Can we say that all states are able to benefit from the global improvements regarding to human rights and economic developments equally? These questions are expected to be explained by the law which is creating the new era of globalisation.
Toplumlar, tarihe konu olmaya başladıkları andan itibaren birlikte yaşamaya duyulan ihtiyaçlarıyla gündeme geldiler. Önce küçük birlikler, kabileler oluşturmakla beraber, yüzyıllar sonra Günümüzün büyük devletlerine dönüştüler Tarih kitaplarının büyük bir bölümünü bu devletlerin dünyada daha çok yetki ve kaynağa sahip olmak amacıyla sınırlarını genişletme savaşları kapladı. Devlet tüzel kişiliğinin uluslararası hukukta en yüksek mertebeye oturduğu, rejimsel bloklaşmaların dünyayı ve ilişkileri yönettiği dönemlerden, ekonomik ilişkilerin, insan haklarının ve uluslar üstü kuruluşların baskın olarak söz aldığı, devletlerin kendilerini bağlayıcı uluslararası anlaşmalara imza attığı günlere gelmiş bulunmaktayız. Şüphesiz ki bu gelişim sürecine, insanlığın tarih boyunca aldığı yaralar ve edindiği tecrübelerle beraber hukukun ulaştığı mertebenin etkisi de çok büyüktür. Bugün yabancı yatırımcıyla devlet arasında bir uyuşmazlık çıktığında Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (lCSlD)'nin tercih edilmesi, devletlerin aralarında çıkan uyuşmazlıkların Uluslararası Adalet Divanı(lCJ)'na taşınması, insani haklarının ihlâl edildiğini düşünen bireylerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (ECHRJ)'ne duyduğu ilgi, Avrupa Birliği (EU), Birleşmiş Milletler (UN) gibi etkinliği hayli fazla devletler üstü tüzel kişiliklerin yine devletlerin kararıyla ortaya çıkması, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının raporlarının devlet politikalarındaki yönlendiriciliği ve bunlar gibi bir sürü örnek artık toplumların evrensel olarak belli bir standarda erişme ihtiyacında olduğunun göstergesidir ve bu da hukukun bu talebe uygun bir çerçevede olmasıyla mümkün kılınmaktadır. Bütün bu gelişmelerin karşısında ortaya atılan en yaygın sorulardan biri, Vestfalya Sistemi olarak da bilinen devlet egemenliği kavramının ve iç hukukun öneminin nasıl bir pozisyonda olduğudur. Devletlerin iç işlerine karışmama ilkesi, evrensel bir standardizasyona erişme ideali ve devletlerarası yeni ilişkilerin kurulması sırasında iç düzenlemelere yönelik taleplerin karşısında etkinliğini ne kadar sürdürmektedir? Uluslararası örf ve adet hukukuyla çatışan bir iç hukuk düzeni ne kadar etkili olabilir? Dünya üzerindeki bütün devletler ekonomi, kalkınma ve insan haklarına yönelik evrenselleşme ve gelişme akımından faydalanabilmekte midirler gibi soruların, globalleşen dünyada bu düzeni koruyacak olan hukuk kuralları sayesinde cevabını bulması beklenmektedir.
Toplumlar, tarihe konu olmaya başladıkları andan itibaren birlikte yaşamaya duyulan ihtiyaçlarıyla gündeme geldiler. Önce küçük birlikler, kabileler oluşturmakla beraber, yüzyıllar sonra Günümüzün büyük devletlerine dönüştüler Tarih kitaplarının büyük bir bölümünü bu devletlerin dünyada daha çok yetki ve kaynağa sahip olmak amacıyla sınırlarını genişletme savaşları kapladı. Devlet tüzel kişiliğinin uluslararası hukukta en yüksek mertebeye oturduğu, rejimsel bloklaşmaların dünyayı ve ilişkileri yönettiği dönemlerden, ekonomik ilişkilerin, insan haklarının ve uluslar üstü kuruluşların baskın olarak söz aldığı, devletlerin kendilerini bağlayıcı uluslararası anlaşmalara imza attığı günlere gelmiş bulunmaktayız. Şüphesiz ki bu gelişim sürecine, insanlığın tarih boyunca aldığı yaralar ve edindiği tecrübelerle beraber hukukun ulaştığı mertebenin etkisi de çok büyüktür. Bugün yabancı yatırımcıyla devlet arasında bir uyuşmazlık çıktığında Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (lCSlD)'nin tercih edilmesi, devletlerin aralarında çıkan uyuşmazlıkların Uluslararası Adalet Divanı(lCJ)'na taşınması, insani haklarının ihlâl edildiğini düşünen bireylerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (ECHRJ)'ne duyduğu ilgi, Avrupa Birliği (EU), Birleşmiş Milletler (UN) gibi etkinliği hayli fazla devletler üstü tüzel kişiliklerin yine devletlerin kararıyla ortaya çıkması, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının raporlarının devlet politikalarındaki yönlendiriciliği ve bunlar gibi bir sürü örnek artık toplumların evrensel olarak belli bir standarda erişme ihtiyacında olduğunun göstergesidir ve bu da hukukun bu talebe uygun bir çerçevede olmasıyla mümkün kılınmaktadır. Bütün bu gelişmelerin karşısında ortaya atılan en yaygın sorulardan biri, Vestfalya Sistemi olarak da bilinen devlet egemenliği kavramının ve iç hukukun öneminin nasıl bir pozisyonda olduğudur. Devletlerin iç işlerine karışmama ilkesi, evrensel bir standardizasyona erişme ideali ve devletlerarası yeni ilişkilerin kurulması sırasında iç düzenlemelere yönelik taleplerin karşısında etkinliğini ne kadar sürdürmektedir? Uluslararası örf ve adet hukukuyla çatışan bir iç hukuk düzeni ne kadar etkili olabilir? Dünya üzerindeki bütün devletler ekonomi, kalkınma ve insan haklarına yönelik evrenselleşme ve gelişme akımından faydalanabilmekte midirler gibi soruların, globalleşen dünyada bu düzeni koruyacak olan hukuk kuralları sayesinde cevabını bulması beklenmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Globalisation, International relations, Conformity, Globalleşme, Uluslararası ilişkiler, Uyumluluk
Kaynak
International Faculty of Law Student Congress 2016
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Timur, D. (2016). The compulsion on states to meet globalisation by the rule of law and international relations / Hukukun ve uluslararası ilişkilerin etkisiyle devletler üzerindeki küreselleşme baskısı. International Faculty of Law Student Congress 2016, Maltepe Üniversitesi. s. 83-85.