Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’de imkânsızlık gerekçesiyle infaz edilemeyen idari yargı kararlarına ilişkin yaklaşımı: Cıngıllı Holding A.Ş. & Cıngıllıoğlu v. Türkiye ve Süzer & Eksen Holding A.Ş. v. Türkiye davaları

dc.authorid0000-0002-1147-5824en_US
dc.contributor.authorApaydın, Bahadır
dc.date.accessioned2024-07-12T20:41:38Z
dc.date.available2024-07-12T20:41:38Z
dc.date.issued2017en_US
dc.departmentFakülteler, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümüen_US
dc.description.abstractTürk Hukuk sisteminde, idarenin kesinleşmiş yargı kararlarını geciktirmeksizin yerine getirmesi yükümlülüğü; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 82 Anayasası ve ilgili yasal düzenlemeler ile güvence altına alınmıştır. Demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez koşullarından biri sayılan bu güvence, kişilerin idare karşısında hak arama hürriyetinin özünü teşkil etmektedir. Ancak istisnaen idarenin mahkeme kararlarının gereklerini yerine getiremediği haller vuku bulabilmektedir. Mahkeme kararları ile de hüküm altına alınan bu durum, doktrinde ili ya da hukuki imkânsızlık olarak adlandırılmaktadır. İmkânsızlık hali her ne kadar mahkeme kararının aynen infazına engel olsa da hukuk düzeni, infaz yerine geçebilecek alternatif çözümler bulması noktasında idareye bir takım yükümlülükler getirebilir. Bu bağlamda idareden, engellerin aşılmasını sağlayacak nitelikte uygulama biçiminde değişiklik, tazminat, tam tazmin veya kararın muhatabı ile uzlaşma gibi çözüm yolları araması beklenir. İdarenin bu süreçteki çabası, söz konusu yargı kararına uyma iradesine dair samimiyetinin de ölçüsü olarak tezahür edecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gelen bazı davalarda, Türk yargı sisteminde kesinleşmiş mahkeme kararlarının, imkânsızlık gerekçesi ile idare tarafından yerine getirilmemesi hakkında kararlar vermiştir. AİHM’in bu davalardaki yaklaşımı, imkânsızlık kavramından ne anlaşılması gerektiği ve bu gibi hallerde idarenin nasıl tutum alması gerektiğine dair önemli tespitler içermektedir. AİHM’in meseleye yaklaşımı ve içtihatlarında yer verdiği ilke ve kurallar bakımından, Türk yargı içtihatları ile kısmen benzerlikler olsa da özellikle Türk idare pratiği bağlamında bazı temel farklılıklar barındırır. Çalışma da esasen bu hususlar üzerinde durulmak suretiyle, bireyin hukuka bağlı idare karşısındaki hak arama hürriyeti sorgulanmaktadır.en_US
dc.description.abstractIn the Turkish legal system, the obligation of the administration to full judicial decisions without delay is secured by The European Convention on Human Rights, 1982 Constitution Act and related legal regulations. This assurance, which is regarded as one of the indispensable conditions of the democratic state of law, is the essence of the freedom of people to seek rights against the administration. However, cases which are not be fulfilled the requirements of the court by the administration, can be found exceptionally. This situation, which is also put under judicial decisions, is referred to as actual or legal impossibility in its doctrine. Although impossibility is a barrier to the execution of the judicial decisions, the administration may have some obligations to and alternative solutions that can be substituted for the execution of the law. In this context, it is expected to seek solutions such as amendment, compensation, full reimbursement or decision making by reconciliation with the attorney in the form of application in a way that will overcome the obstacles. The effort in this process will manifest itself as the measure of sincerity of willingness to comply with the judicial decision. In some cases, at the European Court of Human Rights, decisions have been made in the Turkish judicial system concerning the failure of the administration to make analized judicial decisions on the grounds of impossibility. ECHR’s approach in these cases includes important determinations of what the concept of impossibility which needs to be understood and how the attitude of the mind should be taken in such cases. Although there are some similarities with the Turkish judicial jurisprudence, the ECHR has some fundamental differences, especially in the context of the Turkish administrative practice, in terms of the principles and rules that the Jurisprudence has in its approach and jurisprudence. In the study, right to legal remedies of the individual against the law-related administration is questioned mainly by focusing on these points.en_US
dc.identifier.citationApaydın, B. (2017). Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’de imkânsızlık gerekçesiyle infaz edilemeyen idari yargı kararlarına ilişkin yaklaşımı: Cıngıllı Holding A.Ş. & Cıngıllıoğlu v. Türkiye ve Süzer & Eksen Holding A.Ş. v. Türkiye davaları. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 16(1-2), s. 45-67.en_US
dc.identifier.endpage67en_US
dc.identifier.issn1303-5630
dc.identifier.issue1.Şuben_US
dc.identifier.startpage45en_US
dc.identifier.urihttps://jurix.com.tr/article/18249
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12415/1378
dc.identifier.volume16en_US
dc.institutionauthorApaydın, Bahadır
dc.language.isotren_US
dc.publisherMaltepe Üniversitesien_US
dc.relation.ispartofMaltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryUlusal Editör Denetimli Degide Makaleen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.snmzKY02678
dc.subjectYargı Kararlarının Yerine Getirilmesien_US
dc.subjectHukuki İmkânsızlıken_US
dc.subjectFiili İmkânsızlıken_US
dc.subjectAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesien_US
dc.subjectAdil Yargılanma Hakkıen_US
dc.subjectHak Arama Hürriyetien_US
dc.subjectFulfilment of Judicial Decisionsen_US
dc.subjectLegal Impossibilityen_US
dc.subjectActual Impossibilityen_US
dc.subjectEuropean Convention on Human Rightsen_US
dc.subjectRight to Fair Trialen_US
dc.subjectRight to Legal Remediesen_US
dc.titleAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’de imkânsızlık gerekçesiyle infaz edilemeyen idari yargı kararlarına ilişkin yaklaşımı: Cıngıllı Holding A.Ş. & Cıngıllıoğlu v. Türkiye ve Süzer & Eksen Holding A.Ş. v. Türkiye davalarıen_US
dc.typeArticle
dspace.entity.typePublication

Dosyalar