Yazar "Ayalp, Sunay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Yayın Attenuated lactate response to ischemic exercise in migraine(INT SCIENTIFIC LITERATURE, INC, 2010) Sahin, Sevki; Cinar, Nilgun; Aksungar, Fehime Benli; Ayalp, Sunay; Karsidag, SibelBackground: Although the pathogenesis of migraine still remains unclear, certain metabolic studies done on patients with migraine indicate possible deficits in mitochondrial activity. Previously, the forearm ischemic exercise test (FIT) has been used as a screening tool to evaluate mitochondrial dysfunction in metabolic myopathies. Material/Methods: We studied the response of migraine patients to exercise using the modified FIT and compared this to the responses in a healthy group. After baseline venous blood samples were drawn, a sphygmomanometer cuff placed around the upper arm was inflated to 30 mmHg above systolic blood pressure and the subject performed a maximal isometric contraction of the forearm flexors using a hand-grip dynamometer with a 9-contraction: 1-relaxation duty cycle for a total time of 60 seconds. Results: In migraine patients, attenuated lactate response after the FIT in the 1(st), 3(rd) and 5(th) minutes were significantly different when compared to the control group. Conclusions: Our results show that there may be defects in the anaerobic or proximal glycolytic pathways in migraine patients, evident in stressful situations. We also conclude that the FIT may be useful for research on migraine pathophysiology.Yayın Aurasız migren hastalarında trombosit serotonin düzeylerinin değerlendirilmesi / Evaluation of thrombocyte serotonin levels in migraine patients without aura.(T.C. Maltepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2010) Ayalp, Sunay; Şahin, ŞevkiMigren ataklar halinde ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Migren atakları ile serotonin düzeyleri arasındaki ilişki net değildir. Literatürde plazma serotonin düzeyinden çok trombositlerdeki serotonin düzeyinin ölçülmesinin daha güvenilir sonuçlar vereceği belirtilmektedir. Çalışmamızın amacı aurasız migren hastalarında trombosit içerisinde depolanan serotonin konsantrasyonunu hesaplamak, bu düzeylerin hasta grubu içerisindeki ve kontrollerdeki değişimlerini saptayarak sosyodemografik ve tıbbi verilerle karşılaştırmaktır.Materyal ve Metod: Çalışma Uluslararası Başağrısı Derneği'nin 2004 kriterlerine göre tanı almış 30 aurasız migrenli kadın hasta ile yaş ve cinsiyet olarak uyumlu 20 sağlıklı kontrolle gerçekleştirildi. Tüm hasta ve kontrollere Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D) uygulandı ve 10 puanın üzerinde alanlar çalışmaya alınmadı. Hastalardan sabah açlık venöz kan örnekleri alındı. Trombositten zengin ve fakir plazma hazırlandı. Hazırlanan örnekler yüksek performanslı sıvı kromatografisi cihazında ölçüldü ve trombosit serotonin konsantrasyonu hesaplandı. Çalışmada istatistiksel analizler için; Student t test, Mann Whitney U test ve Ki-Kare testi kullanıldı.Sonuçlar: Çalışmamızda migren hastalarında trombosit serotonin konsantrasyonunun kontrol gurubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük olduğu saptanmıştır. Hastalık süresi, atak sıklığı ve atak süresi arttıkça trombosit serotonin konsantrasyonundaki düşüşün daha belirgin olduğu görülmüştür. Ayrıca migrenli hastaların ailelerinde de migren görülme oranı kontrol grubundan belirgin olarak yüksek bulunmuştur. Tartışma: Sonuçlarımız migren patogenezinde trombositlerin fonksiyonuna, düşük serotonin düzeylerine, kalıtımın rolüne dikkat çekmektedir. Hem ağrılı hem de ağrısız dönemleri içeren ve serotonin dışında da belirteçleri kapsayan geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.Yayın Aurasız migrende trombosit serotonin düzeylerinin değerlendirilmesi(2012) Ayalp, Sunay; Aksungar, Fehime Benli; Şahin, Şevki; Karşıdağ, SibelAmaç: Migren ile serotonin düzeyleri arasındaki ilişki net değildir. Daha önceki çalışmalarda migrenlilerde plazma serotonin düzeyleri araştırılmıştır. Ancak, güncel literatürde santral sinir sistemindeki düzeyi yansıtması açısından trombositlerdeki serotonin düzeyinin daha güvenilir sonuçlar vereceği belirtilmektedir. Gereç ve Yöntem: Çalışma Uluslararası Başağrısı Derneğinin ölçütlerine göre tanı almış 30 aurasız migrenli kadın hasta ile yaş ve cinsiyet olarak uyumlu 20 sağlıklı kontrolle gerçekleştirildi. Tüm hasta ve kontrollere Hamilton depresyon ölçeği (HAM-D) uygulandı ve 10 puanın üzerinde alanlar çalışmaya alınmadı. Olgulardan sabah açlık venöz kan örnekleri alındı. Trombositten zengin ve fakir plazma hazırlanarak yüksek performanslı sıvı kromatografisi cihazında değerlendirildi ve trombosit serotonin konsantrasyonu hesaplandı. Bulgular: Çalışmamızda migrenlilerin trombosit serotonin konsantrasyonunu kontrol gurubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük olduğu saptandı. Hasta grubunda ailede migren görülme oranı kontrol grubundan belirgin oranda yüksek bulundu. Migrenlilerin HAM-D puanları kontrol grubundan belirgin düzeyde yüksek bulundu. Atak sayısı ve süresi ile düşük serotonin düzeyleri arasında zayıf bir korelasyon görülse de istatiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Sonuç: Sonuçlarımız migren patojenezinde düşük serotonin düzeylerine ve migrende kalıtımın rolüne işaret etmektedir. Çalışmaya alınan tüm olgular klinik depresyon puanının altında seçilmiş olmalarına rağmen, migrenlilerde kontrollere göre HAM-D puanları daha yüksek bulunmuştur. Bu durum migrenlilerde düşük serotonin düzeyi ile ilişkili subklinik depresyonun varlığına işaret edebilir. Hem ağrılı hem de ağrısız dönemleri içeren ve serotonin dışında da belirteçleri kapsayan geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.Yayın Cutaneous drug eruptions by current antiepileptics: Case reports and alternative treatment options(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2008) Sahin, Sevki; Comert, Asuman; Akin, Ozlem; Ayalp, Sunay; Karsidag, SibelSerious cutaneous drug eruptions due to antiepileptics have been defined for many drugs like carbamazepine, diphenylhydantoin, phenytoin and valproate. In recent years, adverse cutaneous reactions due to the current antiepileptic drugs have also been reported. in this paper, two cases are presented: a 48-year-old female receiving gabapentin for postherpetic neuralgia who developed leukocytoclastic vasculitis after 8 weeks and a 23-year-old male receiving lamotrigine for epileptic seizures who developed toxic epidermal necrolysis (TEN) in. 15 days. Alternative therapy approaches with practical suggestions are also discussed.Yayın Determination of nerve conduction abnormalities in patients with impaired glucose tolerance(SPRINGER, 2009) Sahin, Sevki; Karsidag, Sibel; Ayalp, Sunay; Sengul, Ahmet; Us, Onder; Karsidag, KubilayRecent studies have shown that impaired glucose tolerance (IGT) is associated with dysfunction in the peripheral and autonomic nerves. The aim of this study was to determine the electrophysiological abnormalities of IGT. To determine electrophysiological abnormality in the large sensorimotor and sudomotor autonomic nerves with IGT patients, 43 patients and 34 healthy subjects have been studied. Subjective neuropathy symptoms, neurological examination and the electrophysiological findings were evaluated. When conduction of large somatic fibers only was evaluated, the ratio of electrophysiological abnormality was found to be 21%. In addition, where sympathetic skin response was evaluated the sudomotor autonomic abnormality ratio was 28% in upper extremities, 53% in lower extremities, and 16% in upper and lower extremities together. The percentages of abnormal electrophysiological parameters in different motor and sensory nerves were 39.5% in the peroneal motor nerve, 20.9% in the median motor and sural sensory nerves, 18.6% in the median sensory nerve, 16.3% in the tibial motor nerve, 14% in the ulnar sensory nerve, and 2.3% in the ulnar motor nerve. While distal motor latency was the most frequent abnormal parameter in the median and tibial motor nerves, the amplitude changes in the peroneal and ulnar motor nerves were also prominent. In sensory evaluation, the onset latency in the median-ulnar sensory nerves and the amplitude in the sural sensory nerve were found to be evident abnormalities.Yayın Long term and frequent electrophysiological observation in carpal tunnel syndrome(2007) Karşıdağ, Sibel; Şahin, Şevki; Karşıdağ, Semra Hacıkerim; Ayalp, SunayAim. Carpal tunnel syndrome (CTS) is one of the most common compression neuropathies in neurology. Electromyography (EMG) including nerve conduction study (NCS) is the most useful diagnostic technique for CTS. In this study, we aim to demonstrate changes in electrophysiological parameters in different level of CTS patients by frequent EMG studies. Methods. We prospectively followed patients with CTS regularly once every 12 weeks for 1 year. Fourteen women (28 hands) with EMG/NCS findings of CTS were observed and classified in 3 groups according to electrophysiological severity. AU patients were instructed to wear the splint for 12 weeks. At the end of this period, patients were evaluated by electrophysiologic parameters. If findings were still abnormal, they were encouraged to continue wearing the splint. In severe cases, surgical release was carried out. Results. No statistically significant changes were noted in EMG recordings of mild cases repeated every 3 months. It was determined that significant improvements begin to occur in the moderate group in all parameters, except for the amplitude of the median sensory nerve. However, when the mean values were studied in the severe CTS group, it was observed that the preoperative motor and sensory parameters became increasingly impaired, but approached the initial values in the first evaluation in the postoperative period. Conclusion. Subjects with CTS, particularly moderate as determined by electrophysiology, may benefit from conservative therapy, with improvements which continue for about one year. In severe cases the main treatment modality seems to be operation. Frequent electrophysiological follow-ups may be useful in guiding treatment.Yayın Yayın Non-functioning pituitary adenomas presenting with atypical headache in adolescents(BLACKWELL PUBLISHING, 2008) Sahin, Sevki; Ayalp, Sunay; Karsidag, Sibel…Yayın Petröz kemik kolesteatomuna bağlı intrakraniyal komplikasyonlar: olgu sunumu(Maltepe Üniversitesi, 2009) Şahin, Şevki; Çınar, Nilgün; Ayalp, Sunay; Okluoğlu, Tuğba; Batum, Kübra; Karşıdağ, SibelCholesteatoma is a cystic lesion which occured accumulation of keratinized multilayers quamousepithelium in the middle ear or other pneumatized regions of the temporal bone. Cholesteatoma of the petrous bone extending into the intracranial region is an unusual occurrence. A71-year-old male presented with ipsilateral otorrhoea and facial paralysis. After the diagnosis of cholesteatoma, the meningitis and brain stem infarction caused by lateral sinus trombosis were developed into the one year period. The patient's clinical and neuroradiological findings are discussed on the light of literature.Yayın An unusual cause of cardioembolic stroke - Isolated left ventricular noncompaction(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2008) Sahin, Sevki; Sekban, Ahmet; Ayalp, Sunay; Karsidag, SibelBackground: Isolated left ventricular noncompaction (ILVNC) is a rare congenital condition that is the result of an intrauterine developmental arrest, which stops the compaction of the loose myocardial fiber meshwork of the left ventricle. This condition is recognized by an excessively prominent trabecular meshwork and deep intertrabecular recesses of the left ventricle. Although these intertrabecular recesses are prone to thrombus formation, with resulting embolic sequelae, the literature describes only I adult case of a stroke caused by ILVNC. Case Report: We describe a case of cerebral cardioembolism in a 33-year-old man due to ILVNC. Because of echocardiography (ECHO) findings in this case, cardiac magnetic resonance imaging (cMRI) was performed, which allowed a definite diagnosis to be obtained. Conclusion: This case should highlight the importance of performing cMRI especially in younger patients with embolic stroke, if the ECHO suggests a suspected myocardial disorder.