Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Araştırmacılar
  • Projeler
  • Birimler
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kuban Orcan, Nurdan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Yayın
    Konargöçer toplulukların mirası ve iklim değişikliği ilişkisi: Sarıkeçili yörükleri örneği
    (T.C.Maltepe Üniversitesi, 2024) Büyükgüner Sönmez, Gizem; Kishali, Emre; Kuban Orcan, Nurdan
    Yerel toplulukların yaşam pratikleri, iklimle ve çevreyle sağladıkları uyum, toplulukların sahip oldukları kadim kültürlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Orta Toroslarda yaşamını sürdüren yerel topluluklardan konargöçerlerin kültür ve yaşayış biçimi iklimle doğrudan ilişkilidir. Konargöçer topluluklar yaşamlarını hareket halinde sürdürmesi sebebiyle iklim krizinden doğrudan etkilenir. Türkiye coğrafyasında önemli bir yer olan Orta Toroslarda yaşayan konargöçer topluluklardan Sarıkeçili Yörükleri iklim değişikliğinden etkilenmektedir. Bu çalışma Sarıkeçili Yörüklerinin sahip olduğu somut ve somut olmayan kültürel mirası ve söz konusu yerel topluluğun iklim değişikliği ile olan hassas ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Sarıkeçililer yazları Orta Toroslarda, kışları Torosların güneyinde, Akdeniz'in sahil bölgesinde yaşamını sürdüren konargöçer bir topluluktur. Barınma, geçim ve günlük yaşam pratikleri hayvancılık ile şekillenen Sarıkeçili Yörükleri kış mevsiminde "kışlak" adı verdikleri yurtlarında yaşarken, yaz mevsiminde "yayla"ya göç etmektedir. Yürüklerin somut olmayan mirası olan göç, temel geçim kaynakları olan keçilerine uygun iklimsel koşulları sağlamak için yapılır. Göç sürdükçe, Yürüklerin sahip oldukları geleneksel yapım tekniği, geleneksel ekolojik bilgi korunmakta ve geleceğe taşınmaktadır. Sarıkeçililer kış mevsiminde orman içlerinde, yaz mevsiminde meralarda, çadırda yaşamaktadır. Mevsimsel gerçekleştirdikleri göç sırasında Sarıkeçili Yörükleri 'konalga' adı verilen konaklarda geçici olarak barınarak kilometrelerce yol kat etmektedir. Somut kültür mirası olan 'kara çadır', barınma mekânlarını oluştururken göç sırasında taşınabilir olarak üretilmiştir. Çalışmada on Sarıkeçili aile ile yarı-yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde Sarıkeçililerin yaşama pratikleri, miras, iklim ile ilişki, geçim kaynakları, tarihsel arka plan, sosyalleşme etkinlikleri, sosyoekonomik yapı, mülkiyet, doğa bilgisi, geleneksel yapım tekniği gibi temel alanlara dair derinlemesine bilgilere ulaşmak adına sorular yöneltilmiş olup, görüşmeler kamera kaydına alınmıştır. Bu görüşmeler yazıya dökülmüş ve yorumlanmıştır. Sarıkeçili Yörüklerinin kültürü ve somut olmayan kültürel mirası belgelenmiştir. Orta Toroslar bölgesini ve Sarıkeçili Yörüklerinin kültürünü anlamak, yerleşik ve taşınabilir mimari mirasını belgelemek amacıyla görüşmelerden elde edilen bilgiler ışığında kırk beş gün süreli saha çalışması yapılmıştır. Bölgedeki mimari miras, konalgalar ve göç rotaları konumsal olarak CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) ortamında sayısallaştırılmıştır. Kara çadır, çatkı, ağıl, kuzluk (sütlük), sağım yeri, makam, dolap, dam, arılık gibi mimari miras unsurları fotoğrafla belgelenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Yayın
    Kırsal mimari miras bağlamında divan camileri ve koruma sorunları: Kastamonu merkez ve Devrekani ilçeleri örneği
    (T.C.Maltepe Üniversitesi, 2024) Gökgöz Gedik, Gökçen; Kishalı, Emre; Kuban Orcan, Nurdan
    Kırsal mirasta cami mimarisi OsmanlI döneminde kullanım pratiği ile çeşitlilik göstermekte ve günümüze kadar ulaşan yapıların maruz kaldığı müdahaleler ile özgün değer tartışmaları yapılabilmektedir. Kastamonu kırsalında, tarlalarla çevrili arazilerde, yol güzergâhlarında veya birkaç köye eş uzaklıkta arazide cuma ve bayram namazlarında kullanılmak üzere inşa edilmiş cami yapıları görülmektedir. Yörede Divan Cami olarak bilinen ve İslamiyet'in ilk yıllarında "Mescid-i Cuma" olarak adlandırılan cuma camisi yapıları dönemin tekniğini, malzeme bilgisini ve kültürel gereksinimlerini de aktarmaktadır. 13. yüzyıl itibari ile Türk-İslam kültürünün etkisinde kalan coğrafyada divan (cuma) camileri, sadece bir inanç mimarlığı değil, aynı zamanda sosyokültürel bir buluşma mekânını da temsil etmektedir. Coğrafi şartlar sebebi ile Osmanlı Devleti'nin dağınık yerleşim gösteren bölgelerde uyguladığı idari düzenin cami mimarisine yansıması bu sebeple önemlidir. Çalışmada somut olmayan mirasın bir örneği ve geleneksel teknik ve malzemenin bir göstergesi olarak divan camisi, Kastamonu kazasında yer alan Akkaya, Kuzyaka, Göl ve Devrekani nahiyelerinde yer alan örnekleri üzerinden ele alınmıştır. Ortak kullanılan bu camilerin çevresinde pazar yerlerinin kurulduğu, toplu sosyokültürel etkinliklerin yapıldığı söylenmektedir. Taş ya da ahşap malzemeden, kâgir yapım tekniği ile üretilmiş bu camiler kareye yakın dikdörtgen, merkezî planlıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Yayın
    Kırsal mimari mirasın korunması üzerine Nüzhetiye Mahallesi (köyü) ölçeğinde bir çözüm önerisi
    (T.C.Maltepe Üniversitesi, 2024) Yavuz, Muhammet Kerem; Kuban Orcan, Nurdan
    Kırsal mirasın korunması, uluslararası ölçekte Endüstri Devrimi'nin çıkış süreci de olan 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bir kavram olmuştur. Artan sanayileşme sürecinde kır nüfusunun kente göç etmesiyle birlikte nüfusu azalan ve neredeyse bitme noktasına gelen kır yerleşimlerinde geleneksel yapım tekniklerinin, gelenekselleşmiş yaşama biçiminin, kültürel miras öğelerinin ve genel olarak kırsal yaşamın tehlike altına girdiği görülmüştür. Bu süreçte yaşanan gelişmelerle birlikte korumanın, kente ait simge yapıların ve anıtsal yapıların dışında "sıradan" yerleşimleri de kapsaması gerektiği kabul edilmiştir. Bu duruma yönelik yapılan çalışmalarda mimari miras öğelerinin yanında somut olmayan miras öğelerinin de korunması, bu değerlerin kırsal yaşamda birbirini üreten ve birbirinin devamlılığını sağlayan öğeler olduğu görülmüştür. Çalışmaya örnek alınan alan Kocaeli ilinin, Gölcük ilçesine bağlı Nüzhetiye Mahallesi'dir. Kocaeli'nin güney tarafında uzanan Samanlı Dağlarının eteklerinde kurulan Nüzhetiye, uzun bir süre Ermeni ve Laz nüfusun birlikte yaşadığı bir yer olmuştur. I. Dünya Savaşı sürecindeki Tehcir Dönemi'nde köydeki Ermeni nüfus azalarak bitmiştir ve yerlerine Osmanlı Devleti tarafından Gürcü halklar yerleştirilmiştir.

| Maltepe Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Maltepe Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, İstanbul, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim